Okmeydanı Cemevi bahçesinde bir yakının cenazesine katıldığı sırada başına isabet eden polis kurşunuyla hayatını kaybeden Uğur Kurt ölümüyle ilgili davanın görülmesine başlandı. 25 yıla kadar hapsi istenen sanık polis memuru, “Öleceğini bilseydim, onun yerine ölmeyi dahi isterdim.” dedi. Uğur Kurt’un eşi de, “Hiçbir suçu yoktu. Taziye için gittiği cemevinden cenazesi çıktı.” ifadelerini kullandı.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanık polis memuru Sezgin K. ile olay sırasında ölen Uğur Kurt’un eşi Narin Kurt, annesi Gülizar Kurt, babası Kemal Kurt ve Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez hazır bulundu. Müşteki Kurt ailesinin avukatlarının da yer aldığı duruşmayı Mahmut Tanal ile İlhan Cihaner'in de aralarında bulunduğu CHP’li bazı milletvekilleri de izledi.

Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan polis memuru Sezgin K., olay günü Okmeydanı’nda görev yaptığını ve içerisinde bulunduğu aracın atılan bir molotof nedeniyle yandığını anlattı. Okmeydanı’nda eylem yapan bir grubu uzaklaştırmak üzere görevlendirildiklerini belirten sanık polis memuru, "Caddeye çıktığımız zaman nereden geldiğini görmediğimiz bir molotof, aracın ön mazgalından içeri girdi." dedi. Araç içinde 4 kişi olduklarını kaydeden sanık, "Şoför ve şefimiz ön tarafta oturduğu için molotof araca girince üzerlerine ateş sıçradı. Araç alev topuna döndü. O sırada şoför kapıyı açamadı, benim de elim yandı. O panikle aşağıya indim. Araç yandığı halde molotof atılmaya devam edildi. Ayaklarımızın dibine kadar isabet etti." diye konuştu.

Araçlarının yanıyor olmasına rağmen eylemcilerin ellerinde başka molotoflarla kendilerine doğru koşarak geldiklerini gördüğünü aktaran Sezgin K, “Şefime baktım. Onun da eli yanıyordu ve bu nedenle silahını kullanamıyordu. Kendi silahım belime rahatsızlık verdiği için araç içerisinde bırakmıştım. Araca tekrar girip silahımı aldım. Bize doğru gelmekte olan şahsın ayak hizasına ateş ettim. Geri kalan mermileri de havaya doğru ateşledim. Silahta 11-12 mermi vardı. Şahıs 25-30 metre kadar uzaktaydı ve benim karşımdaydı. Ben silahı sıkmadan önce de silah sesleri duydum. Bu nedenle başka polislerin de ateş açtığını düşünüyorum. İlk ben ateş etmedim." şeklinde konuştu.

ÖLECEĞİNİ BİLSEYDİM ONUN YERİNE ÖLMEYİ DAHİ İSTERDİM

Savunmasının ardından Sezgin K., "Hayatı geri sarma imkanımız olsa asla böyle bir olayın olmasını istemezdim. Orada o kişinin öleceğini bilsem onun yerine ölmeyi dahi isterdim. Ailesine böyle bir acıyı yaşatmak istemezdim. Bu nedenle ailesine bir şey diyemiyorum." ifadelerini kullandı.

Müşteki avukatlarından Turgut Kazan da, araçta FN denilen 3 adet boya tabancası olduğu halde sanığın neden boya tabancası yerine beylik silahını alarak dışarı çıktığını sordu. Sezgin K. "O an araç yanıyordu. O da araçla beraber yanıyordu. Ayrıca tüplü ve 20 kilo kadar ağırdı." cevabını verdi.

UĞUR KURT'UN 3 YAŞINDAKİ OĞLU DA DURUŞMAYI İZLEDİ

Sanığın ifadesinin ardından Müşteki Kurt ailesinin ifadelerinin alınmasına başlandı. Bu sırada ölen Uğur Kurt'un 3 yaşındaki oğlu Kemal Kurt, annesinin kucağında uyuyakalınca babaannesi Gülizar Kurt, izleyiciler arasında bulunan bir yakınına çocuğu tutması için verdi.

ÖLENİN ANNESİ, SANIĞIN KAFASINA YUMRUK ATTI

Öte yandan, çocuğu vermek için sanık bölümünün önünden geçen Gülizar Kurt'un, sanık Sezgin K.'ya bir şeyler söyleyerek kafasına yumruk attığı görüldü.

Müştekilerden Uğur Kurt’un eşi Narin Kurt, eşinin suçsuz ve günahsız olduğunu belirttiği ifadesinde, “Ben eşimi kaybettim. Kendisinin olaylarla hiçbir ilgisi yoktu. Taziye için gitti, aynı yerden kendi cenazesi çıktı. Sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum “dedi. Müştekilerden Uğur Kurt’un babası Kemal ve annesi Güllünaz Kurt da, olay tarihinde Sivas'ta olduklarını ve sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istediklerini söylediler.

"OLAY, ALEVİ-SÜNNİ ÇATIŞMASINA NEDEN OLMAK İÇİN YAPILDI"

Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez ise, duruşmaya müşteki sıfatıyla katıldı. Olayın sadece Uğur Kurt’a yönelik olmadığını savunan Geçmez, "Olay yeri vakfımıza bağlı bir cemevidir. Şube başkanımız Zeynel Şahin de olay anında Uğur Kurt'un yanındaydı. Cemevinde herhangi bir olay yoktu. Kalabalık cenaze için bekliyordu. Hedef alınarak ve toplumun dini hassasiyetlerini göze alarak ateş edildiğini düşünüyoruz. Biz bu olayın sadece Uğur Kurt'a yönelik olmadığını, Alevi toplumuna karşı yapılmış olduğunu düşünüyoruz. Olay aynı zamanda Alevi-Sünni çatışmasına neden olmak için yapılmıştır. Bu mühim bir dava. Bu nedenle Okmeydanı şube başkanımızın da duruşmaya müdahil olarak kabul edilmesini ve tanık sıfatıyla ifadesinin alınmasını istiyoruz." şeklinde konuştu.

‘KURT, 73,5 METREDEN VURULMUŞ’

Mahkeme başkanı, olay yeri tutanağında Kurt'un 73,5 metre mesafeden vurulduğunu söyledi. Sanık ve müşteki avukatları, tutanağa bir diyecekleri olmadığını söyledi.

Müşteki ifadelerinin ardından da tanıkların dinlenmesine geçildi. Olay günü bir akrabalarının cenazesine katılmak üzere cemevine gittiğini söyleyen tanık Ali Turan, "Uğur ile cemevi avlusunda konuşuyorduk. Biz konuşurken yukarıdan cemevinin bahçesine gaz bombası attılar. Yukarıda polis aracına molotof atılmış ama bizimle bir ilgisi yoktu. Gaz atılınca biz cemevinin içine kaçtık. Bir süre sonra geri dışarı çıktık. Peş peşe yine gaz attılar. Bir anda Uğur hafif dönerken yere düştü. Vurulduğunu anladım. Yukarıya polislerin yanına çıktım. Hem cemevi bahçesine gaz atmamalarına söyledim hem de ambulans çağırmalarını istedim. Bana 'Sizle mi uğraşacağız, seni de alır götürürüz' dediler." dedi.

TANIĞIN MİLİMETRİK HESABI DİKKAT ÇEKTİ

Mahkeme başkanının, ateş eden polislerle Uğur Kurt arasında ne kadar mesafe olduğunu sorması üzerine Turan'ın, "72 ile 75 metre arasında bir mesafe vardı." şeklindeki ifadesi dikkat çekti.

TANIK: POLİSLER, MOLOTOF ATANLAR YERİNE CEMEVİNE GAZ ATIYORLARDI

Uğur Kurt’un vurulduğu cemevinde yönetici olduğunu belirten anık Adil Şahin ise polis aracının içinden çıkan sivil giyimli kişilerin direk cemevini hedef alarak silahlarını ateşlediklerini öne sürdü. Gaz atılınca kenara çekildiklerini belirten Şahin, 4-5 el silah sesi ile birlikte Uğur Kurt'un yarım dönüş yaparak yere yığıldığını ve kasıtlı olarak kendilerine ateş edildiğini iddia etti. Polislerin, kendilerine molotof atanlar yerine cemevi bahçesine hedef alarak molotof attığını söyledi. Mahkeme başkanının cemevinin hangi istikamette olduğunu sorması üzerine eylemci gençlerin koşarak önünden geçtiği cadde üzerinde bulunduğunu söyledi. Şahin, "Gençlerin kaçtığı cadde cemevi önünden aşağı doğru uzanan yol olduğu için çocuklar bize doğru koşturuyordu." şeklinde konuştu.

Her iki tanık da cemevinin hedef alınarak ateş edildiğini ve gaz bombası atıldığını söylemesi dikkat çekti. "Polislerin, kendilerine molotof kokteyli atanlar yerine cemevine gaz bombası atıyorlardı." her iki tanık da polislerle Uğur Kurt’un arasındaki mesafeyi detaylarıyla anlattı.