Eğitim uzmanları, üniversite hazırlık maratonunun sonunda kariyerlerini belirlemek için tercih aşamasına gelen öğrencilere önemli tavsiyelerde bulunuyor. “Sevdiğiniz mesleği tercih edin!” diyen uzmanlar, insana yatırım yapan mesleklerin gözde olmayı sürdürdüğünü; tıp, sağlık bilimlerinin alt dalları, fizyoterapi, hemşirelik, gastronomi, diyetisyenlik, psikolojik rehberlik, genetik ve biyomühendislik gibi meslek dallarının öne çıktığını ifade ediyor.

Diyalog Akademi Eğitim Danışmanı Abdülrezzak Çil, tercih döneminde üniversite aşamasındaki yüz binlerce öğrenciyi yakından ilgilendiren açıklamalar yaptı. Meslek seçiminde yapılan yanlışları, yapılması ve yapılmaması gerekenleri tek tek sıralayan Çil, öğrenci ve velilerin aynı anda hem popüler hem de iyi gelir sağlayan meslek talebinde bulunduklarını anlattı. "İnsan sevdiği mesleği yaparsa onu da popülerliğe taşır. Hem kendisi popüler olur, hem de mesleğini popüler yapar." diyen Çil, "İstihdam sorunu olmayan yerler var. Eğitim fakültelerinin bazı bölümleri, tıp fakülteleri, mühendislik fakülteleri gibi .. Ama öğrenci orada kendine yatırım yapmıyor, üniversite yıllarını dolu dolu geçirmiyorsa ve mezun olduktan sonra da iş arıyorsa... Biz öğrenciye öyle bir bölümü tercih edin ki okul yıllarını dolu dolu geçirin ve siz mezuniyet aşamasına gelmeden 2-3 firma size iş teklifi yapabilecek irtibatta olsun." uyarısında bulundu.

İnsan odaklı, insana dokunan mesleklerin ve anlayışın popüler olacağını düşündüğünü belirten Çil, mesleklerden ziyade, o mesleği yapan kişinin anlayışının belirleyici olabileceğini şu sözlerle anlattı: " Özellikle insana temas edecek, onun ihtiyaçlarına anlık cevap verebilecek mesleklerin önce çıkacağını düşünüyorum. Diğer mesleklerin de bununla ilişkilendirilmesi lazım. Bir mimar bile iç dizayn yaparken o insanın özel isteklerini ve psikolojik durumunu tahlil ederek işini yapmak zorunda, insana dokunmak zorunda. Ben böyle dedim böyle olacak şeklinde değil. Bir öğretmen sınıfında bulunan öğrencilerin psikolojik hallerini tahlil ederek hizmet üretmek zorunda."

Tıp fakülteleri ve buraları tercih eden öğrencilerle ilgili dikkat çeken bir tespit yapan Çil, Türkiye'de ilk bine giren öğrencilerden 750'sinin tıp fakültesini tercih ettiğini belirtti. Çil, "Acaba bu öğrencilerin hepsi tıp fakültesinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek profili barındırıyor mu? Yani hastaya dokunabilecek mi? Hasta bir insan olarak onun karşısına çıkabilecek mi? Bugün sağlık sektöründeki sorunları görüyoruz, o doktorun bilgisiyle ilgili mi yoksa iletişimiyle ilgili bir problem mi var onu bilmiyoruz. Çıkan sonuçlar iletişimin çok da sağlıklı yürüdüğünü göstermiyor. Belki de onlar o fakülteye gitmemesi gerekirdi." dedi.

Sağlık bilimlerinin alt dalları, fizyoterapi, hemşirelik, gastronomi, diyetisyenlik, psikolojik rehberlik danışmanlık gibi meslek dallarının öne çıktığını belirten Çil, hem puanları yükselen, hem de çok talep edilen bölümlerin ortak özelliğinin insanı merkeze almaları olduğunu ifade etti.

GENETİK VE BİYOMÜHENDİSLİK, İLGİ GÖRÜYOR

Gelişen meslek dalları arasında hem sektör ihtiyaçları hem de öğrencilerin yoğun ilgisi ile önce çıkan bölümlerden biri Genetik ve Biyomühendislik. Türkiye ve dünyada büyük bir istihdam oluşturan bölümü değerlendiren Fatih Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mustafa Fatih Abasıyanık, bölümün genel olarak mühendislik eğitimi almak isteyen ancak biyoteknolojiyi de seven öğrencileri beklediğini anlattı.

Bölümün, genetik mühendisliği ve biyomühendislik bölümlerinden ve hatta biyomedikal mühendisliğinden de oluştuğunu kaydeden Abasıyanık, "Sadece biyoteknoloji değil aynı zamanda öğrencinin matematik, fizik ve kimya ile de arasının iyi olması gerekiyor. Genelde piyasaya yönelik işler yapıyoruz. Yani moleküler biyoloji ve genetikte keşif amaçlı araştırmalar yapılırken bizde daha çok dizayn, yeni ürün üretme, geliştirme ve bunu pazarlama gibi konular öne çıkıyor. Bölümü bitirenler biyoyakıt ürünleri ile ilgili, biyoakışkanlar adı altında yeni stentlerin dizaynında, genetik kitlerin geliştirilmesinde, üretiminde pazarlanmasında görev alabilirler. Bunun yanında fonksiyonel gıdalarda, genetiği değiştirilmiş canlılarla ilgili bütün sektörlerde ve yeni nesil biyoteknolojik ilaçların pazarlanmasında çalışabilirler." dedi.

Abasıyanık, Türkiye'de hem medikal sektörde hem de gıda sektöründe bazı ürünlerin üretilmediğini belirterek, bunun da bu bölümle ilgili mezunlara olan ihtiyacı ortaya koyduğunu belirtti.