Hayatımızı adeta esir alan teknoloji bağımlılığı, çocuklarda birçok riski de beraberinde getiriyor. Teknoloji bağımlılığı, öğrenme güçlüğü, fiziksel ve davranış bozuklukları gibi birçok konuda çocukları tehdit ediyor. Uzmanlar, teknoloji bağımlılığının tıp dilinde 'otizm' olarak bilinen çocukların sosyokültürel becerilerini kazanma alışkanlıklarını güçleştirdiğini dile getiriyor.

Fatih Üniversitesi Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Ceyhun Caferov, teknoloji bağımlılığının özellikle çocuklara etkisi konusunda Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) önemli bilgiler verdi. Küçük yaştaki çocukların öğrenme sürecinin çok önemli olduğuna değinen Caferov, “Bu yaşlarda teknolojik aletlere fazla meşgul olma, çocukların öğrenme sürecini ciddi şekilde etkilemektedir. Çocukta dil gelişimi, sosyal gelişim, yaşına uygun renkler ve beceriler ve sayıları öğrenmesi gibi durumlar olumsuz etkilenebilir. Burada dikkat edilmesi gereken miktar. Teknolojik aletlerle ne kadar iç içeyiz? bu önemli.” dedi.

Öğrenme sürecinde teknolojiyle çok fazla iç içe olan çocukların öğrenme sürecini çok etkilediğini belirten Ceyhun Caferov, çocuğun mekanizmasının da bozulacağı uyarısını yaptı.

Çocuk psikiyatristi Caferov, yurt dışında yapılan araştırmada günde 2 saatten fazla televizyon izleyen çocukların resim kabiliyetleri ile günde 2 saatten daha az izleyen çocukların resim kabiliyetlerinin kıyaslandığında televizyon daha az izleyen çocukların resim kabiliyetlerinin daha fazla olduğunu söyledi.

AYNI POZİSYONDA UZUN SÜRE DURMA, İSKELET VE KAS BOZUKLUĞUNA NEDEN OLUYOR

Yetişme çağında teknolojik aletlerin çok fazla kullanılmasının aynı pozisyonda durmaları nedeniyle çocuklarda iskelet ve kas anormalliklerine neden olacağına da değinen Caferov, çocuklarda sedanter (hareketsiz yaşam) hayattan ötürü obezite riskine de değiniyor. Caferov: “Çocukların sedanter yaşamdan dolayı obezite, şeker hastalığı gibi diğer hastalıklara da maruz kalabilir. Sabit oturma, kambur oturma ve saatlerce aynı pozisyonda oturdukları için kas anormallikleri ortaya çıkıyor.” dedi.

Şiddet içerikli oyunları uzun süre oynayan çocukların şiddeti günlük hayatlarına aktardıklarını da ifade eden, “Şiddet içerikli, kan içerikli oyunları oynamaları çocuğun günlük yaşamını da etkiler. Aileye karşı, akranlarına karşı şiddet içeren davranışlarda bulunması, acımasız davranması mümkündür.” şeklinde konuştu.

RADYASYONA MARUZ KALAN ÇOCUKLAR KANSER İLE KARŞI KARŞIYA

Gelişme çağındaki çocukların teknolojik aletlerin yaydığı radyasyondan etkilenmesine de değinen Caferov, “Hızlı gelişen hücreler ki çocukluk çağında daha hızlıdır büyüme çağında oldukları için daha riskli. Radyasyona maruz kalan ya da radyasyondan dolayı oluşan kanserlerde hızlı büyüyen hücreler, hızlı büyüyen dokular daha riskli oluyor. Çocuklar bu anlamda daha riskli. Beyin kanserinin, kan kanserinin görülmesi daha etkin.” diye konuştu.

Bilgisayar bağımlılığın başka psikiyatrik hastalıkların da belirtisi olabileceğini kaydeden Caferov, dikkat eksikliği ve hiperaktive bozukluğu olan çocuklarda daha çok teknoloji bağımlılığı olduğunu da ekliyor.
Teknolojiye fazla bağımlı olan çocukların sosyo-kültürel olarak ilerleyemediğini de vurgu yapan Cefarov, “Teknolojik aletlerin fazla kullanılması sanal oldukları için sosyokültürel becerilerinin kazanılmasını ya da toplum içinde nasıl davranması gerektiği konusunda da geriye itebilir. Tıp dilinde 'otizmdir' bunun adı. Çocuklar asosyal, içine kapanık, çok duygulardan anlamayan bir ruh halini alabilirler. Bu da gelecekte hastalıklı bir toplum, hastalıklı bireyler oluşması açısından ciddi anlamda risk teşkil ediyor.” dedi.

ANNE-BABALAR ÖNCE KENDİLERİ ÖRNEK OLMALI

Teknoloji doğru ve sınırlı şekilde kullanıldığında hayatımızı kolaylaştırdığını söyleyen Caferov ’un, anne babalara uyarıları da var. “İlk olarak anne babalar örnek olmaları gerekiyor. Bir çocuğa sigaranın zararlı olduğunu söyleyip kişinin kendisi kullanıyorsa bu etkili olmayacaktır. Telefonla fazla oynama deyip kendisini oynuyorsa bunun bir anlamı olmaz. Ailelerin de kendileri ile teknoloji arasına bir sınır koymaları lazım. İkincisi çocukları kendi iradelerini kullanarak ailelerin koyduğu sınırları kendileri karar veremez çoğunlukla. Bu anlamda ailenin müdahalesi gerekecek. Çocuğu kendi inisiyatifine bırakmamak lazım. Bu bağımlılık yapabilir. Örneğin çocuk bir şiddet oyunu oynarken bunun zararlı olabileceğini fark etmez. Bu nedenle ailenin bir filtreden geçirmesi gerekir ve takip etmesi gerekir. Aksi halde teknolojiye bağımlılık artacağı gibi içeriklerinden de etkilenmesi yüksek olur.” dedi.

Bu arada, ebeveynler de teknoloji bağımlılığının çocuklarda büyük tehlike arz ettiği görüşünde birleşti. Vatandaşlar, çocukların bu tür bağımlılıktan uzak tutulması gerektiğini söyledi.