CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, 180 ülke arasında, ifade özgürlüğünde Türkiye'nin 154. olduğunu belirterek, "Son bir haftada yaşanan olaylardan dolayı ülkemiz ifade özgürlüğünde 10 puan daha geriye gitmiştir." dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Osmaniye İl Başkanlığı'nda yaptığı açıklamada, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'yi çok ağır şekilde eleştiren bir karara imza attığını hatırlattı. Tanrıkulu, "Avrupa Parlamentosu ilk defa neredeyse oy birliğine yakın oyla Türkiye'yi eleştirdi. İfade özgürlüğü konusunda Avrupa Parlamentosu'nun kararlarında eleştiri dozu giderek artmaktadır. Her ne kadar Davutoğlu, uçakta yine hep havadayken konuşuyor. Karar gelirse nota ile iade ederiz dedi ama hikaye bunlar. Türkiye'de yurttaşlar olayları pek görmüyor ya da izlemiyor olabilir ama dünya Türkiye'yi çok yakından izliyor." diye konuştu.

Türkiye'de olup bitenleri, dünyanın çok iyi ve yakından izlediğini, Türkiye'de ne olup bittiğini çok iyi bildiğini belirten Tanrıkulu, "1 Tweet için ne demek 5 yıl dava açılması. Hiç kimse kimseye hakaret edemez. Bunun yanıtı evin basılması, zorla karakola götürülmesi değildir. Davet edersiniz, çağırırsınız ifadesini alırsınız, belirtilen hakaret kastı var mı yok mu bakarsınız. Varsa hakaret, ona göre davayı açarsınız." şeklinde konuştu.

Gazeteci ve program yapımcısı Sedef Kabaş'ın attığı Tweet nedeniyle 'Tehdit' ve 'Terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini hedef gösterme' suçundan 1 yıl 6 aydan 5 yıla kadar hapsi istenen iddianemeye baktığını belirten Tanrıkulu, şöyle devam etti: "Davayı açan kim? Çağlayan Adliyesi'ndeki bir savcı, bu savcı bağımsız olabilir mi? Davacı kim? Çağlayan Adliyesi'nin başsavcısı. Davada etik olmayan bir durum var. Dava açan savcı bağımsız ve tarafsız olabilir mi? Kendisinin amiri olan birisine karşı bir dava açacak. İddianamede başsavcıyı öyle bir yazmış ki saygıdeger hukuk devletine bağlı, işte bugüne kadar yaptığı çalışmalar ile bilmem ne olan başsavcı demiş. Bana göre başsavcının kendisi hakkında bu niletikler iddianameye yazılmasından sıkılması lazım. Kendi savcısı başka ne yazabilir. Diyebilir mi benim başsavcım, hukuka bağlı değil, saygısız bir adam diyebilir mi? Kendisi hakkında bir savcısının dava açması yani sicil amiri hakkında birisi bir Tweet atacak, ona bağlı savcı da dava açacak. Bunun neresi hukuk düzeni? Açılamaz, o savcı o davayı açamaz. Hukuku siyasetçiler katledebilir. Hukuku ve adaleti koruması gerekenler hukuku katledemezler. Türkiye'de hukuku koruması gerekenler, hukuku katlediyor. Hukuk yargı eli ile katlediliyor. Bizim itirazımız bunun yapılmasınadır. Yargıya yüklenmemiz bundandır."