Taksitli alışverişlerde uygulanan 7 günlük cayma hakkının birçok vatandaşın sorununa çare olmadığını belirten Tüketici Hak Arama Derneği Genel Başkanı ve Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Üyesi Nihat Altay; "Yönetmelikte değişiklik yapılarak kanun maddesi faydalı hale getirilmelidir." dedi.

Tüketici Hak Arama Derneği Genel Başkanı Nihat Altay, tüketicilerin yasal olarak cayma hakkının bulunduğunu söyledi. Altay, kredi kartı ile yapılan alış verişlerde cayma hakkının bulunmadığına dikkat çekerek,"6502 sayılı Tüketici Kanununun 17. Maddesine göre vatandaşların taksitli alışverişlerde ürünü aldığı günden itibaren 7 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin cayma hakkı bulunmaktadır. Ancak 17. maddeye ait yönetmeliğe göre cayma hakkı kredi kartı ile yapılan taksitli alışverişler için geçerli değildir. Bu da vatandaşın sorununa çözüm olmayarak fayda sağlamamaktadır. Günümüzde taksitli alışverişlerin büyük kısmını kredi kartı ile yapılan alışverişler oluşturmaktadır. Senetle veya defterle yapılan taksitli alışverişler çok azaldığı gibi yakın zamanda tamamen bitecektir. Mesafeli satışlarda kredi kartı veya senet şartına bakılmaksızın iade hakkı bulunmaktadır. Aynı şartın taksitli alışverişler içinde geçerli olması gerekmektedir. Bu yüzden taksitli alışverişlerde ki 7 günlük iptal süresine kredi kartı ile yapılan alışverişlerde eklenmelidir. 6502 sayılı Tüketici Kanununun 17. Maddesine ait yönetmelikte değişiklik yapılarak, yasa vatandaşa faydalı hale getirilmelidir." dedi.

'BİNA TAMAMLAMA SİGORTASI OLMAYANA ÜCRET ÖDENMEMELİ'

Günümüzde dolandırıcılığın hukuki adının iflas ertelemesi olduğuna da dikkat çeken Altay; "Müteahhit mağdurları her yıl artmaktadır. Kooperatif ve devremülk sorunu, her yaz mevsiminde ortaya çıkarak mağduriyetlere bir yenisi daha eklenmektedir. Müteahhit vatandaştan milyonlarca lirayı aldıktan sonra iflas ertelemesi vererek hakkını arayan vatandaşın ve yargının elini kolunu bağlamaktadır. Bu nedenle tüketiciler, bina tamamlama sigortası olmayan müteahhitlerin hiç bir organizasyonuna katılmamalıdırlar. Bazen dolandırıcı müteahhitler bazen de yaptığı işi beceremeyip iflas eden müteahhitlerden gelen şikâyetler hiç eksilmemektedir. Ortada hiç ev yok iken sadece maket üzerinden satış yapanlar, aynı evi birden fazla kişiye satanlar, eksik malzeme kullananlar ve inşaatı yarım bırakıp kaçan çürük müteahhitlere ülkemizde ceza verilmemektedir. Aslında vatandaş mağdur olduktan, geleceğini kaptırdıktan sonra bu kişilerin ceza almasının önemi kalmamakta hatta caydırıcı olmamaktadır. Dolandırıcı müteahhit yapacağı vurgunun peşinde koşarak her riski göze alarak amacına ulaşmaktadır. Bu gelinen noktada vatandaşında bilgisizliği nedeniyle kusuru görmezlikten gelinemez. Tapu almadan, el yazısı ile yazılmış, geçersiz bir sözleşme veya noterden satış vaadi ile milyonlarca lirasını müteahhitlere verenleri buradan uyarıyoruz. 11 Mart 2015' de uygulanmaya başlanan zorunlu bina tamamlama sigortası ile; İnşaat şirketi, maketten konut satışına başlamadan önce zorunlu olarak bina tamamlama sigortası yaptırmak zorundadır. Bu sigorta, inşaat şirketinin iflasını ya da projede belirtilen süre içinde konutu tüketiciye teslim edememe risklerini kapsamaktadır. Riskin gerçekleşmesi halinde sigorta şirketi, tüketicinin konut için yaptığı peşinat ve taksitler dahil tüm ödemeleri yasal faizi ile birlikte ödeyecektir. Tüketiciler, bina tamamlama sigortası olmayan merdiven altı müteahhitlere parasını kaptırarak mağdur duruma düşmektedirler. Bundan böyle müteahhitten ev almak isteyen vatandaş, mutlaka bina tamamlama sigortası olup olmadığını sorarak kooperatife katılması güvenilir olacaktır." dedi.