Dünya Üniversitelerarası Genetik Mühendisliği ve Sentetik Biyoloji Yarışması’nda (İGEM) mide ülseri ve mide kanserine yönelik tedavi geliştiren Turgut Özal Üniversitesi (TÖÜ) İGEM gümüş madalya kazandı. TÖÜ İGEM’in danışmalığını yapan Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim dalı Başkanı Prof. Dr. Esra Gündüz, mide ülseri ve kanserine ilaç tedavisiyle değil, bakteri ile çözüm bulmanın araştırmasını yaptıklarını söyledi. Prof. Dr. Gündüz, “Sonuçta da Ecoli’ye farklı özellikler kazandırarak helicobacterpylori dediğimiz mide ülserine sebep olan bakteriyi yenebilmesi için çeşitli fonksiyonlar kazandırdık. Aynı şekilde de mide kanserinde de güzel sonuçlar elde ettik. Bunu da bakteriyle tedavi etme yöntemlerini araştırdık.“ dedi.

Turgut Özal Üniversitesi (TÖÜ), aralarında Harvard, Oxford gibi saygın üniversitelerinden toplam 250 takım ile 100 ülkeden fazla katılımcının katıldığı Boston’da düzenlenen Dünya Üniversitelerarası Genetik Mühendisliği ve Sentetik Biyoloji Yarışması’nda (İGEM) mide ülseri ve kanserine yönelik tedavi geliştirerek madalya kazandı. TÖÜ İGEM, yarışmaya 16 kişilik bir öğrenci takımıyla hazırlandı. Tıbbı genetik anabilim dalından farklı hocaların da danışmanlık yaptığı ekipte tıp fakültesi 1., 2. ve 3. sınıf öğrencilerinden oluşuyor. Öğrenciler büyük fedakarlık yaptığı süreçte sabahlara kadar deneyler yaparak çalışmalarına devam ediyor.

Üniversitede tıp fakültesi olarak sentetik biyoloji dalında başarılı olabileceklerini bildiklerini söyleyen Prof. Dr. Esra Gündüz, “Bu nedenle öğrencilerimizle birlikte her sene bu ayrışmaya katılıyoruz. Bu seneki projemiz, mide ülseri ve mide kanseriyle ilgili projeydi. ‘Mide ülserine ilaç tedavisiyle değil de bakterilerle bir çözüm bulabilir miyiz’ bunun araştırmasını yaptık. Ecoli’ye farklı özellikler kazandırarak helicobacterpylori dediğimiz mide ülserine sebep olan bakteriyi yenebilmesi için çeşitli fonksiyonlar kazandırdık. Güzel sonuçlar elde ettik. Aynı şekilde mide kanserinde de güzel sonuçlar elde ettik. Bakteriyle tedavi etme yöntemlerini araştırdık. Bu nedenle de gümüş madalya aldık.” diye konuştu.

“BİZ PROJEMİZDE BU BAKTERİYİ VÜCUDUMUZDAN UZAKLAŞTIRMAYI HEDEFLEDİK”

Projede yer alan Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Turan Kaya da projeyle bilgi vererek, İGEM’de 2 sene aktif olarak çalıştığını söyledi. Kaya, “Bu seneki projemiz dünyadaki tüm insanların yaklaşık yüzde 50’sinde bulunan patojen bir bakteri var, hastalık yapıcı bir bakteri. Helicobacterpylori bakterisi insanların çoğunda ülser hastalığına veya gastrit kanseri hastalığına sebep oluyor. Biz projemizde bu bakteriyi vücudumuzdan uzaklaştırmayı hedefledik. Aynı zamanda sebep olduğu hastalıkları da çözmeyi hedefliyorduk. Onun için helicobacterpylori’yi vücuttan uzaklaştırdığınız zaman ülser hastalığını vücudun kendisi tamir edebiliyor. Ancak gastrit kanser yani mide kanseri için böyle bir durum söz konusu değil. Onun için özel bir tedavi metodu geliştirmemiz gerekiyordu. Bunu da hazırladığımız olduğumuz bir genetik devre sayesinde yapmaya çalıştık. Bir miktar da başarılı olduk. Bu konuda çalışmalarımız devam edecek.“ şeklinde konuştu.

“BU PROJELERİ AYNI ZAMANDA TÜBİTAK PROJE OLARAK DA DEVAM ETTİRİYORUZ”

İGEM süreci hakkında konuşan Kaya, şöyle devam etti :“Öncelikle yeni gelen birinci sınıf arkadaşlardan ya da daha önce İGEM’de olup devam edecek arkadaşlardan bir takım oluşturuluyor. Bu Kasım, Aralık aylarında oluyor. Daha sonra da uzun bir proje bulma aşaması var. Sizin projeniz ne olacak, hangi konu üzerinde çalışacaksınız, bunları belirlediğiniz bir süreç oluyor. Bu da yaklaşık 4-5 ay sürüyor. Nisan Mayıs aylarına kadar devam ediyor. Siz bu sırada literatür taramasını öğreniyorsunuz. Makaleler tarıyorsunuz, İGEM’in ne olduğunu öğreniyorsunuz. Genetik araştırma yapmayı öğreniyorsunuz. 4-5 aydan sonra bir proje taslağınız oluşuyor. Proje taslağına uygun genler tasarlıyorsunuz. Sipariş ettiğiniz bu genleri de yaz boyunca 3-4 aylık süreçte de deney yapıyorsunuz. Bu 3-4 aylık süreç biraz sıkıntılı geçiyor. Çünkü bu 3-4 ayda takımın çoğu üyesi tamamen okulda kalıyor, geceli gündüzlü. Sonuçta bu kısıtlı sürede deneyin tamamını bitirmeye hedefliyor. Genel de tamamı bitmiyor projenin. Bu projeleri aynı zamanda TÜBİTAK proje olarak da devam ettiriyoruz.”

“ÜLKEMİZİ TEMSİL ETMEK İÇİN BÖYLE BİR ALAN VAR ÖNÜMÜZDE”

İGEM’in katılmış olduğu sentetik biyoloji 21. yy’ın başlarında zuhur etmiş bir bilim dalı olduğunu ifade eden Kaya, çoğu ülkenin bu konuda daha başlarda olduğunu söyledi. ‘Kimse çok ileriye gitmemiş’ diyen Kaya, “Herkesin aynı noktada olduğu bir bilim dalı diğer bilimlerde geri kalmış bir ülke için çok daha elverişli. Biz insanları yakalayabilir hatta önlerine de geçebiliriz. O yüzden biz sentetik biyolojiyi bırakamıyoruz. Buradaki arkadaşları en fazla motive eden şey de bu. Ülkemizi temsil etmek için böyle bir alan var önümüzde. Bunun için tüm fedakârlıkları yapmaya değer.” dedi.