Cemil Çiçek, Kahramanmaraş'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 92. yıl dönümü dolayısıyla Trabzon Caddesi'nde düzenlenen törene katıldı. Türk milletinin tarihin her döneminde büyük bir millet olduğunu, tarihine kara leke sürmeye hiç kimsenin gücünün yetmeyeceğini ifade eden Çiçek, şöyle konuştu: ''Buradan bütün dünyaya sesleniyorum, tarihimizde baskı yoktur, zulüm yoktur, işgal yoktur, soykırım yoktur, alçaklık hiç yoktur ama başka milletlerin tarihinde bunlardan çoktur. Tarihimizle yüzleşecek bir milletiz. Tarihimizde ayıbımız yok, sicilimiz tertemiz. Büyük bir tarihin ve kültürün devamı olduğumuzun farkındayız. Tarihte büyük ve önemli işleri başarmış bir milletin evlatlarıyız. Birinci Dünya Savaşı yıllarında önemli acılar yaşanmıştır. Bu acılar bahane edilerek son yıllarda önümüze Ermeni soykırımı iddiaları getirilmektedir. Bu haince, alçakça bir oyundur. Bu millet bu hain oyunlara gelmeyecektir. Maksatları alnımıza leke sürmektir. Bugün de parlamentolarda tarihin hesabı görülmeye çalışılmaktadır. Üzücü ve hazindir, milletlerin tarihi diplomatik hesaplara, hele hele hiç siyasi hesaplara, bezirganca hesaplara kurban edilmemelidir. Geçmişin hesabını siyaset yoluyla görme anlayışı yanlıştır. Onlar ne yaparsa yapsın geçmişimizi karartmayacağız. Bugün demokrasisi ve ekonomisiyle güçlü bir ülke olmanın çabası içindeyiz. Sorunların çok olduğu, ince politikaların yürütüldüğü bir bölgedeyiz ama ülkemizin menfaatlerini koruyacak güçteyiz.'' Türkiye'nin de yer aldığı coğrafyada sadece güçlülerin ayakta kalabileceğine dikkati çeken Çiçek, ''Anadolu milletler mezarlığıdır, unutmayalım ki burada sadece güçlüler ayakta kalabilir, zayıf düşen merhamet görmez'' diye konuştu. Türk milletinin acılarını çok kolay unuttuğunu kaydeden Çiçek, şunları söyledi: ''Bir de kendimize dönük bir eleştiri yapmak istiyorum. Acılarını kolay unutan bir milletiz. İçinde bulunduğumuz yıl Balkan Savaşları'nın 100. yılı. Milyonlarca insanın topraklarından olduğu, milyonlarca Müslüman Türkün kanının akıtıldığı savaşların 100. yıl dönümü. Başkalarının acılarını unutmuyor, kendi acılarımızı hatırlamıyoruz. Bir millet zaferleriyle övünemiyorsa, acılarını hatırlamıyor ve hatırlatamıyorsa gelecekten çok fazla şey beklememelidir.'' Öldürülen Türk diplomatlara da dikkati çeken Çiçek, ''Daha dün denilebilecek kadar yakın bir tarihte onlara elçi ve konsolosumuz olarak gönderdiğimiz insanlar Ermeni teröristler tarafından şehit edildi. Kaçımız Mehmet Baydar'ı, Tunalıgil'i, Nadide Akbaylar'ı bu millet için hizmet veren bürokratlarımızı, hatırlıyor ve biliyoruz. Şehitlerimizin adlarını ve hatıralarını caddelerimize ve sokaklarımıza vererek hatırlayabiliriz. Milli hafızalarımızı canlı tutabiliriz. Bu kan davası gütmek değildir, eski defter de karıştırmak değildir. Millet olmanın gereğidir. Bunu yaptığımız takdirde milli reflekslerimiz hep canlı duracaktır'' dedi. -''Ülkemiz büyük bir değişim içinde''- ''Ülkemiz büyük bir değişim ve gelişim içindedir. Değişimi gerçekleştiremezsek çağın gerisinde kalırız'' diyen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Fiziğin temel kuralıdır, şartları değiştirmeden sonuçları değiştiremezsiniz. Aynı şartlar altında yapacağınız her deneyden aynı sonucu alırsınız. O zaman şartlarımızı değiştireceğiz. İşte yanı başımızdaki ülkelerin durumu ortada. Pek çok ülkenin temel sorunu bu. Yaşadıkları sorunların altında şartları değiştirmek istememeleri yatıyor. Bundan ötürü kendi dinamikleriyle çözüm üretemiyorlar. Bundan ötürü ülkelerini uluslararası müdahalelere açık hale getiriyorlar. Oysa çözüm üretme konusunda en büyük yardımcı demokratik yönetimdir. Haklar ve özgürlüklerin en güçlü koruyucusu hukuk devleti olmak ve demokrasiyle idare edilmektir. Aksi halde isyan ve infial kaçınılmazdır. Bir yıldır Ortadoğu ve Afrika'da yaşanan budur. Katılımcı demokrasi bütün İslam dünyasının ihtiyacıdır. Hedefimiz, her türlü hak ve hürriyetin teminat altında olduğu, insan onurunun her şeyin üzerinde tutulduğu, bütün vatandaşların karnının doyduğu, sıcak yuvasının olduğu bir ülke meydana getirmektir. Tarih boyunca millet olarak hedefimiz hiç değişmemiştir. Bugün de hedefimiz daha müreffeh bir Türkiye meydana getirmektir. Bunun için kendimizi yenilememizin vakti gelmiştir. Herkesin gıptayla baktığı bir ülkeyi meydana getirmek temel amacımızdır. Sonuç alamadığımız, tıkandığımız yöntemlerde ısrar etmek yerine yeni yöntemlere yönelmekten çekinmemeliyiz. Bunu ancak milletiyle dayanışanlar başarabilir. Milletiyle savaşanlar helak olur, hüsrana uğrar. Cumhuriyetimizin 100 yıl hedefi iyilerin arasında en iyi, büyüklerin arasında en büyük olmaktır. Bu hedefe ulaşmak bizlere bağlıdır. Ülkemizi belirsizliklere sürüklemediğimiz takdirde geleceği planlamamız zor olmayacaktır.'' Kahramanmaraşlıların 92 yıl önce işgalci Fransızlara karşı mücadele ederek emperyalist güçlere karşı amansız bir mücadele verdiğini belirten Çiçek, şunları kaydetti: ''Kahramanmaraşlılar 1920'den beri bu günü şerefle kutlamaktadır. Çünkü 92 yıl önce bugün sadece Kahramanmaraş kurtarılmamış Anadolu'nun da düşman istilasından tasfiyesi başlatılmıştır. 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi'yle Anadolu'yu dört bir koldan istilaya hazırlanan emperyalist güçlere karşı amansız bir mücadele başlatılmıştır. Bu mücadele milletimiz için varlık ve yokluk mücadelesi olmuştur. İstanbul'dan Anadolu'ya geçen Mustafa Kemal ve arkadaşları yüzlerce yıl özgür yaşamış bir milleti işgale direnmeye davet etmiş, düşman işgaline karşı 12 Şubat 1922'de ilk önce burada düşmana 'dur' denilmiştir. Unutulmamalıdır ki Kahramanmaraşlıların 92. yıl önce düşmana 'dur' dediği bugün henüz TBMM toplanmamıştı, cumhuriyetin temelleri atılmamıştı.'' Buradan büyük bir özgürlük mücadelesinin büyük bir haykırışının yükseldiğini ifade eden Çiçek, ''Sütçü İmam'ın, Çakmakçı Said'in, Aslan Bey'in ve daha nicelerinin şahsında Kahramanmaraşlıların başlattığı mücadele dalga dalga tüm yurda yayılmıştır. Bu tarihte büyük küçük, genç yaşlı herkes, köylü şehirli demeden tüm Kahramanmaraşlılar hürriyet ve istiklal için şehitlik sırasına girmiştir. Bu mücadelelerinden ötürü de 5 Nisan 1925'te bu güzide şehrimize TBMM tarafından istiklal madalyası verilmiştir. Hiçbir fert ayırt edilmeksizin bu madalyaya bütün Kahramanmaraşlılar layık görülmüştür'' dedi. ''İstiklal madalyası analarımızın, bacılarımızın, eşlerimizin tertemiz örtüsüne uzanan elleri kırmayı başardığı için verilmiştir'' diyen Çiçek, şunları kaydetti: ''İstiklal Madalyası, zillet içinde yaşamaktansa izzet ile şehit olmak tercih edilmiş olduğu için verilmiştir. Bu nedenle Kahramanmaraş bu madalyasıyla ne kadar övünse azdır. Böylesine bir kentin kurtuluş gününü kutlamak ve bu şehirde olmak bizim için de bir kıvançtır. Normalde unvanlar kişilere verilir ama milli mücadelede gösterdikleri başarılar dolayısıyla bazı şehirlerimize unvanlar verilmiştir. Bu şehirlerimiz Fransız işgaline karşı kurtuluş mücadelesi veren şehirlerimizdir. Bundan dolayı 7 Şubat 1973'te hakkı olan 'kahraman' unvanını almıştır.'' ''Bin yıl önce geldiğimiz bu topraklar bize kolay vatan olmadı'' diyen Çiçek, şöyle devam etti: ''Bu toprakları vatan yapmak için milyonlarca şehidimiz toprağa düştü. Unutulmamalıdır ki Haçlı seferleri de Türklerin Anadolu'ya gelişiyle başladı. Bu seferlerin amacı Türkleri Anadolu'dan söküp atmaktı ama başaramadılar. Bu hain planı ilk önce sizler bozdunuz. Bin yıllık planın final sahnesinin çekilmesine izin vermediniz. Türk milleti ayağa kalkıp Kahramanmaraş'ta kazanılan zaferle iman tazeledi. Buradan bir kez daha 'ya istiklal ya ölüm' diye haykırdı. Balkan faciasının Anadolu'da yaşanmasına fırsat verilmedi. Binlerce şehit verildi ama bin yıllIk vatan toprağI teslim edilmedi. Herkes iyi bilmelidir ki Anadolu'daki her şehir bedel ödemiştir. Bu yüzden Maraş 'kahraman' oldu, Urfa 'şanlı' oldu, Antep 'gazi' oldu. Bunu da sırt sırta, omuz omuza vererek başardı. O nedenle kardeş olduk, arkadaş olduk, namusumuzu ayaklar altına aldırmadık, istiklalimizi kaybetmedik, istikbalimizi karartmadık. 'Al bayrağın dalgalanmadığı yer bizim yurdumuz değildir' diyerek, Fransız askerlerine ve Ermeni çetelerine pabuç bırakmadık. 'Bayrağın dalgalanmadığı yerde cuma namazı da kılınmaz' diyerek bağımsızlık ve hürriyetimize sahip çıktık. Bu yüzden 92 yıl önce bugün Kahramanmaraş'ta kurtuluş mücadelesine katılmayan tek fert yoktur.'' Belediye Başkanı Mustafa Poyraz da Kahramanmaraşlıların işgalci güçlere karşı amansız bir mücadele vererek istiklaline kavuştuğunu söyledi. Konuşmaların ardından ''Sütçü İmam'', ''Abdal Halil Ağa'' ve ''Bayrak'' olayları canlandırıldı. Bayrak olayı sahnelendiği sırada Çiçek ve TBMM Başkan Vekili Mehmet Sağlam'ın duygulandığı gözlendi. Öğrencilerin folklor, Kahramanmaraş İmam Hatip Lisesi Mehteran Takımı'nın gösteri yaptığı tören, geçit resmiyle sona erdi. Bu arada, TBMM Başkanı Çiçek, konuşma yapmadan önce Kahramanmaraş Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, Vali Şükrü Kocatepe ve Garnizon Komutanı Kurmay Albay Sadık Yıldız'la birlikte vatandaşların bayramını kutladı. Çiçek'e tören alanına gelişinde çocuklar çiçek verdi. Törene, TBMM Başkan Vekili Mehmet Sağlam, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, AK Parti Kahramanmaraş milletvekilleri Nevzat Pakdil, Sıtkı Güvenç, Yıldırım Ramazanoğlu, Sevde Bayazıt Kaçar, MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, Adalet Bakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Vali Şükrü Kocatepe, öğrenciler, öğretmenler, daire ve şube müdürleri, askeri ve mülki erkan ile çok sayıda vatandaş katıldı.