Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde öldürülen 3 kişiden Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske'nin eşi Suzanne Geske, 7,5 senedir davayı takip ettiklerini söyledi. Duruşma günleri çocuklarının tedirgin olduğunu belirten Geske, mahkeme heyetinden yargılamanın en kısa sürede bitirilmesini talep etti.

Zirve Yayınevi’nde Alman uyruklu Tilman Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel’in boğazları kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 102. duruşması Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya tutuksuz sanıklar emekli Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat, Hüseyin Yelki, Adil Akçay, Adem Gedik, Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Abdullah Atılgan ve Levent Ercan Gelegen ile adli kontrol kararıyla elektronik kelepçe takılan sanıklardan Emre Günaydın, Salih Gürler ve Abuzer Yıldırım hazır bulundu. Elektronik kelepçe takılan sanıklardan Hamit Çeker'in Elbistan Adliyesi'nden, Cuma Özdemir'in ise Darende Adliyesi'nden video konferans sistemiyle duruşmaya dahil oldu. Tutuksuz sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, İlker Çınar ve mahkeme heyetine hakaret ettiği için tutuklu sanık Varol Bülent Aral katılmadı.
Müdahillerden Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske'nin eşi Suzanne Geske de katıldı.

Bir süredir video kaydı alınan duruşmada bu kez UYAP Bilişim Sistemi'ndeki problem nedeniyle celsenin video kaydı alınamadı. Mahkeme Başkanı Vedat Koç, mahkemeye ulaşan belgelere ilişkin tarafların taleplerini aldı. Sanıklar ile sanık avukatları, Balyoz davası bilirkişi raporundaki ‘5 no'lu sabit harddiskteki suça konu bütün dosyaların, başka bir kaynak ortamdan kopyalandığı belirlenmiştir’ ifadesi, telefon HTS kayıtları ile ilgili bilirkişi raporu ve davanın hem tanığı hem de sanığı İlker Çınar’ın ifadelerinde olduğunu iddia ettikleri çelişkilere dikkat çekerek suçsuz yere cezaevinde kaldıkları ve yargılandıklarını iddia etti.

Tutuksuz sanıklardan emekli Albay Mehmet Ülger, telefon HTS kayıtlarında bazı telefon görüşmelerinin abartılarak yazıldığının bilirkişi raporu ile ortaya çıktığını iddia etti. Abartılı rakamların kasıtlı yazıldığını savunan Ülger, bununla ilgili sorumlular hakkında yasal işlem yapılmasını talep etti.

Binbaşı Haydar Yeşil de davanın hem sanığı hem de tanığı İlker Çınar’ın bazı ifadelerinin altında imzasının bulunmadığını, gıyabında ifadesinin alındığından şüphe duyduğunu dile getirdi.

'7,5 YIL OLDU, DAVANIN KISA SÜREDE BİTİRİLMESİNİ İSTİYORUM'

Duruşmada söz alan Suzanne Geske ise davanın fuhrj sonuçlanmasını istediğini belirtti. 7,5 yıldır davayı takip ettiğini söyleyen Geske, "7,5 yıldır dava sürüyor. Her duruşmaya gelip gidişimde çocuklarım tedirgin oluyor. Duruşmanın hemen sonrasında arayıp ‘anne iyimisin’ diyorlar. Size yalvarıyorum, en kısa sürede bunun bitirilmesini istiyorum." dedi.

Sanık avukatlarından Saim Tuğrul, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'ın tanık olarak dinlenmesini istediklerini belirtti.

Sanık Mehmet Ülger’in avukatı Halis Önal da dosyanın yüzde 100 karar aşamasına geldiğini, 3. iddianame ile dosyaya dahil edilen sanıklar hakkında ‘hemen beraat’ şeklinde karar verilmesini istedi.

Sanık avukatı Yasemin Hamamcı ise TÜBİTAK tarafından teknik olarak yeterli olunmadığı gerekçesiyle geri çevrilen ses kayıtlarının montaj ya da sahte olup olmadığının (Balyoz dosyası ile ilgili bilirkişi heyeti) İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından incelenmesini talep etti.

SANIK, SES KAYITLARI İÇİN ‘SÖZDE DELİL’ DEDİ

Tutuksuz sanık Ruhi Abat da kendilerine 2 sözde delil dolayısıyla operasyon yapıldığını, bunlardan birinin flash bellekteki dosyalar, diğerinin de 3 ses kaydı olduğunu öne sürdü. Abat’ın sözde delil dediği ses kaydında 'Şerefsizlere, vurun dedik öldürmüşler' şeklinde konuşma olduğu yer almıştı.

Üzerine atılı suçun ‘paralel devlet’ tarafından atıldığını iddia eden Abat, "Bunun hesabını soruncaya kadar ben burada olacağım" dedi. Gazeteci Adem Yavuz Arslan’ın yazdığı kitabın kendisine hazır halde sunulduğunu savunan Abat, "Dosyalar CD ile sunulmuş. Sen imzanı at denilmiş. Bu dökümanlar Rasim Ozan Kütahyalı’ya da gitmiş. Ancak o kabul etmemiş. Programda açıkladı. dedi. Dava 1 Nisan’a ertelendi.

ZİRVE YAYINEVİ DAVASI

Malatya'da, 18 Nisan 2007'de, Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel, boğazı kesilerek ve bıçaklanarak öldürülmüştü. Olayla ilgili ilk etapta Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Abuzer Yıldırım ve Emre Günaydın tutuklanmıştı. Sanık Günaydın'ın olaydan yaklaşık 2 yıl sonra cezaevinde cumhuriyet savcısına verdiği ifade doğrultusunda davaya azmettirici olduğu iddiasıyla yeni sanıklar eklendi. İlk etapta Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Varol Bülent Aral ve Hüseyin Yelki'nin yargılandığı davayla ilgili hazırlanan 19 sanıklı ikinci iddianamede, bu 7 kişinin yanı sıra emekli Orgeneral Hurşit Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil, astsubay Abdullah Atılgan, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adem Gedik ve Adil Akçay ile Levent Ercan Gelegen, Aykut Saka ve İlker Çınar sanık olarak gösterilmişti. Asli fail sanıklardan Günaydın, Özdemir, Çeker, Gürler ve Yıldırım, uzun tutukluluk nedeniyle 8 Mart 2014'te tahliye edilmiş ve sanıklara adli kontrol tedbirleri doğrultusunda elektronik kelepçe takılmıştı. Sanıklardan Orgeneral Tolon ise 10 Haziran 2014'te tahliye edilmişti.