TÜRGEV'e ülke dışından yapılan 99 milyon 999 bin 990 dolarlık bağışın kaynağını soran gazeteciyle ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan'ın şikâyeti üzerine başlatılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın yaptığı açıklamayla konunun aleniyet kazandığını belirten Cumhuriyet savcısı, geneli ilgilendiren ya da ilgilendirmesi gereken tüm olaylar hakkında, halkı objektif ve gerçekleri yansıtacak biçimde aydınlatmanın bilgi edinme, yayma, eleştirme ve yorumlama hakkı olduğuna dikkat çekti.

Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan, 31 Ocak 2014 tarihli Karadeniz Postası isimli gazetede, TÜRGEV'e yurt dışından geldiği ortaya çıkan parayla ilgili kaleme aldığı '99 milyon 999 bin 990 dolar' başlıklı yazısı dolayısıyla gazeteci Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ve 'soruşturmanın gizliğini ihlal ve hakaret' iddiasıyla hakkında dava açılması talep edilmişti. Bunun üzerine yazılı savunmasını savcılığa ileten Mollamehmetoğlu, hakkındaki iddiaları reddetti. Mollamehmetoğlu, soruşturma konusu olan yazısında, TÜRGEV'e yapıldığı öne sürülen 99 milyon 999 bin 990 dolarlık yurt dışı kaynaklı paranın kaynağı sormuş ve şu ifadelere yer vermişti: "Hangi vakıf böyle kaynaklara sahip olabilir. Hangi hizmet karşılığı bu para girmiş hesaba? Hangi kazanç, bağlanan işler karşılığı bu kadar miktar bağışlanmış? Bunları bilmek hakkımız değil mi? Kimse hesap soramıyor. Sorgulayanlar sürgün ediliyor, işten el çektiriliyor, soruşturmalara uğruyor."

BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VURGUSU

Dosyayı ve yapılan savunmaları inceleyen Cumhuriyet savcısı, basın ve ifade özgürlüğü adına ders gibi bir karar verdi. Yazıda belirtilen hususların CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar tarafından gensoru konusu yapılması ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın gensoruyla ilgili açıklaması nedeniyle aleniyet kazandığına dikkat çeken Cumhuriyet savcısı, gerekçesinde şöyle dedi: "Geneli ilgilendiren ya da ilgilendirmesi gereken tüm olaylar hakkında, halkı objektif ve gerçekleri yansıtacak biçimde aydınlatmak, çeşitli sorunlar üzerinde kamuoyunu düşünmeye çağıracak tarzda tartışmalar açmak, onu toplumsal ve siyasal oluşumlar üzerinde doğru ve gerçeğe uygun bilgilerle donatmak, yöneticileri eleştirmek, uyarmak ve bu yöntemlerle denetlemek, ayrıca içinde yaşadığı toplumun ve tüm insanlığın sorunları konusunda bireyi bilinçlendirmek durumunda olan basına, bu ödevleri yerine getirirken ihtiyaç duyacağı bir kısım haklar da tanınmıştır. Bunlar bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarıdır."

Bu hakların, Anayasası'nın 28'nci ve devam eden maddeleri, Basın Yasası'nın 3'ncü maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinde düzenlendiğine işaret eden Cumhuriyet savcısı, 'köşe yazısının düşünceyi açıklama, bilgi verme ve eleştiri sınırları içerisinde kaldığı, açıklanış şekliyle konusu arasında düşünsel bir bağ bulunduğu, hakaret ihtiva etmediği gibi gizliliğini ihlali suçunun da oluşmadığı' gerekçesiyle, şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

ARINÇ DA DOĞRULAMIŞTI

17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmasıyla ortaya çıkan iddialarla ilgili CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar, soru önergesi vermişti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, önergeye verdiği cevapta, TÜRGEV'e yurt içinden 29 milyon lira, yurt dışından ise 99 milyon 999 bin 990 ABD doları bağış ve yardım yapıldığını açıklamıştı. Arınç, Baydar’ın bağış yapan gerçek veya tüzel kişilerin kimler olduğu sorusuna ise cevap vermemişti.