İzmir’in Aliağa ilçesinde bulunan gemi söküm tesislerine getirilmekte olan "Kuito" adlı gemide atık radyoaktif madde yüklü olduğu ileri sürüldü. Angola açıklarında uzun yıllar ham petrol işleyen gemide tehlikeli atık bulunduğunu iddia eden TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu, Aliağa Gemi Söküm Tesisleri önünde bir basın açıklaması yaptı. Geminin açıkta bekletilip yetkililer tarafından incelenmesi gerektiğini savunan Bozoğlu, “Tehlikeli bir durum tespit edilirse de gönderilmesi gerekir.” dedi.

Gemide normalden 5 kat fazla radyoaktivite bulunduğunu ileri süren Bozoğlu, “Angola'da rafineri görevi yapan bir gemi, şu anda Türkiye'ye geliyor. Gemi, iki üç gün boyunca Girit Adası çevresinde bekledi. Bu lodos veya başka konular nedeniyle olabilir. Dün akşam saatlerinde 'Kuito' adlı gemi, tekrar Türkiye'ye doğru yola çıktı. Bu gemi içinde tehlikeli atıkların, asbestin olduğu ve radyoaktivitesinin çok yüksek olduğuna dair raporlar var elimizde. Texcom adlı firma tarafından hazırlanan raporun içinde, sınır değeri ve doğal olan radyoaktiften 5 kat yüksek radyoaktivitenin olduğu tespit edilmiş durumda. Ayrıca daha detaylı inceleme yapılması gerektiği vurgulanmış. Bunun yanında, rafineri görevi gören gemilerde doğal radyoaktivitenin yüksek olacağının net bir şekilde vurgulandığını biliyoruz." dedi. Daha önce yetkililere bu konuda önlem almalarıyla ilgili uyarıda bulunduklarını aktaran Bozoğlu, “Ancak şu ana kadar ilgili kurumlardan hiçbir açıklama yapılmadı. Biraz önce Aliağa Liman Başkanlığı'nı ziyaret ettik ve bilgi almaya çalıştık fakat kendilerinde de geminin detaylarına, içinde ne olduğuna dair bilgi bulunmadığını, geminin buraya gelmesinin ardından inceleme yapılacağını ifade ettiler. Bu, Türkiye'nin en büyük problemidir. Türkiye'nin havasını, suyunu, toprağını risk altına alan bir geminin Türkiye'ye yanaşmasına dair yöneticisinin, bakanının, il müdürünün bu konuda hiçbir bilgisinin olmadığını net bir şekilde göstermektedir. 'Gemi bizim karasularımıza girdikten sonra bu gemide inceleme yapacağız.' demek, bilim dışıdır. O yüzden bu gemi buraya gelmeden önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı'nın detaylı bilgisinin olması gerekirdi." dedi.

'GEMİYİ NEDEN DAHA UCUZA SATTINIZ?'

Söküm aşamasına gelen bir geminin tonunun normalde 500 dolardan alındığını ancak bu geminin 250 dolardan satıldığını ileri süren Bozoğlu, “Bangladeş ve Hindistan gibi ülkelerde de gemi söküm işlemleri gerçekleştiriliyor. Bu ülkeler gemiyi alırken sahibine, tonuna yaklaşık 500 dolar veriyor. Türkiye'ye gelen bu geminin tonuna yaklaşık 250 dolar verilmiş. Siz bir gemi satıcısı olarak, Hindistan'a bu gemiyi satmak varken, daha fazla para kazanmak varken neden Türkiye'ye daha ucuz bir şekilde sattınız? Bizim derdimiz Türkiye'nin suyu, toprağı ve işçi kardeşlerimizin sağlığıdır. Gemi içindeki atıklar, parlayıcı ve yanıcı etkiye sahip, buradaki işçi kardeşlerimiz çalışma yaparken ölüm riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Bu endişelerimizden dolayı apar topar açıklama yapılıp konunun üzerinin örtülmesini doğru bulmuyoruz. Biz Aliağa'da tiyatro oynattırmayacağız. Aliağa'ya gelen geminin temizlenmiş belirli noktalarının üzerine çıkıp, 'Burada bir problem yok.' açıklaması bizi tatmin etmeyecek. 'Otopan' adlı gemi, Türkiye'nin önemli bir örneğidir. Türkiye'nin sularında batırılan gemiler, önemli örneklerdir. Umarız bizim söylediklerimiz doğru çıkmaz, umarız atık yoktur ve radyoaktivite oranı yüksek değildir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yetkilileri tarafından inceleme yapılması, numune alınması gerekiyor. Mobil cihazlarla yapılan ölçüm bizi tatmin etmez. Bu süre de bir iki saat sürmez, ortalama 60 gün boyunca incelemelerin sürmesi gerekiyor. Gemi karaya çıktıktan sonra geri gönderilmesi biraz daha zorlaşıyor, çünkü artık atık oluyor. Aslında şu an bile bu bir atık, bunu çeken Uranüs adında bir gemi var, buraya bıraktıktan sonra gidecek. Gemide tehlikeli bir durum çıkarsa Angola'ya gönderecekleri yönünde söz veriyorlar. Biz de bu söze güvenmek istiyoruz. Gemide inceleme yapmak için talebimiz olacak, eğer verilmezse hukuki süreç devam edecek." dedi.

İZMİR ŞUBE BAŞKANI: GEMİYLE İLGİLİ ÇOK CİDDİ İDDİALAR VAR

Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay da gemi sökümde 1980'lerden beri süregelen ve her ne kadar iyileştirmeler yapıldığı söylense de ciddi problemler yaşandığını belirterek, “Bu gemiyle ilgili çok ciddi iddialar var. Biz de en ufak şüpheye yer bırakmayacak şekilde bilgilerin paylaşılmasını istiyoruz ama bu süreçte artık Avrupa'nın terkettiği, üçüncü dünya ülkelerine doğru yönlendirdiği gemi söküm gibi tehlikeli atık üreten sürecin çok daha hassas yönetilmesi gerekiyor. Biz gerekli yasal girişimlerimizi yaptık, merkezi ve idari yetkililerin gerekli cevabı vermesini bekliyoruz." dedi.

'ZEHİRLİ GEMİ, BÖLGEMİZE YENİ FELAKETLER TAŞIYAN BÖLGELER OLUŞTURACAK'

Konuyla ilgili olarak Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Kurucu Başkanı, Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Dönem Sözcüsü Ahmet Tuncay Karaçorlu'dan da yazılı bir açıklama geldi. Karaçorlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Aliağa bölgesine yeni felaketler taşıyacak olan bu gelişme, bölgeyi her türlü zehirli ve radyoaktif malzemenin yer aldığı, dünya ölçeğinde bir felaket bölgesine çevirecektir. Aliağa bölgesine yeni felaketler taşıyacak olan bu gelişme, bölgeyi her türlü zehirli ve radyoaktif malzemenin yer aldığı dünya ölçeğinde bir felaket bölgesine çevirecektir. Çevre düzeni planında böylesi bir girişim için hiçbir planlama bölgesi ve kararı bulunmamasına rağmen bu radyoaktif yüklü gemi, yasadışı ve kaçak bir biçimde Aliağa kıyılarına yanaşacaktır. Plan kararlarında bulunan gemi söküm alanı bölgesi kararı, böylesi gemilerin sökümünü içeren bir özelliğe sahip değildir. Oysa Aliağa bölgesi, artık doğayı kirleten ve yaşamı sonlandıran bir uygulamayı taşıyacak koşulu çoktan aşmıştır. Aliağa'nın geleceği tarım endüstrisi temelli, kültür merkezi, kıyı kullanımları odaklı, tarımı temel alan girişimlerle kurulabilir. Bu nedenle bu radyoaktif yüklü gemiye karşı verilecek olan bilimsel ve hukuksal mücadele Aliağa'nın geleceğinin kurulmasında, yaşanılır bir bölge olmasında çok önemli ve öncelikli bir içerik taşımaktadır. Tüm Aliağalılar, Aliağa'nın gelecek kuşaklarının yaşam alanları için bu mücadele içerisinde kalıcı olarak yer almalıdır."