Ünal, AA muhabirinin, Mübarek'in tahliye edilmesine ilişkin sorularını cevaplandırdı. Mübarek'in tahliye edilmesinin, Mısır için yeni bir gelişme olduğunu vurgulayan Ünal, "Öncelikle Mısır'ın artık iki diktatörü oldu. Biri Sisi, diğeri de Mübarek. Mısır'da halkın kendini yönetme iradesini ve egemenlik hakkını kullanma iradesini maalesef darbeyle ellerinden aldılar" dedi.

Ünal, demokrasilerde krizlerin normal olduğunu, ancak bunun yine demokrasi içerisinde kalınarak çözülebileceğini vurguladı. Mısır'da insanların kendi iradelerine sahip çıkmak adına son derece sivil, şiddetten uzak bir sivil itaatsizlik sergilediklerini anlatan Ünal, darbe yönetiminin, bunu terörize etmek, şiddet sarmalına çekmek için masum insanlara yönelik katliam yaptığını söyledi.

Darbecilerin, özelikle İhvan liderlerinin çocuklarını tespit ederek, keskin nişancılarla şehit ettiğini, bunu kitleyi şiddete çekmek için yaptığını ifade eden Ünal, şöyle devam etti:

"Şimdi son provokasyon, son eylem de Mübarek'in serbest bırakılması. Çünkü bununla adeta halka meydan okundu. Önce halkların kendi iradesine sahip çıkma mücadelesi manipüle edildi, sonra kendi kendini yönetme hakları ellerinden alındı. Şimdi de tersine çevriliyor. Bölgeye şu mesaj veriliyor: Biz burada istediğimizi yaparız. Körfez ülkelerindeki yönetimler için de bunun bir anlamı var. Oradaki yönetimler de kendi halklarına, bütün bu olanlar üzerinden şu mesajı veriyor: 'Eğer siz kendi egemenlik hakkınıza sahip çıkmaya kalkışırsanız, eğer siz kendi kendinizi yönetme iradesi ortaya koyarsanız sonunuzun ne olacağını görün. Mısır'da olanları görüyorsunuz. bakın Mübaret devrildi zannettiniz ama Mübarek şimdi serbest. Dolayısıyla böyle bir şeye sakın olaki kalkışmayın.' Bölgede insanların kendi iradelerine sahip çıkma mücadeleleri ötelenebilir, geciktirilebilir ama bunu engelemek mümkün değil. Burada tabii Avrupa, AB ve Ameraki'da çok kötü bir sınav verdi. Bence Mübarek'in serbest bırakılmasının en ağır sonucunu Suriye yaşadı. Çünkü Mübarek'in serbest bırakılması, Esed'i daha da cesaretlendirdi ve kimyasal silah kulandı. Esed rejimi zaten 100 bini aşkın kişiyi katletmişti. Kimyasal silahla da dün binlerce insanı kadın, çocuk demeden katletti. Bu da Mubarek'in serbest bırakılmasının ayrı bir sonucu."

-"Uluslararası camia nerede?"

Uluslararası camianın Mısır ve Suriye'de yaşananlara sessiz kalmasına tepki gösteren Ünal, "İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, bütün bunlar kimin için? İnsan bildiğimiz tanıma kimler giriyor? Uluslararası örgütler neden sessiz kalıyorlar, bunu sorgulamak lazım" dedi.

Ünal, Oscarlı yıldızların, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili bildiri yayınladığını, ancak Mısır ve Suriye'deki katliamlara sessiz kaldıklarını söyledi.

"Orada yaşayan çocuklar, dünyanın çocuk standardına uymuyor mu? Orada yaşayan insanlar, batının insan standartına uymuyor mu?" diye soran Ünal, şunları kaydetti:

"Yani insanlık için de bir standart oluşturuldu da bunun mu farkında değiliz? O halde insanlığın bugüne kadar vaat ettiği değerler ve insanlığın şu anda üzerinde yükseldiğini iddia ettiği değerler, bugün yok mu sayılıyor, dünyanın bunu sorgulaması gerekiyor. Bu ciddi bir insan hakları sorunu ve dünya bunu yeniden sorgulamak zorunda. Burada çok açık bir ikiyüzlülük söz konusu. Bütün yönetimlerin, bütün iktidar oyunlarının dışında ölen insanlarla ilgili dünya neden sessiz kalıyor?"

-Yeni algı yönetimi

Mübarek'in serbest bırakılmasıyla şimdi yeni bir algı yönetiminin yapıldığını ifade eden Mahir Ünal, şu ifadeleri kullandı:

"O da şudur; 'Tantavi ile Sisi arasında bir fark yok. Mursi ile Mübarek arasında da bir fark yok.' Dolayısıyla Mübarek de normal bir yöneticiydi gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu son derece yanlış. Mursi darbeyle gelmedi, seçimle geldi. Dolayısıyla Mursi ile Mübarek'i eşit görmek, öncelikle hiçbir demokratik vicdanın, demokrat olduğunu söyleyen hiçbir kişinin söylemeyeceği ve kabul edemeyeceği bir şey. 30 yılık bir diktatörü halk devirdi, Mısır'da yüksek askeri konsey yönetimi devraldı ve seçimlere gitti. Bu seçimlerde Mursi yüzde 52 oy aldı. Halkın referandumdaki yüzde 65'lik onayıyla bir anayasa hazırlandı ve halk bunu onayladı. Dolayısıyla Tantavi ile Sisi'yi öbür taraftan Mursi ile Mübarek'i beraber görmek öncelikle insanların demokrasi anlayışına ters"