Manisa Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden Soma maden kazası ceza davasının üçüncü duruşmasının üçüncü celsesinde, çapraz sorguya tâbi tutulan sanıklardan Üretim Müdürü İsmail Adalı’nın, şehit madenciler için, "Onların hepsi benim arkadaşımdı" demesi, ailelerin tepkisine sebep oldu.

Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, sakinleşmeleri için iki madenci yakınını salon dışına çıkartırken aileleri, "Eğer sükuneti sağlamazsanız, bu duruşma burada yapılamaz. Sakin olun. Duruşmanın yapılamaması kime ne fayda sağlar, düşünün." diyerek sakinleştirdi.

Davada, maden faciasının meydana geldiği Eynez ocağının Üretim Müdürü Adalı’nın çapraz sorgulaması tamamlandı. Maden şehidi ailelerinin yoğun tepkisi altında tamamlanan sorgulamada müşteki avukatlarından Serhan Özbek’in, “Kriz yönetiminde en önemli adımın, ocağın hemen boşaltılması olduğu biliniyor. Bu faciada kayıpların çok olması, ocağın boşaltılmasının gecikmesinden mi yaşandı? Neden temel yönlendirmeyi siz yapmadınız da başkalarına yaptırdınız?” sorusuna cevap veren sanık İsmail Adalı, şunları söyledi: “Bu faciada 301 arkadaşımızı kaybettik. Benim yaşadığımı, neler hissettiğimi kimseye anlatmak ve paylaşmak zorunda değilim. Bana haber geldiğinde, ocağın boşaltılması için izleme merkezine hemen talimat verdim ve kendim de madene indim. Bu durumlarda izleme merkezi, hızlı ve anında haberleşmeyi sağlar. Bu sırada ocağa girmek üzere olan 100 kadar işçinin de içeri girmesini engelledim. Aksi takdirde 100 kişiyi daha kaybedebilirdik. Ocakta A ve H panoları dışında bütün panolara haber verildi. A ve H panolarında telefonları kimsenin açmadığı bilgisi bana ulaştı. Yoğun duman içinde oraya giderken S panosundaki işçilerin ocağı terketmedikleri bilgisi ulaştı. Bu sırada ocak içinde haberleşmeyi sağlıyorduk. Olayın nasıl hızlı geliştiğini hepimiz gördük. Ondan sonra da havanın ters çevrilmesi kararını verdik.”

'ARKADAŞLARIM' SÖZÜNE TEPKİ

İsmail Adalı’nın, konuşması sırasında maden şehitlerinden "arkadaşlarım" diye bahsetmesi üzerine madenci yakınlarından tepkiler yükselmeye başladı. “Arkadaş arkadaşına tokat atar mı? Benim kardeşim için 'arkadaşım' diyemezsin.”, “Yalan söylüyor.”, “Verin şunu bize de boyunun ölçüsünü alalım.” şeklinde tepkiler üzerine Mahkeme Başkanı Ballı, iki madenci yakınını sakinleşmeleri için dışarıya çıkarttı. Sanık avukatlarına yönelik sözlü sataşmalar olması üzerine ise, “Eğer sükuneti sağlamazsanız, sözlü sataşmalarınız devam ederse bu duruşma burada yapılamaz. Sakin olun. Buradaki sanığın yalan söyleme, doğru söylememe hakkı vardır. Bizler hepinizi dinleyeceğiz. Sanık avukatları da görevlerini yapıyor. Eğer onlar olmasa sanıklar yargılanamaz. Hepinize söz vereceğim. Duruşmanın yapılamaması kime ne fayda sağlar, düşünün.” diyerek aileleri sakinleştirdi.

'HAVANIN TERS ÇEVRİLMESİ KRİTİK BİR KARARDI'

Salonda bulunanların sakinleşmesinin ardından sanık Adalı, Av. Serhan Özbek’in, “Havanın ters çevrilmesi, doğru bir karar mıydı? Biliyoruz ki madende işçiler çalıştığı sırada havanın ters çevrilmesi, büyük kayıplara neden olabilir. Biliyoruz ki A ve H panosundan kurtulan işçilerin ifadelerine göre havanın ters çevrilmesinin ardından birçok işçi hayatını kaybetmiş. Yangına da suyla müdahale edilmiş, doğru mu?” sorusuna şu cevabı verdi: “Bu kritik bir karardı. Biz her türlü önlemi aldıktan sonra son çare olarak havanın ters çevrilmesi kararını aldık. Bu sayede de birçok işçinin hayatı kurtuldu. Yangına suyla müdahale etmemiz ise kesinlikle doğru değil, çünkü biz bir yangın göremedik, sadece yoğun bir duman vardı. Su sıkıldı ama yangına ulaşabilmek için sıkılan bir su vardı. Kesinlikle alevli bir yangın görmedik.”

İsmail Adalı’nın çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından, tutuklu sanıklardan, ocağın teknik nezaretçisi maden mühendisi Ertan Ersoy’un çapraz sorgusuna geçildi.