Türkiye Demokrasi Forumu (TDF), Türkiye’nin temsili demokrasi ile yönetilen ve parlamenter demokrasi olmaya yönelen bir rejimle yönetildiğine dikkat çekti.

Türkiye'de, bölgede ve dünyada demokrasi ve kalkınma çıtasının yükseltilmesi amacıyla 18-20 Eylül 2015 tarihleri arasında Ordu’nun Mesudiye ilçesinde gerçekleştirilen formun sonuç bildirgesi kamuoyu ile paylaşıldı. 15 maddeden oluşan sonuç bildirgesinde demokratik değerlere sahip çıkılması uyarısında bulunuldu. 15 farklı ilden ve farklı kesimlerden 34 konuşmacının bildiri sunduğu formun ana teması 'Doğrudan Demokrasi ve Yerel Kalkınma Çabaları' olarak belirlendi. 2. TDF Başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi, “Foruma katılan konuşmacılar üniversite, kalkınma derneği, vakıf, kooperatif, kalkınma ajansı, kent konseyi, meslek odası, kamu gibi farklı kesimleri temsil ediyordu. Neredeyse bütün sivil toplum oradaydı. Yoksulluğun aşıldığı, savaşların son bulduğu, insanların özgürleştiği bir dünya ve gerilimin azaldığı, yüzlerin güldüğü ve kardeşliğin korunduğu bir Türkiye özlemi vurgulandı.” dedi.

2.TDF’de, Demokrasinin 'Dünyayı ileri götürme' çabası olarak tanımlandığını ve demokrasinin derinleşmesi ve kalkınmanın yaygınlaşması farklı açılardan tartışıldığını ifade eden Prof. Dr. Ekşi, dile getirilen başlıca görüşlerin ve önerilerin kamuoyu ile paylaşılmasına karar verildiğini söyledi. Forumda tartışılan, öne çıkan görüş ve önerilerden bazıları şu şekilde sıralandı:
"- Türkiye, temsili demokrasi ile yönetilen ve parlamenter demokrasi olmaya yönelen bir rejimle yönetilmektedir. Demokrasi uygulaması gayri-resmi yapılarla uyumlu olduğu kadar hukuk devleti ile o kadar uyumlu değildir. Demokrasinin işleyişi ile ilgili sorunlar yapısal veya yasal değil daha çok kültüreldir. Bu sorun yasal düzenlemelerle değil (siyasi partiler yasası, seçim yasası, milletvekili dokunulmazlığı gibi), etik değerleri kendi yaşantısında gerçekleştiren ve temsilcilerinden de talep eden seçmenlerle aşılabilecektir.
- Türkiye’de siyasal demokrasi gibi ekonomik demokrasi de sorunludur.
- Demokrasinin koşullarından biri de seçmenin alternatif bilgi kaynaklarına kolayca ulaşabilmesidir. Medyanın bilgi kaynağı olma işlevini hiçbir baskı altında kalmadan yerine getirebilmesidir. Türkiye’de bu koşulun yeterince sağlanmadığı bir gerçektir ve sorunun hem yönetimden hem de medyadan kaynaklandığını gösteren yeterince örnek vardır.
- Sivil toplum kuruluşları (STK), demokrasinin başlıca bileşenlerinden biridir. Başlıca işlevleri; kendi alanlarındaki sorunları keşfetmek, ortaya koymak, topluma yansıtmak ve karar süreçlerini etkilemektir. Ancak Türkiye’de STK’lar yurttaşların kanaatlerini ve yönetimin kararlarını beklenen düzeyde etkileyememektedir. Bunun nedeni politik kutuplaşmaların sivil toplum alanına taşınması ve böylece itibar kaybına uğranmasıdır.
- Demokrasinin güçlenmesi kalkınma düzeyi ile de ilişkilidir.
- Türkiye’de, olumsuz koşullara karşın çok başarılı kırsal kalkınma projelerinin uygulandığı, kadınların katıldığı veya öncülük ettiği projelerin daha başarılı ve kalıcı olduğu anlaşılmaktadır.
- Yerel yönetimler yalnız politik katılım açısından değil yerel kalkınma açısından da önemlidir.
- Kırsal ve yerel kalkınmanın gerçekleşmesi kamu kaynaklarına ve bunlara erişim kolaylığına da bağlıdır.
- Kamu kaynaklarından yerel hayata yapılan katkıların oldukça sınırlı olduğu görülmektedir.
- Türkiye'de kırsalın ve tarımın kalkınması üreticilerin demokratik örgütlenmesinden geçmektedir. Bu amca en uygun örgütün kooperatif olduğu bir dünya gerçeğidir.
- Forumun ortaya koyduğu gerçeklerden biri de yerel kalkınma uygulamaları arasında yeterli bir iletişim bulunmadığıdır. Etkili bir iletişim ağı ile oluşan bilgi akışı ve dayanışma, bu çabaların katlanarak artmasını sağlayacaktır.
- Öte yandan, kalkınma uğruna doğanın tahrip edilmesinin ciddi gerilimlere yol açtığı görülmektedir. Mesudiye’den de geçen 'yeşil yol'un yereldeki adı 'zifir yol'dur ve doğanın bağrına saplanmış bir hançer gibidir. Yerel halk; 'yaylalardan önce köylerin yolu yapılsın, yaylaların da yolu olsun ama otoyol gibi olmasın' istiyor ve 'yaylalar bizim' demekte kararlı gözüküyor.
- Kent konseyleri yerel katılımı artırmanın en etkili araçlarından biridir.
- Bununla birlikte, Türkiye’de özellikle gençliğin demokrasiye sahip çıktığını gösteren oluşumlar da vardır. Bu demokrasi adına oldukça sevindirici bir gelişmedir. Oy ve Ötesi’nin 2 yılda 94 bin üyeye ulaşması ve yüzbinlerce gönüllü ile sandık güvenliğine katkıda bulunması bunun kanıtlarından biridir."