İstanbul Bakırköy'de bir genç, arkadaşının babasının telefonunu arayarak 2 ay boyuncu ses vermeden müzik dinletti. Telefon sahibinin müracaatı üzerine açılan davada genç, beraat etti. Temyiz üzerine dosyayı yeniden değerlendiren Yargıtay 2. Ceza Dairesi, sanığın 'Kişilerin huzur ve sükununu bozma' suçundan hükümlülüğüne karar verilmesi yerine, beraat kararı verilmesini yasaya aykırı bularak yerel mahkeme kararını bozdu.

Bir genç, 29 Eylül 2006'da Bakırköy'de oturan arkadaşının babasının telefonunu arayarak, arkadaşının sevdiği müzik parçalarını dinletti. Telefon sahibi, polis merkezine giderek müzik dinleten gençten şikayetçi oldu. Yapılan incelemede, gencin arkadaşına hitaben mesaj gönderdiği ve müzik parçalarını ona dinletmek için sık sık aradığı ortaya çıktı. 15 Mart 2007'den itibaren iki ay boyunca aynı telefon numarasını arayarak, ses vermeden müzik dinlettiği iddia edilen genç hakkında Bakırköy (kapatılan) 8. Sulh Ceza Mahkemesi'nde "Kişilerin huzur ve sükununu bozma" suçundan dava açıldı.

Mahkeme, sanığın, "Arkadaşımın sevdiği parçaları telefonunu arayarak dinlettim. Telefonun babasına ait olduğunu farkedince telefonu aramayı bıraktım" ifadesi kapsamında beraatine hükmetti. Davacı avukatının temyizi üzerine dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 2. Ceza Dairesi, yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi: "Sanığın suç tarihi olan 15 Mayıs 2007 tarihinden itibaren geriye doğru iki ay boyunca söz konusu telefonun katılana ait olduğunu bildiğinin anlaşılması karşısında; F.'nın sevdiği müzikleri kendisine telefonla dinletmek için aradığı, ancak daha sonra aradığı telefonun babasına ait olduğunu anlayınca o telefondan aramaları bıraktığı şeklindeki savunmalarına itibar edilemez. Sanığın sözkonusu cep telefonunu arayarak ses vermeden müzik dinlettiğine dair kabulü dikkate alınarak atılı suçtan hükümlülüğüne karar verilmesi yerine, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beraat kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir."