İnsan Hakları Gündemi Derneği Başkanı ve Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Günal Kurşun, Kanaltürk ve Bugün TV’nin yayınlarının kesilmesine tepki gösterdi. Kurşun, "Majestelerinin yargısı görevde." dedi. Yard. Doç. Kurşun, "Sulh Ceza Hakimlikleri ile bütün Türkiye kontrol altına alındı" diye konuştu.

Tipik diktatörlüklerde olabilecek uygulamaları Türkiye’nin görmeye başladığını anlatan İnsan Hakları Gündemi Derneği Başkanı, hükümetin Sulh Ceza Hakimlikleriyle bugünlerin temelini oluşturduğunu belirtti. Koza İpek Holding’e yönelik kayyum atama kararının hukuka aykırı olduğunun altını çizen Yard. Doç. Dr. Kurşun, bu kurumlarda aylardır denetimlerin yapıldığını ve 1 kuruş bile bir şey bulunamadığını ifade etti. Denetimlerde 1 kuruşluk bile bir yolsuzluk bulunsaydı anında gereğinin yapılacağını ifade eden Kurşun, operasyonun gerekçesinin bile hukuki olmadığını anlattı.

Koza İpek Grubu'na yönelik iddianın terör örgütüne para aktarılması olarak açıklandığını hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Kurşun, şunları kaydetti: “Bu çerçevede bu kayyum atanması ve el koyma kararı terör örgütüne yardım ettiği gerekçesiyle yapılıyor. Ama o grubun, Fethullah Gülen grubunun, hizmet grubunun terör örgütü olduğuna dair herhangi bir hukuki tespit yok ortada. Bu konuda verilmiş bir mahkeme kararı, yani Fethullah Gülen bir terör örgütüdür, paralel yapı bir terör örgütüdür diyen bir hukuk kararı olsa ondan sonra belki bir anlamda tartışabiliriz. Ama bunu şu anda söyleyemiyoruz, çünkü böyle bir karar yok. O zaman ortada terör örgütü olmayan bir gruba yardım ettiği yönünde bir iddia var ama bu da yasal. İnsanları parasını nereye harcayacağı konusunda kimse izin alacak değil. İpek Koza Grubu da parasını nereye harcayacağını kendi karar verir. Dolasıyla Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde kurulmuş, yasal, mevzuata uygun bir çalışma grubuna yardım etmek istiyorsa bu sadece o grubu ilgilendiren durumdur.” ifadelerini kullandı.

"SULH CEZA HAKİMLİKLERİYLE BÜTÜN TÜRKİYE KONTROL ALTINA ALINDI"

Temmuz 2014’ten sonra Sulh Ceza Hakimliklerinin görev yapmaya başladığını hatırlatan İnsan Hakları Gündemi Derneği Başkanı Yard. Doç. Dr. Kurşun, Sulh Ceza Hakimliklerinin kurulması ve bunların denetiminin de Asliye Ceza Mahkemesi'nden alınarak Sulh Ceza Hakimlikleri'ne verilmesinin hukuk sisteminin temeline dinamit konulması olduğunu ifade etti. Bu sistemde hükümetin her şeyi, seçilmiş 15-20 hakimle kontrol edebildiğini vurgulayan Kurşun, “Sulh Ceza Mahkemelerinin kovuşturma evresine ilişkin görevleri Asliye Ceza Mahkemelerine devredilirken, soruşturma evresine ilişkin görevleri ise Sulh Ceza Hakimliklerine verildi. Neydi soruşturmaya ilişkin yetkileri bu mahkemelerin? Özel olarak koruma tedbirleri, yani yakalama, gözaltı, tutuklama, el koyma, arama, iletişimin denetlenmesi bu konularda soruşturma evresinde karar almak. İstanbul’da 55 tane Asliye Ceza Mahkemesi vardı, bunları topladığınız zaman 93 hakim eder. Yani siyasi iktidar olarak kontrol altına almak istediğiniz 93 kişiyi etki altına almanız gerekirken bir anda Sulh Ceza Hakimliklerini getirerek 6 adet Sulh Ceza Hakimi atadılar ve bu 6 kişinin verdiği karar, 6 kişiye denetlendiriliyor. Dolasıyla bu 6 kişiyi kontrol altına alırsanız, bunlar sizin için çalışıyorsa ya da kararları sizin istediğiniz doğrultuda çıkıyorsa 15 milyonluk İstanbul’da en azından sizin istemediğiniz herhangi bir karar olmayacak demektir. Böyle hukuk devleti olur mu? Diğer büyükşehirler açısından da bu tablo farklı değil, Ankara’da 8, Adana’da 6 tane Sulh Ceza Hakimi var. Zaten Ankara, İstanbul ve Adana’yı kontrol edersen de aşağı yukarı bütün Türkiye’yi kontrol etmiş oluyorsun.” ifadelerini kullandı.