Samanyolu Yayın Grubu, Ramazan ayı dolayısıyla camiden yayın yapmalarına izin vermeyen İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran hakkında suç duyurusunda bulundu. Yaran’a ‘inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme’, ‘ayrımcılık’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçları yöneltildi. Avukatlar, idare mahkemesine de başvurarak ret kararının yürütmesinin durdurulmasını istedi.

Samanyolu Yayın Grubu avukatları Fikret Duran ve Bahadır Esat Temiz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe verdi. Dilekçede Samanyolu’nun Türkiye’nin en köklü ve en büyük yayın kuruluşlarından birisi olduğu ve 19 Ocak 1993 tarihinden beri yayın yaptığı kaydedildi.

Ramazan ayının gelmesi nedeniyle manevi atmosferin izleyicilere tam yansıtılması için kanalın Ramazan ayı yayınlarını İstanbul’da tarihi mekanlarda yapmayı tercih ettiği belirtilen dilekçede, müftülükten izin talebinde bulunulduğu hatırlatıldı.

Kurumun, müftülüğe hitaben Ramazan yayınlarını Üsküdar’daki Küçük Selimiye Cami veya Valide-i Atik Camii’lerinden birinde yapmak için başvurduğu kaydedildi.

Dilekçede kanalın talebinin müftülüğün, ‘talep edilen ilgi yazınız incelenmiş olup; talebiniz müftülüğümüzce uygun görülmemiştir’ şeklinde keyfi, nesnellikten uzak ve hukuki dayanaktan yoksun kararıyla engellendiği kaydedildi.

Demokratik toplumların en önemli ilkelerinden birinin yayın özgürlüğü ilkesi olduğu vurgulanan dilekçede, şüphelilerin bu karar ile yayın özgürlüğünün ihlal edildiği belirtildi.

Demokrasilerde çok sesliliğin esas olduğuna işaret edilen dilekçede, herkesin fikrini açıkça ve hür bir şekilde ifade edebilmesinin demokrasinin gereği olduğu hatırlatıldı.

Avukatlar, kurumunun son 2 yıldır yayınlamakta olduğu muhtelif programlar ile alakalı çekim izinlerinde idarenin baskıcı, engelleyici, keyfi işlem ve eylemleriyle karşılaştığını, sindirilmeye ve susturulmaya çalışıldığını vurguladı.

İktidara yakın olduğu belirtilen televizyon kanallarının Ramazan ayı boyunca istediği yerde istediği programı yapabildiği belirtilen dilekçede, kendilerine ise çekim izni verilmemesinin ne ‘hukuki güvenlik’ ne de ‘devlete güven’ ilkesi ile bağdaşmadığı kaydedildi.

Anayasa ve AİHS’deki eşitlik ilkelerinin hatırlatıldığı dilekçede, İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran ve suç teşkil eden bu eyleme karışan diğer görevlilerin ‘inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme’, ‘ayrımcılık’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarından cezalandırılmaları talep edildi.

Samanyolu Yayın Grubu avukatları, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne de başvurarak müftülüğün verdiği ret kararının yürütmesinin durdurulmasını istedi.