Genelkurmay Başkanlığı, 24 Şubat 2015 günü meydana gelen kazada kaybedilen her iki RF-4E/TM uçağının da 2013 yılında tamamlanan Işık Projesi çerçevesinde yapısal yenileme ve aviyonik modernizasyona tabi tutulduğunu bildirdi.
Yapılan ilk incelemelerde, uçakların herhangi bir dış etkiye maruz kalmadığı, havada çarpışmadığı, ancak irtifalarının uçtukları bölge için daha önceden tespit edilmiş emniyetli uçuş irtifasının altında kaldığı değerlendirildiği belirtilerek, “Soruşturmaların tamamlanmasının ardından elde edilen detaylı bulgu ve sonuçlar ilgili mevzuat çerçevesinde kamuoyu ile paylaşılacaktır.” denildi.
TSK’nın internet sitesinden “Hiçbir şeyi atlamadan, en ince ayrıntısına kadar, el emeği ve göz nuru dökülerek…” başlığı ile yapılan açıklamada, RF-4E / TM uçaklarının, Türk Silahlı Kuvvetlerinin taktik keşif ihtiyaçlarını karşılamak üzere Türk Hava Kuvvetleri envanterinde görev yaptığını hatırlatıldı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, envanterinde bulunan her tür hava aracını etkinlikle ve emniyetle görev yapacak durumda tuttuğuna rikkat çekilen açıklamada, “ Bu çerçevede, hava araçlarının bakımları, ehil ve yetkin personel tarafından, ilgili teknik dokümanların gerektirdiği periyotlarda ve yine ilgili teknik emirlerin dikte ettirdiği şekilde yapılmaktadır. Bakımı tamamlanmamış veya teknik kriterlere göre tespit edilen uçuş ömürlerini dolduran hava araçlarının, uçuş görevlerine tahsisi mümkün değildir. 24 Şubat 2015 günü meydana gelen kazada kaybettiğimiz her iki RF-4E/TM uçağı da 2013 yılında tamamlanan Işık Projesi çerçevesinde yapısal yenileme ve aviyonik modernizasyona tabi tutulmuşlardır. Uçakların kullanım ömürleri, periyodik olarak yapılan bir dizi teknik testi takiben belirlenmektedir. Modernizasyona tabi tutulmuş olmalarına rağmen, teknik testler ışığında kullanım ömrünü doldurduğu tespit edilen uçaklarımız, kullanım dışı bırakılmaktadır.” bilgilendirmesi yapıldı.

“TSK’DA YÜZEYSEL HİÇBİR AÇIKLAMA YAPILMAZ”

Türk Silahlı Kuvvetlerinde meydana gelen her hangi bir kaza kırım sonrasında, yüzeysel hiçbir açıklama yapılmadığı vurgulanarak, şöyle devam edildi:
“Kaza kırım incelemeleri, oluşturulan teknik ve ehil bir heyet tarafından bilimsel yöntemlerle tamamlanmaktadır. Adli makamlarla eş güdüm içerisinde yürütülen süreçte; emniyet inceleme heyeti ve ayrıca teknik inceleme heyetince, enkaz ve enkaz bölgesi detaylı olarak incelenerek tüm deliller toplanmakta; ilgili tüm kişilerin ifadelerine başvurulmakta; radar, uçak, telsiz, telefon ve video kayıtları başta olmak üzere her türlü bilgi, belge ve görüntü detaylı olarak incelenmektedir. Olayın teknik yönden incelemesinin yanı sıra, idari işlemlerle ilgili hususları açıklığa kavuşturmak maksadıyla, ayrı bir heyet tarafından da idari soruşturma başlatılmaktadır.”
TSK’nın açıklamasında, “Detaylı incelemelerin tamamlanmasının ardından ‘Emniyet İncelemesi Sonuç Raporu’ hazırlanmaktadır. Bu rapor çerçevesinde her türlü düzeltici işlemin yapılması ve benzer kazaların yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması sağlanmaktadır. Ayrıca söz konusu raporun yayımlanmasının ardından kazanın sebep veya sebepleri resmî olarak açıklanabilmektedir.” denildi.

“DETAYLI BULGU VE SONUÇLAR İLGİLİ MEVZUAT ÇERÇEVESİNDE KAMUOYU İLE PAYLAŞILACAKTIR”

Bahse konu kaza sonrasında da adli, teknik ve idari soruşturmaların başlatıldığını kaydedilerek, “Bu kapsamda teknik sebepler, insan faktörü ve idari hususlar da dâhil olmak üzere kazaya etki edebilecek bütün konular detaylı olarak inceleme aşamasındadır. Bununla birlikte, yapılan ilk incelemelerde, uçaklarımızın herhangi bir dış etkiye maruz kalmadığı, havada çarpışmadığı, ancak irtifalarının uçtukları bölge için daha önceden tespit edilmiş emniyetli uçuş irtifasının altında kaldığı değerlendirilmektedir. Soruşturmaların tamamlanmasının ardından elde edilen detaylı bulgu ve sonuçlar ilgili mevzuat çerçevesinde kamuoyu ile paylaşılacaktır.” izahı yapıldı.