Kahramanmaraş'ta bulunan ve artık tüm Türkiye'nin bildiği Özel İdare İş Merkezi yıkılıyor. Yıkılmasına sebep olan anlayışın Google'da "dünyanın en saçma binası" yazıldığında aramalarda işk sıralarda çıkmasından beslendiğini de biliyoruz.

Dün yaptığımız haberde Kahramanmaraş'a yakışmayan tek binanın Özel İdare İş Merkezi olmadığını, 10 sene önce Orta Halin yerine yapılan Kültür Park'ın da bu şehre hiç yakışmadığını ifade ettik.

Bu haberimizden sonra gece saatlerinde aynı dakikalarda çok sayıda kişi tarafından sosyal medyada saldırılara maruz kaldık. Saldırıda bulunan kişileri kontrol ettiğimizde tamamının birbiriyle bağlantılı olduğunu ve yine tamamının başka aynı kişilerle ilişki içinde olduklarını fark ettik. Yani anlaşılıyordu ki, akılsız bir üst akıl emir vermiş ve adamlarını harekete geçirmişti.

Dünkü ifademizi bir defa daha tekrar etmek istiyoruz. Özel İdare İş Merkezi ne kadar ucube bir binaysa Kültür Park'da o kadar ucubedir.

Öncelikle ucubenin kelime anlamını yazalım. TDK'dan baktığmızda Ucube kelimesinin anlamının "Çok acayip, şaşılacak kadar çirkin olan:" olduğunu göreceğiz.

Bir; Ucube değilse Özel İdare İş Merkezini neden yıkıyorsunuz? 

Peki; Kültürpak ucube değil mi? Çok mu seviyorsunuz?

Yeni imar planları ucube değil mi?

Daracık yollar, caddeye çıkmayan sokaklar, bazen genişleyen, bazen daralan caddeler ucube değil mi?

Aynı cadde üzerinde hem 5 katlı hem 12 katlı binanın olması acayip bir durum değil midir?

Sırf bir kodamanın arsasına çıkıyor diye dümdüz gitmesi gereken bir caddenin, sokağın yılan gibi eğri büğrü gitmesi ucube bir düşüncenin ürünü değil midir?

Caddede giderken önünüze ya bir cami, ya bir apartman ya bir sağlık ocağı, ya bir eczane çıkması ucube değil midir?

Cetvelle çizilmiş gibi tek bir caddenin olmamasına ucube demeyeli mi?

Şehrin önceliklerinin hiç düşünülmediği bir şehirleşmeden bahsediyoruz. Bu acayip çirkin bir durum değil midir?

Baraj manzaralı mezarlık yapıldı bu şehirde, gıkınız çıkmadı. Barajın yanıbaşına organiza Sanayi yapıldı, fabrikalar kuruldu, ses etmediniz. Barajın yanında fabrikanın ne iş var demediniz.

Bu şehrin ovası giderken sustunuz, suyu giderken sustunuz, dağı giderken sustunuz, ormanları giderken sustunuz. 

Otogar yapılırken biz bu otogarın hem yerinin yanlış olduğunu, hem de şehrimiz için yetersiz kaldığını yazdık, siz yine sustunuz. Ne oldu? Yıkılıp geri yapıldı bu milletin kaynakları heba edildi.

Yıllardır bas bas bağırıyoruz. Ahır Dağına dokunmayın diye. Ahır Dağı olmazsa Maraş, Maraş olmaz. Ahır Dağının göğsüne bir hançer gibi sokulan binalara ses etmediniz. Biz bunlara ucube diyoruz diye bize saldıracaksınız, öyle mi? Yok öyle yağma.

Bu şehirdeki ucubeleri yazsak kitap olur, yetmez ansiklopedi olur. Sırf sizin bu şehri keyfinize göre mahvetmenize izin vermiyoruz diye bize saldıracaksınız da biz geri adım atacağız ha! Tek adım geri atan namerttir!!!

Bu şehre sahip çıkacaksanız, yapılan yanlışları yazdığımız için bize değil, o yanlışları yapanlara söz edeceksiniz ki bir kıymeti olsun.

Ahır Dağındaki ormanların içinde yükselen 10-15 katlı binalara ucube demeyecek miyiz?

Şehrin girişleri ucube değil mi? Hangi şehre girerken bu kadar çirkin görüntüler karşılıyor sizi?

Yahu yaptığınız Kanalizasyon çalışmalarında kapattığınızı iddia ettiğiniz yere araba düşüyor bu şehirde. 

Neyse...

...

Zaten bizi dinlediğiniz yok. Hiç olmazsa inandığımız doğruları yazalım da "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" hadisi şerifinin ağırlığı altında ezilmeyelim.

Alimlerin serdarı Hz.Ali, “Haksızlık önünde eğilmeyiniz, çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.” diyor. Şehrimizi kaybediyoruz, susalım da şerefimizi de mi kaybedelim.

Bu şehrin mahvolmasına engel olamıyoruz. Hiç olmaza "Bir kötülük (haksızlık) gördüğünüzde onu elinizle düzeltin. Gücünüz yetmiyorsa dilinizle düzeltin. Ona da gücünüz yetmiyorsa kalbinizle buğzedin. Bu da imanın en zayıfıdır.” hadis-i şerifinde emrettiği gibi yanlışı elimizle düzeltemiyoruz, hiç olmazsa dilimizle kalemimizle düzeltmeye çalışalım.

Haber46 16 senedirbu şehrin yazılmayan tek bir sorununu bırakmadı, yazmaya da devam edecek.

Bu, böyle biline.