Manisa'nın Soma ilçesinde geçtiğimiz yıl 13 Mayıs'ta yaşanan maden faciasında 301 madencinin şehit olmasının ardından şehit madencilerin aile ve yakınları, yürüyüş ve anma gecesi düzenlendi.

DİSK'e bağlı Dev-Maden Sendikası tarafından düzenlenen ve şehit madenci yakınlarının da katılımıyla yürüyüş, Beşyol'dan başladı. Cengiz Topel Meydanı'na gelen grup, burada yaktıkları mumlarla '301 Candır' yazdı. Faciada hayatını kaybettiği şehit madenci Ali Kavas'ın eşi Gülten Kavas, eşinin dilinden yazdığı bir şiiri okudu.

'IŞIĞIM SÖNDÜ'

Kavas, yazdığı şiirde şunları ifade etti: "Karıcığım hoşçakal, ışığım azalıyor. Yanımda ölü arkadaşlarım. Artık, kömür kokulu ekmekten getiremeyeceğim sanırım. Buraya kadarmış çocuklarım hoşçakalın. Hakkınızı helal edin. Anacığım, babacığım, ışığım azalıyor hoşçakalın. Üstüme değil, içime çöken ocağın sessizliğinde tek tek seslerinizi duyuyorum. Yüzlerinizi görüyorum. Işığım azalıyor, soluğum azalıyor biliyorum. Yavaş yavaş dünyanın kara kalbine gömülüyorum. Işığım söndü, işte gidiyorum. Ah en çok da bir bilseniz, nasıl da bulutları, ağaçları gökyüzünü özlüyorum. Işığım söndü hoşçakalın arkadaşlarım. Çoktan gittik, gittik artık bende gidiyorum."diye okuyan Kavas, "Çoktan gitti, 301 işçi devlet bunun arkadasın da olsa ne olur, olmasa ne olur. Tam biz bir sen oldu, bir seneden beri 301 ana evlatsız. 301 baba evlatsız. 250 eş eşsiz. 450 çocuk babasız kaldı. Biz Anadolu çocuğunun toprağından geldik. Ayakta durmasını bildik, yine de biliriz. Çünkü bu Anadolu toprağının çocuklarıyız. Bizim evlatlarımız da hiç bir zaman yıkılmayacak. Yine ayaktayız, ayakta da olacağız. Devlet keşke yanımızda olsaydı. Keşke sendika işçilerin sırtından para aldığı gibi, bugün de yanımızda olsaydı."

Daha sonra şehit eş ve yakınlarının konuşmalarının ardından tasavvuf müziği ile yapılan etkinlik gecesi sona erdi.

'BİZİM EVLATLARIMIZI GENÇ YAŞINDA YERİN ALTINA KOYDULAR'

Madende torunu şehit olan Elmas Yıldırım ise "Bugün mezarlıkta dediler ki bize; 'Size müjde var. İş yeriniz açılıyor' Bunları söyledikleri yerin mezarlık olduğunu unuttular. Ben de oğluma dedim ki; size müjde veriyorlar oğlum. Kalkın oğlum giyinin gidin işe. Ama ben senin elbiselerini attım. Yoksa ben mi gideyim senin yerine oğlum. Acaba, babalar mı gidecek bu yeni işe yerine, analar mı gidecek. Peki bizim evlatlarımızı genç yaşında yerin altına koydular. Neden acaba ben oğlumu askere gönderdiğim askerde eğer şehit olsaydı vatan için derdim. Ama senin oğlun şehit oldu. Ne için şehit? Büyüklerin azgınlığı, zenginlerin olmaların durumu bu yakışır mıydı acaba bizim evlatlarımıza? Diyorlar ki 'üç çocuk yap, beş çocuk yap.' Çünkü biraz büyüyenleri biz öldüreceğiz ne de olsa. Bizde çocuk yapacak hal mi kaldı. Bizde bir oğlan vardı, onu da aldılar." diye konuştu.