Doğu Karadeniz’in en önemli turizm merkezlerinden Sümela Manastırı’nın bulunduğu alanda usulsüz şekilde yapılaşmaya izin verildiği iddia edildi. Manastıra 300 metrelik mesafede yolun kenarındaki ağaçlık alanda yapılacak tesis için temel kazma işlemlerine başlandı. Söz konusu yerin tarihi kayıtlarda kendilerine ait olduğunu, geçtiğimiz yıllarda yapılan kadastro tespitinde ise orman olarak yazıldığını iddia eden köylüler, bölgenin kiralanmasıyla ilgili ihalenin kimseye duyurulmadan yapıldığını öne sürüyor.

Maka ilçesi Altındere Milli Parkı sınırları içerisinde yer alan tarihi Sümela Manastırı'nı her yıl yüz binlerce yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor. Özellikle ziyaretçilerin ihtiyaçlarını giderecek sosyal donatıdan yoksun olmakla eleştirilen bölge, şimdi ise bir usulsüzlük iddiasıyla gündemde. İddianın sahibi, bölgedeki mahallelerde yaşayan bazı vatandaşlar. Manastıra 300 metrelik mesafede yolun kenarındaki ağaçlık alanda stant yapılacağı belirtilen yerde temel kazma işlemlerine başlandı. İşçilerin çalışmalarını sürdürdüğü alanda yapılacak stantlarda satış yapılacağı belirtiliyor.

Söz konusu stantlarla ilgili ihalede usulsüzlük yapıldığını iddia eden bazı vatandaşlar, olay yerinde basın açıklaması yaptı. Grup, ‘Sümela’nın şifresi yolsuzluk', 'Rant manastıra çıktı', 'Belediye manastırı da satar’ gibi yazıların bulunduğu afişler taşıdı. Ali Kahraman (34), burada yaptığı açıklamada, tarihi kayıtlarda da hak sahi oldukları 5 dönümlük arazinin üzerine Maçka Belediyesi ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’nün oluru ile stant yapımı için 5 yıllığına kiraya verildiğini söyledi. Kiralamayla ilgili ihalenin usulsüz olduğunu iddia eden Kahraman, "Altındere ve Coşandere köylüleri olarak bu bölgede yapılmakta olan veya yapılacak olan işlemden haberdar edilmiyoruz. Bu bölgede yaşayan insanlar olarak biz de geçimimizi sağlamak için burada ticari faaliyette bulunmak istiyoruz. Ancak yapılan kiralama olayından da anlaşılacağı gibi insanlar ikili ilişkiler ve siyasi bağlantıları ile kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilerini çıkar amaçlı kötüye kullanmaktadır. Sorumluların bu hatadan dönmeleri, adaletle ve şeffaf bir şekilde hareket etmeleri, hakkaniyete uygun davranmalarını beklemekteyiz." dedi.

Söz konusu 5 dönümlük arazinin 1938 tarihli eski tapu kayıtlarına göre ailelerine ait olduğunu savunan Kahraman, 2012 yılında aldıkları resmi belgede de bölgenin dedeleri adına ve ‘meyvelik’ alan olarak görüldüğüne dikkat çekti. 2004’te kadastro tespiti yapıldığında ise söz konusu yerde kadastro yapılmadığını iddia eden Kahraman, şöyle devam etti: "Burası ormanlık alan oldu denildi. Ama görüldüğü üzere burada orman vasfı az miktarda. Zaten burası kayıtlarda meyvelik olarak geçiyor. Biz köylüler olarak burada el emeği ürünlerimizi satmak istediğimizde izin verilmiyor, hemen tutanak tutuluyor. İhale yapılıyor, ihaleden hiç haberimiz olmuyor. Kendi aralarında yapıyorlar. Tek bir şahsa veriliyor. Burası köylülere verilsin, onlar geçimlerini sağlasın. İhale yapılacaksa askıya çıkar ve bir hafta kalır. İki kişi kendi arasında ihale yapıyor. Burada bir yolsuzluk, usulsüzlük var."

Tapu iptali için dava açtığını da kaydeden Kahraman, "Eğer burası orman olduysa, nasıl ihaleye çıkılıyor, ormanlık alanda nasıl yapılaşmaya gidiliyor?" diye sordu.