Uzmanlar, özellikle 7 Haziran sonrası artan terör saldırından olumsuz etkilenen çok sayıda vatandaşın, televizyonlarda daha çok duygusal ve konusu aşk olan filmlere yöneldiğini tespit etti. Televizyondaki aşk konulu dizilerin özellikle Türkiye’nin batı tarafında izlendiği, terör olaylarının yaşandığı bölgelerde ise daha çok kendi bölgelerindeki olayları takip ettikleri aktarıldı.

İpek Üniversitesi, Sinema Sanatları Fakültesi Film Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şükran Akpınar, Cihan Haber Ajansı muhabirine, “Türkiye’de aşk filmlerinin tercih edilmiş olması, şehit olaylarında duygu yoğunluğu olduğu gibi aşk olaylarında da duygu yoğunluğu çok.” dedi.

Hükümeti destekleyen yayınlar yapan ve ‘yandaş, havuz’ diye nitelenen medyanın çok olması nedeniyle televizyon seyredilecek alanın daraldığına işaret eden Yrd. Doç. Dr. Şükran Akpınar, insanların sosyal medyadaki haberlerin doğruluğuna inancı arttığı için bu alana yönelimin de arttığını kaydetti.

Akpınar, son zamanlarda artan terör olayları sonrasında insanların ne tür film veya diziler seçmesi konusunda da değinerek, şunları söyledi: “Ben televizyon izlemiyorum. Sosyal medya daha şeffaf daha eleştiriye açık olması nedeniyle güncel olayları buradan takip ediyorum. Son zamanlarda rayting oranlarında aşk temalı film veya diziler ilk sıralarda yer alıyor. Rayting oranlarına aslında bölgesel olarak bakılması gerekiyor."

Akpınar, televizyonda izlenen aşk konulu dizilerin özellikle Türkiye’nin batı tarafında izlenebileceğine işaret ederek, terör olaylarının yaşandığı bölgelerde televizyonlarda daha çok kendi bölgelerindeki olayları takip ettiklerini aktardı.

Aşk filmlerini izleyenlerin artmasında artan terör olaylarının da etkisi olduğunu tekrarlayan Yrd. Doç. Dr. Şükran Akpınar, “Türkiye’de aşk filmlerinin tercih edilmiş olması, şehit olaylarında duygu yoğunluğu olduğu gibi aşk olaylarında da duygu yoğunluğu çok.” diye konuştu.

Aşk filmlerinin tercih edilmesinin nedenleri arasında insanların barış isteği, daha sakin ve olumlu hayat talebinin etkisini vurgulayan Akpınar, “İnsanların kendi hayatlarındaki normalleştirme süreci ile alakalı.” tespitini ifade etti.

AŞK FİLMLERİ MUTLU SONA ULAŞTIĞI İÇİN DAHA ÇOK TERCİH EDİLİYOR

İpek Üniversitesi, Sinema Sanatları Fakültesi Film Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şükran Akpınar açıklamasını, insanların hep mutlu sona ulaşma isteği taşıdığını belirterek, aşk filmlerinin de senaryoları gereği ağırlıkla mutlu sona ulaştığını aktardı. Akpınar, “Reddetme sürecinden daha çok diğer taraftan acının getirdiği duygu yoğunluğunu daha normal daha tercih edilebilir, duygu yoğunluğuna dönüştürme isteğidir.” dedi.

Savaşın bir ülke için en yıkıcı olayların başında geldiğini söyleyen Akpınar, her gün 10-20 kişinin hayatını kaybettiği bir yerde reddetmenin kişinin günlük hayatını normale dönüştürme ile alakalı olduğunu kaydetti.

Akpınar, Türkiye’nin batı tarafında bulunan insanların telaşlarının günlük hayatlarını sürdürme ile devam etiğinin altını çizerek, “Çünkü orada savaş yok. Ülke ekonomisinin kötüye gidişi de orada var. Bu insan psikolojisi olarak çok normal birşey. İnsanların kendilerini doğrudan etkileyen etkilemeyen süreçlere bakarlar.” düşüncesini paylaştı.

FARKLI KAYNAKLAR ORTADAN KALKTI, VATANDAŞ TELEVİZYON İZLEMEK İSTEMİYOR

Vatandaşlardan kimisinin televizyon dahi izlemek istemediğine de işaret eden Yrd. Doç. Dr. Şükran Akpınar, sözlerini “Yandaş, havuz medyasının kanalının çok olması nedeniyle seyredilecek alanların azalıyor. Farklı kaynaklar ortadan kalktığı için insanlar televizyon izlemiyor. İnsanlar sosyal medyadaki haberlerin doğru olduğuna inandığı için sosyal medya artık daha çok tercih ediliyor. Ya da muhalif haberleri takip etme şansı daha çok oluyor. İnsanlar doğru bilgilere ulaşılamaz duruma geldi, insanları televizyonlardan uzaklaştıran nedenlerden biri.” şeklinde sürdürdü.

Akpınar, reddetme duygusu hakkında ise şunları anlattı: “Reddetmede, benim başıma gelmediyse olmaz duygusu vardır. İnsanlar bu gerçekle karşılaşmak istemiyorlar. İnsanlar trafik kazasının kendi başlarına geleceğine inanmıyorlar. Türk insanı şuan savaşı reddediyor. Bugün sadece AKP, HDP çatışması gibi bakılıyor. Bir zamanlar omuz omuza çalışmış insanların bugün bölünmeye çalışıldığı bir ortam var. Böyle bir savaşın bilincinde bile değil. Belli kişiler tarafından yönlendiriliyor.”