Tahliye kararı verdiği için tutuklanan Hakim Mustafa Başer, bazı gazetelerde hakkında çıkan iddiaları yalanladı. Başer’in avukatları, haberlerde iddia edildiği gibi müvekkilinin hiçbir zaman uluslararası telefon görüşmesi yapmadığını veya kendisine para transferi yapılmadığını belirtti. Müvekkilinin hayatının didik didik edildiğini belirten avukatlar hukuk dışı işi olmadığı için yalan ve iftiraya başvurulduğunu söyledi.

İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Mustafa Başer, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile Selam terör örgütü ve yolsuzluk soruşturmalarını yaptıkları için tutuklanan polislere tahliye kararı vermişti. Bu karar nedeniyle önce açığa alınan daha sonra da tutuklanan Hakim Başer hakkında bugün bazı gazetelerde, yurt dışıyla telefon bağlantıları yaptığı, tahliye talimatı aldığı ve yüklü miktarda para aldığı iddia edildi.

Başer’in avukatları Hacer Yılmaz ve Celal Sis, bu iddiaları yalanladı. Söz konusu gazetelerin haberlerinde HSYK müfettişinin raporundan bahsettiğini belirten Hacer Yılmaz, şimdiye kadar müvekkiline ve kendilerine böyle bir rapor tebliğ edilmediğini ifade etti. Yılmaz, müfettiş tarafından müvekkilinin savunmasının dahi alınmadığını söyledi.

Gerçeğe aykırı algı oluşturmaya çalışıldığını belirten Yılmaz, Başer’e para transferi yapıldığı öne sürülen tavukçuluk şirketinin müvekkilinin ailesine ait olduğunu kaydetti. Uzun yıllar faaliyette olan şirket ile Başer’in hiçbir bağı bulunmadığını vurgulayan Yılmaz, herhangi bir para transferi de yapılmadığını açıkladı.

Müvekkilinin hiçbir uluslararası örgüt, yapılanma ile telefon, mail gibi haberleşmesi olmadığını belirten Yılmaz, “İktidar eli ile yönlendirilmiş gazetelerin bu kirli algı yönetimi müvekkilimizi karalamakta, kamuoyu nezdinde suçlu ilan edilmesine yol açmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Yılmaz, bu konuyla ilgili gazeteler hakkında tekzip, manevi tazminat ile birlikte tüm hukuki yollara başvuracaklarını kaydetti.

'YALAN HABERE ALIŞTIK'

Yalan haberlere alıştıklarını kaydeden Avukat Celal Sis de, “Müvekkilimizle ilgili çıkan haberlerden birisi tahliye olayından sonra paraya boğulduyla ilgili haber. Müvekkilim de ifade ediyor, ‘neredeyse bu para biz de nasiplenelim’ diye söylüyor. Ortada bir para varsa bunun dekontu da olmalı. Dekontunu ortaya koysun bu haberi yapanlar biz de aynı haber kanalına çıkalım kamuoyuna birlikte söyleyelim, gerçekten böyle para dönmüş mü dönmemiş mi?” şeklinde konuştu.

Sis, “Müvekkilim gerçekten paraya boğulmuş olsaydı şu anda cezaevinde olmazdı. Belki en lüks otellerde belki tatilde olurdu. Aslında bugün çıkan ve daha önce çıkan haberler müvekkilimin ne kadar temiz hukuka saygılı, gerçek bir hukukçu olduğunun çok açık göstergesidir. Müvekkilimin hayatı didik didik edilmesine rağmen herhangi bir gayrı yasal işi olmadığı için bunu da tespit edemediklerinden ne yazık ki toplum nezdinde olumsuz bir algı oluşturmak için yalan, iftira, hakaretamiz haberlerden başka yapabilecekleri bir şey yok.” dedi.

Beşiktaş'taki adliyede görevli 63 hakim savcı hakkında inceleme yapılıp bazılarının cımbızla seçildiğini dile getiren Sis, “Selam Tevhid terör örgütüyle ilgili usulsüz dinlemelerden dolayı çamur at tutmazsa izi kalır şeklinde haberler yayılarak ve olmayan delillere göre soruşturma başlatılarak belli kesim, inançtaki insanları ne yazık ki tasfiyeye yönelik işlemler yapılıyor.” ifadelerini kullandı.

Selam terör örgütüyle ilgili Yargıtay’ın 3 kez inceleme yaptığını ve onama kararı verdiğini hatırlatan Sis, usulsüz bir işlem olması durumunda bunun anlaşılabileceğini vurguladı. Üç kez incelemede de onama çıkmasının müvekkilinin ve diğer isimlerin hukuka uygun iş yaptıklarını gösterdiğini kaydetti.

Sis, şu an sulh ceza hakimi olan Bekir Altun da dahil bir kısım hakimin ise cımbızla seçilerek haklarında işlem yapılmadığını söyledi.