Diyarbakır'daki bombalı saldırı ile ilgili açıklama yapan STK'lar, "Günlerdir bir parti lehine seçim çalışması yaparak ülkeyi geren, her gün Anayasa'yı çiğneyen Cumhurbaşkanı; yine tarafsız olması gerekirken bir partinin borazanı olan TRT ve yandaş medya; olaylara seyirci kalan devletin bütün birimleri ile yargının da buna eşlik etmesi sonucu önce Erzurum’da, son olarak bu saldırı final olmuştur." dedi.

İHD, Mezopotamya Hukukçular Derneği (MDH) ve Mardin Barosu üyeleri, HDP’nin Diyarbakır'daki mitinginde yapılan bombalı saldırıyı kınamak amacıyla Mardin Adliye binası önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya İHD Şube Başkanı Erdal Kuzu, MHD Mardin Şube eş başkanları Seher Acay, Zuhat Bilen, Mardin Barosu Başkanı Azat Yıldırım ve avukatlar katıldı.

Baro başkanları adına açıklamayı yapan Mardin Baro Başkanı Azat Yıldırım, bunun bir katliam provası olduğunu ve burada kadınlar, çocuklar ve bütün bir halkın hedef alındığını söyledi. Bu eylemin amacının vahşi ve insanlık dışı olduğunu belirten Yıldırım, "Bu bir katliam provasıdır. Burada hedeflenen kadınlar, çocuklar ve bütün bir halktır. Amaçları birinci bomba ile insanları bir yere toplayıp ikinci bomba ile de mümkün olan en fazla zayiatı verdirmektir. Bu eylem bu amacı ile vahşi, insanlık dışı bir eylemdir. Binlerce sivil insanın toplandığı bir alana bomba ile saldırma eylemi karşısında vahşet kelimesi bile anlamsız kalmıştır. Tarafsızlık yemini etmiş ve günlerdir çeşitli bahaneler ile bir parti lehine seçim çalışması yapan, ülkeyi geren, halkı birbirine düşüren ve Anayasa'nın kendisine yüklediği görevlerin dışına çıkan, her gün Anayasa'yı çiğneyen Cumhurbaşkanı, yine tarafsız olması gerekirken bir partinin borazanı olan TRT ve yandaş medyanın, olaylara seyirci kalan devletin bütün birimleri ile yargının da buna eşlik etmesi sonucu önce Erzurum’da, son olarak bu saldırı final olmuştur. Bunlar birbirinden bağımsız saldırılar değildir." dedi.

'FAİLLER BELLİ YAKALAYAN YOK'

Seçim öncesi bölgede kaos oluşturulmak istendiğini ifade eden Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: "Erzurum'da gözaltı olmaması, ellerinde molotoflar, palalar, satırlar, bıçaklar ve taşlar bulunan saldırganların polisin yanında ve polisin gözleri önünde serbestçe saldırmaları, molotof atmaları, polisten hiç çekinmeden suç işlemeleri, polis tarafından kollanmaları, bu eylemlerim ceza kanunlarındaki karşılığının müebbet hapis cezası öngörmesine rağmen, bu kişilerin yargıdan bağışık tutulmaları, haklarında hiçbir işlemin yapılmaması karşısında dehşete düştük. Aynı zihniyet Erzurum'dan aldığı cesaret ile Diyarbakır'a saldırmıştır. Başta Erzurum'da girişilen katliam provasına seyirci kalan ve görevini ihmal ederek cesaretlendiren başta idari birimler, emniyet birimleri ve yargı birimleri hakkında derhal adli ve idari soruşturma açılmasını talep ediyoruz."

'HALKI SAĞDUYUYA DAVET EDİYORUZ'

Hükümetin herkesin can ve mal güvenliğini korumak ile mükellef olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Hükümet, genel güvenliği ile seçim güvenliğini sağlama yerine devletin imkânlarını kendi lehine kullanma telaşına düşmüş, devletin bütün kurumlarını kendisi için seferber etmiş, bu seferberliğe karanlık eller de katılmıştır. Biz bu karanlık elleri yakından tanıyoruz. Hukuk dışı ve insanlık dışı bu yapılar yargıdan bağışık kaldıkları sürece her sisli ortamda yeniden ortaya çıkmaktadırlar. Devlete, hükümete düşen asli görev barış ve huzur içinde bir seçimin yapılmasını sağlamaktır. Yüzlerce yurttaşın bugün gözaltına alınması seçimin meşrutiyetini şimdiden tartışılır hale getirmiştir. Binlerce sivil insanın bulunduğu bir sivil faaliyete böylesi dehşet verici bir saldırının yapılmasını nefret ile kınıyoruz. Bütün yaralılara acil şifalar diliyoruz. Ölenlere Allah’tan rahmet, alilerine başsağlığı ve sabır diliyoruz. Halkımıza sağduyu çağrısında bulunuyoruz." diye konuştu.

Yapılan açıklamadan sonra avukatlar ve dernek üyeleri, HDP’ye geçmiş olsun dileklerinde bulunmak üzere HDP Mardin il binasına gitti.