Sarıkamış üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan tarihçi yazar Taşyürek, 100. yılında Sarıkamış üzerine yaptığı araştırmada, dönemin komutanlarından Cemal Paşa'ya Yakup Kadir Karaosmanoğlu'nun bir soru sorduğunu ve 'Paşam biz bu savaşa niçin girdik?' dediğini aktarıp, Cemal Paşa'nın ise 'Memurların maaşını vermek için girdik' dediğini hatırlattı. Bu cevabı alan Karaosmanoğlu'nun 'Neden?' sorusunu yönelttiğini ifade eden Taşyürek; Cemal Paşa'nın ise 'Biz darbe yaptığımız zaman 1913'ün 31 Martından sonra zannettik ki hazine ağzına kadar dolu. Yani Abdulhamit Han ve devlet adamları devleti götürüyorlar. Her halde ekonomi çok iyi, oysa bir baktık hazine bom boş, İngilizlere gittik vermediler, Fransız Bankalara gittik vermediler, Ruslara gittik vermediler ve Almanlar bize 6 milyon altın kredi teklif ettiler. Ama neyin karşılığında, yanlarında savaşa girme karşılığında, bizim de elimiz mahkumdu, bu altınları aldık ve bu savaşa girdik.' dediğini ifade etti.

'1 MİLYON 800 BİN SADE VE SADECE OSMANLI SÜNGÜSÜ İÇİN ALMANLAR ALGI OPERASYONU YAPTI'

Osmanlı'nın sanayi adına hiç bir şeyinin olmadığı 1900'lü yılların başında Almanların 1. Dünya Savaşını 24 yıl önce öngördüklerini ve algı operasyonuna başladıklarını, nitekim Osmanlı'nın 1 milyon 800 bin sade ve sadece süngüsünü yanlarına aldıklarını açıklayan Taşyürek, "O tarihlerde Alman kredisini sağ elimizle aldık ve sol elimizle bir daha Alman fabrikalarına yatırdık, tüccarlarından silah aldık, subaylarına maaş olarak verdik. Türk subayları bin lira alıyorsa Alman subayları dış ülke hizmeti yaptıkları için 3 bin lira aldı ve artı Türkiye'ye gelip Paşa oluyor, yanı sıra zengin de olup gidiyorlardı. Dışa bağımlılık budur. Bir ülkenin ekonomisinin dışa bağımlı olması demek esarete düşmesi demektir." ifadelerini kullandı.