İzmir'de geçen yıl hükümete yakın bir gazetenin kupürü ihbar kabul edilerek, kanunsuz dinleme iddiasıyla emniyet mensuplarının gözaltına alındığı operasyonun ikincisinde de hakkında gözaltı kararı verilen İzmir eski İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın, avukatlarıyla birlikte emniyete giderek teslim oldu. Aydın, "Bin kere tutuklansam, binbiricisinde çıktığımda yine polis olsam yine bu hırsızlarla, teröristlerle mücadele ederim." dedi. Teslim olmaya geldiğini, muhtemelen de tutuklanacağını belirten Aydın, "Çünkü bu sefer Hakim Dilek Hanım'a listeyi baştan verdiler. Dün başsavcı, Dilek Hanım'la toplantı yapıyor. Böyle hukuk olur mu? Olmaz. Demek tutuklanmamıza karar verilmiş. Hırsızlar, teröristler tutuklanmamı istiyorsa şerefle tutuklanırım, bir adım da geri atmam." diye konuştu.

Kanunsuz dinleme iddiasıyla 2014 Ağustos ayında tutuklanan ve mahkeme tarafından serbest bırakılan eski İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Aydın için Savcı Okan Bato, tekrar gözaltı kararı vermişti. Aydın, öğle saatlerinde emniyete gitti. Gözaltına alınan polislere destek olan İzmirlilere teşekkür eden Aydın, bu millet var olduğu sürece devleti yıkmaya, bölmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini söyledi. Son bir yılda yaşanların herkesin malumu olduğunu, görevden almalar, ihraçlar, gözaltılar ve tutuklamalarla geçen bir yıl olduğunu ifade eden Aydın, daha önce tutuklandıkları davayı hatırlatarak benzer konularla ilgili tekrar gözaltı kararı çıkarıldığını söyledi. Aynı savcının cezaevinden çıktıktan 5 gün sonra aynı konuyla ilgili yeni bir dosya açtığını, aynı hakimin nöbetini bekleyerek bir düzen kurduklarını ifade eden Aydın, "Bir savcıya kumpas kurma tabirini yakıştıramadığım için düzen kurmuşlar diyeyim." şeklinde konuştu. Kendileri görevden alınmadan önce ülkenin içinde bulunduğu durumu şu sözlerle anlattı: "PKK'lılar Kuzey Irak'taki kamplarında bile rahat uyuyamıyorlardı, askerin, polisin operasyonlarıyla. 'Ne zaman teslim olayım? Ne zaman sonumuz geldi?' diye dertleniyorlardı. Sonra Uludere olayında başlayan süreç var. Bu süreçte Oslo'da, terörle mücadele eden polis ve askerlerin görevden alınmaları, hattâ tutuklanmaları basına yansıdı. Yaşanan süreçte bu sözlerin doğru olduğunu görüyoruz. Ülkede bir yılda ne oldu? Hukuk devleti olmaktan çıktık, parti devleti olmaya doğru devam ediyoruz. Maalesef polisimiz, devletin polisi olmaktan çıktı. Ben devletin polisiyim, kimsenin polisi olmadım, hiçbir partinin polisi olmadım hiçbir zaman da olmayacağım."

Aydın, son bir yıldır ülkedeki manzarayı da, "Menemen'de bir IŞİD'cinin evinde bomba patlıyor. Uyuyan hücreler var; bunların kim olduğunu, nerede saklandığını kimse bilmiyor. Her an bir yerde bomba patlayabiliyor. Sultanahmet'te bomba patlıyor, bunun Gaziantep'teki IŞİD bağlantılarını niye ortaya çıkarmıyorlar? Bunu insanlardan gizlemeye çalışıyorlar. Güneydoğu'da PKK hakimiyetini tesis etmek üzere Cizre'de 183 sokağa aylardır polis, devlet giremiyor. Hakkari, Şırnak, Diyarbakır'da girilmeyen mahalleler var. İstanbul'un göbeği Taksim'de, iki gün önce PKK bayraklarıyla gösteriler yapılıyor. Dün akşam İzmir Buca ve Karabağlar'da yakma yıkma olayları gerçekleştiriliyor, Apo posterleri açılıyor." sözleriyle özetledi. Devletin terörle mücadelede görevli polislerinin bunlarla ilgilenmek yerine, geçmişte terörle mücadele eden arkadaşlarına karşı operasyon yapma derdine düştüğünü belirten Aydın, bunun için özel çalışmalarına gerek olmadığını, çağırmaları halinde geleceklerini söyledi.

'TERÖRLE MÜCADELE ETTİĞİM İÇİN OPERASYON YAPILIYORSA GURUR DUYARIM'

Terörle mücadele etmekten dolayı operasyonlara maruz kalması halinde bundan gurur duyduğunu ifade eden Taner Aydın, "Teröristbaşı istedi diye, Oslo'da verilen sözlerden dolayı gözaltına alınıyorsam devlet adına utanç duyarım, kendi adıma gurur duyarım. Demek ki ben ve arkadaşlarım görevlerimizi hakkıyla yerine getirmişiz demektir." dedi. Türkiye'de 10-15 yıl önce biten mafyanın bugün İstanbul'da arka arkaya infazlar yatığını söyleyen Aydın, "Devletin kanunu, polisi, askeri vardır. Bunu siz parti polisine çevirmek için tahakküm kurarsanız, polis normal görevini yapamaz ve bütün vatandaşlar etkilenir." diye konuştu.
Bir yıldır devam eden yolsuzluklarla ilgili gündem olduğunu, bunu ne yaparlarsa yapsınlar, kendilerini kaç kez gözaltına alırlarsa alsınlar değiştiremeyeceklerini belirten Aydın, bir yıl önce de dimdik ayakta olduklarını, kimsenin, "Hırsızlık yaptınız, çaldınız, çırptınız, yolsuzluk yaptınız" diyemediğini söyledi. Denen tek şeyin telefon dinlemek, "Görevinizi yaparken şunu yaptınız" gibi görevle ilgili idari konular olduğunu söyledi. Aydın, "Bir yıl geçmesine rağmen ülkemiz şunu gördü, hırsızlar hala hırsızlar. Bu da değişmeyecek, hırsız olarak kalacaklar." diye konuştu.

AYNI SAVCI ÖRGÜTTEN DAVA AÇMIŞ

Ağustos ayındaki operasyonda görev yapan savcının, yine haklarında örgütten dava açtığını da söyleyen Aydın, "İlk örgüt davasında ağır ceza mahkemesi bu karara, 961 yıl hapsimizi isteyen savcıya, 'Senin yazdığın bu karar hukuki garabet' diyerek tahliye etti. Şimdi aynı savcı tekrar bizi örgütten suçluyor. Ben bu hukuki garabetle ilgili daha ne denileceğini bilmiyorum. Ben tüm savcılarımız ve hakimlerimizden, bir partiye angaje olmalarını bırakmalarını istiyorum. Herkes devletin hakimi, savcısı, polisi olsun. Bu devlet hepimize yeter." şeklinde konuştu.

'BEN PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN CEMAATİNDEYİM'

Kendileri için ısrarla "cemaat", "paralel yapı" dendiğini, bundan ciddi rahatsız olduğunu da kaydeden Aydın, devletin polisi olduğunu söyledi. Kendisi için bir cemaat iddiası ortaya atacaklarsa mensup olduğu bir cemaat olduğunu da ifade eden Aydın, şunları söyledi: "Benim mensup olduğum bir cemaat var, İslam cemaati mensubuyum. Bu cemaatin üyeleri vardır, kendi zamanında PKK gibi isyanları bastıran, sahte peygambere, halifelere haddini bildiren Hz. Ebubekir'in, çocuklarına haram yedirmeyen, adaletle hükmeden Hz. Ömer'in cemaatindeyim. Tüm malını devletine veren Hz. Osman'ın, her zaman adaletten yana olan Hz. Ali'nin cemaatindeyim. Her şeyden öte, 'Hırsızlık yapan kızım Fatıma da olsa elini kesin.' diyen Peygamber Efendimiz'in cemaatindeyim. İlla bir cemaat söyleyecekseniz bu cemaatteyim."

Bin kere tutuklansa binbiricisinde çıktığında yine polis olsa hırsızlarla, teröristlerle mücadele edeceğini belirten Aydın, onlara çaldıkları paralarla binbir gece masallarını yaşatmayacağını söyledi: "Ülkede hala birileri çöpten ekmek toplarken, yırtık ayakkabıyla köyünde gezerken birilerinin sarayda yaşaması ayıptır, günahtır. Benim tutuklanmamı hırsızlar, teröristler istiyorsa şerefle tutuklanırım, bir adım da geri atmam. Her zaman bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Bizi bir tercihte bulunmaya zorluyorlar. Ben Allah'ın yolunu seçiyorum, hırsızın, teröristin yolunu seçmiyorum, bundan da gurur duyuyorum."

Taner Aydın daha sonra, "Yiğit, Alllah'a emanet" sloganı eşliğinde emniyete giderek teslim oldu. Böylece operasyon kapsamında gözaltı sayısı 19'a yükseldi.