Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi Mahmut Tanal, MİT’i soruşturan 4 Cumhuriyet savcısının MİT’in soruşturmasıyla cezaevine atıldığını belirtti. Tanal, "Bu çok tehlikeli bir husus. Savcı MİT’in suça bulaştığını soruşturuyor. MİT’in o belgesi getirilip bu savcıların tutuklanma gerekçesi yapılıyor." dedi. Tanal, 4 Cumhuriyet savcısı için cezaevinde tecrit koşulları uygulandığını, bir araya gelmek istediklerinde bunun engellendiğini söyledi.

MİT BELGELERİ TUTUKLANMA GEREKÇESİ İDDİASI

Tanal, MİT TIR’larının durdurulmasıyla ilgili yürüttükleri soruşturmanın ardından ‘hükümeti yıkmaya teşebbüs’ iddiasıyla haklarında ‘tutuklanma’ talep edilen ve Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklanarak Adana Kürkçüler F Tipi Cezaevi'ne konulan eski Adana Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, Başsavcı vekili Ahmet Karaca ile Cumhuriyet savcıları Aziz Takçı ve Özcan Şişman’ı ziyaret etti.

Tanal, yaklaşık 7 saat kaldığı cezaevinde dinlediği savcılarla ilgili 41 sayfa not tuttu. Tanal, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, "Bu savcılar o dönem itibarıyla arayan Adalet Bakanının dediğini yapmış olsalardı bugün cezaevinde olmayacaklardı. Kin ve nefretten dolayı savcılarımız şu an cezaevinde. Bir savcının veya hakimin cezaevine atılması demek temel hak ve özgürlüklerin tehdit altında olduğunu gösteriyor. Eğer bir ülkede hakim ve savcının tarafsızlığı ve bağımsızlığının teminatı yoksa tüm vatandaşlarımızın hukuk güvenliği tehdit altındadır, tehlike altındadır. Gelinen bir konuda idare aleyhine bundan sonra bir savcı ve hakim karar verirse ne olur, kendini cezaevinde bulacak." diye konuştu.

Hakim ve savcıların tutuklanmasının Türkiye’deki yargı camiasına verilen bir gözdağı olduğunu söyleyen Tanal, kendisinin halen namuslu yargıç ve savcıların olduğuna inanmak, hukuk insanlarının olduğuna inanmak istediğini bildirdi. Tanal, savcıların yaptıkları itirazlar üzerine tutuklamaların bir an önce kaldırılmasına inancının tam olduğunu kaydetti.

'TEMİZ ELLER BAŞLATILSA'

Tutuklanan savcıların yaptıkları soruşturmaların hepsinin 'Temiz eller' operasyonu olduğunu ve takdir edilmesi gerektiğini belirten Tanal, şöyle devam etti: "Ne ile mücadele etmişler, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suçluyla mücadele için çalışmışlar uğraşmışlar. Gerek kanunda, gerek anayasada, gerek uluslararası sözleşmelerde kanunun vermiş olduğu yetkiyi kullandıkları için. MİT’in yaptığı belgelendirmeler ve soruşturmalar nedeniyle o suç unsuru olarak kabul edilmiş durumda. Yani burada MİT’i soruşturan Cumhuriyet savcıları MİT’in soruşturmasıyla cezaevine atılıyor. Düşünebiliyor musunuz bu çok tehlikeli bir husus. Savcı MİT’in suça bulaştığını soruşturuyor. MİT’in o belgesi getirilip bu savcıların tutuklanma gerekçesi yapılıyor."

Türkiye’de 'Temiz eller' operasyonu başlatılmak isteniyorsa bu coğrafyada ya da bölgede patlamalarla ilgili, dinlemelerle ilgili mutlak surette içerisinde MİT personeli, görevlisi veya MİT elemanı, muhbirlerin de bu telefon kayıtlarına takıldığı, işin içerisinde olduğunun ortaya çıkacağını anlatan Tanal, "Görebildiğimiz manzara bu. Çünkü MİT’in içinde bulunduğu dosyalarla ilgili takipsizlik kararı var. Takipsizlik kararını verenler ödüllendiriliyor, yükseliyor. Dosyası açılmış olanlar da kapanıyor." dedi.

Hakim ve savcıların bağımsızlığı ve tarafsızlığının onların şahsına özgü olmadığını anlatan Tanal, burada bir Anayasa ihlali suçu olduğunu, görevini yapan savcıların sırf görevleri nedeniyle, sırf adli soruşturma yaptıkları için, cezaevine atıldığı için vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin tehdit altında olduğuna dikkat çekti.

'JANDARMAYA TEŞEKKÜR ETMEK LAZIM'

Tanal, MİT TIR’larının durdurulması sırasında yaşananları ise şöyle özetledi: "Kamuoyu şunu da bilsin, hep MİT TIR’ları deniliyor ya, aslında savcılar bu arama ve durdurmayla ilgili TIR’ları durduruyorlar. Orada TIR’larla ilgili arama yapılırken MİT personeli sonradan geliyor, o arama olayını basıyor. Aslında jandarmaya teşekkür etmek lazım. Jandarma orada 3 TIR’ı durdurmuş olacak, içinde MİT personeli yok. İçindeki o silah sevkiyatı mühimmatla ilgili herhangi bir MİT’e ait olduğunu da göstermiyorlar. Ve bunu durduruyorlar. Bunun aramasını yaparken dışarıdan sivil bir araç geliyor, içinde MİT personeli o aramayı baskılıyor. Ve engellemeye çalışıyor. Kimliğini de açıklamıyor, gizliyor. Jandarma hasbelkader silah kullanmış olsaydı ne olurdu? Aslında jandarmanın dirayetli ve akıllıca eylemi neticesi bir silahlı çatışma olmamış durumda. Yoksa Allah korudu daha kötü şeyler de yaşanabilirdi orada."

'YARGIYA KUMPAS KURULDU'

İktidarın yargıya kumpas kurduğunu söyleyen Tanal, "Bu kumpası niçin kurdu? Çünkü bu işin içerisinde uzantısı iktidara kadar gittiği için ve bu kumpasın içerisinde iktidar da olduğu için şu anda yargıya kumpas kurulmuş durumda. Ve bu kumpas nedeniyle bu savcılar cezaevinde. Burada bir algı operasyonu var. İnsanlar burada masum. Gerçekten mağdur." dedi.

'SAVCILARA TECRİT KOŞULLARI UYGULANIYOR'

Cumhuriyet savcılarının tecrit edilerek ayrı ayrı odalarda kaldığını anlatan Tanal, "Bir araya gelmek istedikleri zaman diyorlar ki 'siz iştirak halinde suç işlemişsiniz biz sizi bir araya getirmiyoruz' diyorlar. Bu şekilde bir karar vermişler, bu karara da 15 gün içerisinde itiraz edecekler. Bu savcıların yazdığı iddianamelerden dolayı burada mahkum olan insanlar var şu anda. Onlarla aynı yerdeler düşünebiliyor musunuz? Hukuka sahip çıkmak 76 milyon insanımızın görevi. Çünkü bu hukuk vatandaşımızın hukukudur. Başka kimsenin hukuku değil." şeklinde konuştu.