Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk, Suruç'ta SGDF'li gençlere yönelik canlı bomba saldırısında onlarca kişinin hayatını kaybetmesi ve birçok kişinin de yaralanmasına ilişkin yaşanan olaya tepki gösterdi. Türk, yaptığı açıklamada, "Kürt halkının buradaki mücadelesinin hazmedilmediğini çok açık bir şekilde görüyoruz ve bugün DAİŞ çetelerine asıl cesareti veren hükümetin, Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları olmuştur. Bu da gösteriyor ki bu mücadeleyi hazmedemeyen kişiler bu saldırının asıl sebebidir." dedi.

Şanlıurfa Suruç'ta, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi gençlere yönelik gerçekleşen canlı bomba saldırısına tepki gösteren Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk, saldırı ile birlikte Kürt halkının mücadelesinin hazmedilmediğini açıkça gördüklerini söyledi. DAİŞ çetelerine asıl cesareti veren Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları olduğunu belirten Türk, "Kürt halkının kendi geleceğini belirleme ve bir statüye gelmesini asla hazmedemeyen bir mantıkla yaklaşıyor. Bu da çetelere ve gerçekten Kürt halkının geleceğini karartmak isteyenlere büyük bir cesaret vermektedir. Daha önce de burada DAİŞ çetelerinin pervasızca cirit atmalarının arkasında Türkiye Cumhuriyeti'nin olduğuna dair zaman zaman açıklamalar yapmıştık. Aynı şekilde geçmişte de gönderilen silahların aslında muhalefetin eline geçmediğini, DAİŞ çetelerinin eline geçtiğini belgeleriyle ortaya koymuştuk." ifadelerine yer verdi.

"KÜRT HALKININ GÜCÜNÜ HAZMEDEMEYEN KİŞİLER BU SALDIRININ ASIL SORUMLUSUDUR"

Suruç ilçesinde yaşanan katliamı kınayan Türk, sözlerine şöyle devam etti: "Bugün Suruç ilçesinde bir katliam yaşandı. Elbette uluslararası güçler ve DAİŞ çetelerinin bu katliamlarına alttan alttan sevinen kişiler olsaydı, DAİŞ çeteleri bugün bu kadar acımasız olmaz ve katliamlar yapamazdı. Bu da gösteriyor ki Kürt halkının önünü kesmeye yönelik gizli bir çaba ortadadır. Bunun yanı sıra Rojava'nın başarısının ve Kürt halkının kendi geleceğini belirlemek için ulaşacağı gücün hazmedilmediğini görmekteyiz. Bütün bunları yan yana koyduğumuz zaman bunu hazmedemeyen kişilerin parmağının bu katliamda olduğunu görmekteyiz. Ancak DAİŞ çetelerinin yapmış olduğu saldırıların sadece Kürt halkı ile sınırlı kalmayacağının da bilinmesi gerekir. DAİŞ çeteleri durdurulmadığı takdirde yarın tüm halkların geleceğini tehdit eden bir aşamaya gelecektir ancak o zaman da her şey anlamsız olacaktır.”

"POLİSİN YARALILARA GÖSTERMİŞ OLDUĞU TUTUM MESELEYE ASIL BAKIŞI GÖSTERMEKTEDİR"

Yaşanan patlama sonrasında hastaneye götürülen yaralılara polislerin biber gazı ile müdahale ettiğine ilişkin bilgi aldıklarını belirten Türk, "Yaralıların hastaneye götürülmesi sırasında polislerin engel çıkardıklarına dair bilgiler de almaktayız. Bu şekilde engellenen bir tavrın gösterilmesi bile meseleye, Kürtlere olan bakışı ve DAİŞ çetelerine yakınlığını ortaya sermektedir." ifadesine yer verdi.

"ORTAMIN YENİDEN BİR KARGAŞA VE ÇATIŞMAYA DÖNÜŞMESİ İÇİN HÜKÜMETİN ADETA BİR ÇABA İÇİNDE OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ"

Çözüm sürecini tanımadıklarını ve çözüm sürecini ortadan kaldırmaya dönük bir tavır içinde olduklarını gördüklerini vurgulayan Türk, "Ortamın yeniden bir kargaşa ve çatışmaya dönüşmesi için hükümetin adeta bir çaba içinde olduğunu görüyoruz. Katliamların yaşandığı süreçte bölgede yaşanan orman yangınlarına sessiz kalınmasının Kürdistan coğrafyasına bakış açısının bir göstergesi. Daha önce olduğu gibi yeniden Kürt halkına karşı bir konsept oluşturulmak isteniyor. Kürt halkına karşı yeniden bir baskı ve bir şiddet ortamı oluşturmaya yönelik bir çalışma içinde olduklarını görüyoruz. Ama şu bilinmelidir ki Kürt halkı daha önce olduğu gibi şimdi de bu saldırılara karşı daha güçlü bir cevap verecektir. Bu saldırılarla Kürt halkını susturmak istiyorlarsa bunlarda yanılıyorlardır. Burada kaybeden Kürt halkı olmayacaktır. Bütün Türkiye halkı bir bütün olarak zor ve bir kargaşa ortamına sürüklenmeye yönelik bir politikanın izlerini ortaya çıkaracaktır. Bizler bunu görmekteyiz. Oysa bizler her zaman barışçıl bir sürecin ve barışın kalıcı olması için bir çabanın içindeyiz. Bugün Sayın Öcalan ile görüşmelerin kesilmesi ve masanın devrilmesi bu devletin yeniden şiddetle Kürtlere yönelik bir politika izlediğini göstermektedir. Yaşanan katliamı şiddetle kınıyorum. İnsanlığa karşı suç işleyen bu çetelerin tüm halklar tarafından artık görülmesi ve durdurulması gerekir.” diye sözlerini tamamladı.