Suriye’de Mart 2011'de başlayan ve binlerce insanın hayatını kaybettiği savaş, geride dramatik insan hikayeleri bıraktı. Savaşın hayatlarını yok ettiği, evlerini yıktığı Suriyeliler, sınır ülkelere sığınmacı olarak yerleşti. Reşit ailesi, evini, yurdunu terk etmek zorunda kalan yaklaşık 2 milyon mülteciden sadece bir aile...

İstanbul’un ara sokaklarında kağıt toplayıcılığı yapan Hüseyin Ahmet ve eşi Emine, geçimlerini çöpten kazanıyorlar. "Allah’tan başka kimsemiz yok." diyor Hüseyin Ahmet ve kaçış öykülerini şu şekilde anlatıyor: "Bir gece evimizde uyurken aniden başlayan bombardımanda evimiz isabet aldı. Evimizin yarısı yıkıldı. İlk tepkim eşime çocuklara bakmasını ve ölen ya da yaralanan olup olmadığıydı. Çok korktuk. Sabah ilk işimiz evimizden kaçmak oldu. Evimi, hayatımı, yuvamı her şeyimi orada bıraktık. Yaya olarak 4 aile yaklaşık 30 kişi, Türkiye’ye doğru yola koyulduk."

Suriye’deki hayatlarının çok iyi olduğunu belirten Emine Reşit ise, yaşadıklarını hatırladıkça gözyaşlarına hakim olamıyor. İnsanların kendilerine saygı duyduğunu hatırlatan Emine Reşit, "Evimiz, işimiz, arabamız vardı. Mutlu bir hayat sürerdik. Ama şimdi ortada kaldık ne evimiz ne de bir yaşamamız kaldı." dedi.

Bir oğullarını savaşta kaybeden Reşit ailesi, çocuklarının vefatını çok sonra öğrenmiş. Çocuklarının yüzünü göremeden toprağa verildiği için üzgün olduklarını ifade eden Reşit, "Geçimimiz çoğu zaman çöpten sağlıyoruz. Allah şahit çöpten çıkarıp, yıkayıp yiyoruz. Fakir ve sefil durumdayız. Allah’tan başka kimsemiz yok." şeklinde konuştu.

Reşit ailesi, İstanbul’da 4 aile yaklaşık 30 kişi 2 katlı mekruh bir binada barınıyor. Geçimlerini kâğıt toplayarak ve etraftan insanlardan gelen yardımlarla sağlıyorlar.