Adana, Mersin, Hatay, Osmaniye ve Gaziantep Baro başkanları, Suriye sorunu ve buna bağlı gelişen göç hareketlerini yerinde görmek için sınır bölgesinde inceleme yapacak. Baro Başkanları adına açıklamada bulunan Adana Barosu Başkanı Avukat Mengücek Gazi Çıtırık, Ortadoğu'ya sıçrayan demokrasi, özgürlük ve insan hakları talepleriyle başlayan halk hareketlerinin, ayaklanmalara, rejim ve iktidar değişikliklerine neden olduğunu belirtti. Mart 2011'de Suriye'de başlayan ve Esad rejimini devirmeye yönelik gelişen olaylar sonrasında ülkenin tam bir kan gölüne dönüştüğünü ifade eden Çıtırık, “Suriye'de başlayan ayaklanma, çatışma ve iç savaş ortamında iktidarın tutarlı, öngörülü, bağımsız bir siyaset izleyememesi sonucu Türkiye’nin politikası fiyaskoya dönüştü. Ülke itibarının ciddi zedelendiği ve yalnızlığa mahkum olunduğu ortaya çıkmıştır.” dedi.

İnsanlık suçu işlemeye her gün devam eden terör örgütlerinin bölgesel hakimiyet kurdukları Suriye'de, kargaşa ortamının devam ettiğini vurgulayan Çıtırık, iktidarın Suriye'de yaşanan olaylarda rejim muhaliflerine ve barbar terör örgütlerine lojistik destek de dahil olmak üzere her türlü yardımda bulunduğunu savundu. Çıtırık, şöyle devam etti: “Dünya tarafından bilinen bir gerçekliktir. 2014’ün Ocak ayında Hatay Kırıkhan'da ve Adana Ceyhan Sirkenli gişelerinde durdurulan MİT TIR’larında yapılan aramada –gizlenmeye çalışılmışsa da– askeri malzemenin bulunduğu saptanmıştır. Ancak hükümet ilk günden itibaren bu TIR’larda askeri malzeme bulunduğunu inkar etmiştir. Bayırbucak Türkmenlerine insani yardımın taşındığını iddia etmişse de daha sonra bu konuları haber haline getirilmesine ve kamuoyu ile paylaşılmasına engel olacak şekilde yayın yasağı getirmiştir. İktidar, MİT TIR’ları olayında suçüstü yakalanmıştır. İnkar ve yayın yasağı yoluyla sorunu kapatmaya çalışmışsa da mızrak artık çuvala sığmamaktadır. MİT TIR’larında suçluluk telaşı içerisinde bulunan siyasi iktidar, 6532 sayılı Torba Yasa ile Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilat Kanununda Nisan 2014'de değişiklik yapmıştır. MİT personelinin görevleriyle ilgili suçlarda soruşturma iznini Başbakan'ın onayına bırakan 26. maddeye –soruşturma izni ve yargılama başlığı– eklenerek MİT personeli tam bir güvenlik şemsiyesi altına alınmıştır.”
IŞİD saldırılarının Türkiye’ye yönelmesinden endişe ettiklerinin altını çizen Çıtırık, vahşetini her gün sürdüren IŞİD saldırılarının bölgesel olmaktan çıkıp Tunus ve Fransa'ya kadar sıçradığını kaydetti. Çıtırık, “Dileğimiz bu cani ve barbar terör örgütünün saldırılarının ülkemize yönelmemesidir. İktidarın bu terör örgütünün vahşetini görmezden gelmemesi, gereken önlemeleri almasını, bu konuda dünya ülkeleriyle işbirliğine geçilmesini önermekteyiz.” diye konuştu. Bölgede yaşanan olayları takip eden gazetecilerin gözaltına alınmasını kınayan Çıtırık, bölgede demografik yapı değişikliği gerekçe gösterilerek, Suriye'nin toprak bütünlüğüne müdahale oluşturacak güvenli bölge oluşturma girişimlerini de doğru bulmadıklarına ve tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.

‘SAVAŞA HAYIR DİYORUZ’

Uluslararası hukukun devletlerin sınırları ötesindeki topraklarda askeri güce başvurmalarını yasakladığını dile getiren Çıtırık, şunları söyledi: “Devletlerin saldırıya uğraması halinde meşru müdafaa hakkını kullanmaları bu yasağın istisnasını oluşturmaktadır. Toprak bütünlüğümüzü tehlikeye sokan bir girişim yokken, meşruiyeti ve yasal unsurları olmayacak şekilde Suriye topraklarında tampon bölge oluşturması, ülkemizi sonu belirsiz bir bataklığa çekecek. Nerde başlayıp nerde biteceği belli olmayan bir maceranın içinde telafisi imkânsız durumların oluşmasına neden olacak. Savaşa hayır diyoruz. Günlük yaşantıdan ekonomiye kadar her yönüyle olumsuz etkiler bırakmaya devam eden Suriye sorununda bölge ve tarihsel gerçeklikleri göz önüne almak gerekir. Yayılmacı ve fırsatçı politikalar yerine, komşuluk hukukunu esas alan, toprak bütünlüğü ve egemenlik haklarına, insan haklarına saygılı anlayışların hâkim olmasını dilemekteyiz.”