Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinin zaman zaman tatil yaptığı Urla villalarının bulunduğu bölgeyi 1. derece sit alanı kapsamından çıkararak 3. derece sit alanına çeviren düzenlemeyle ilgili yürütmeyi durdurma kararına yapılan itiraz sonuçlandı. Bölge idare mahkemesi villa, cami, helikopter pisti gibi yapıların bulunduğu parseller için İzmir 2. İdare Mahkemesi'nin vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararını kısmen kaldırdı. Yapılaşmanın bulunmadığı diğer parseller içinse yürümeyi durdurma kararına itirazı reddetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesiyle anılan, 1. derece sit alanına yapıldığı için kaçak ve ruhsatsız olan, İzmir'in Urla ilçesindeki villaları kurtarmak için söz konusu alan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü kararıyla 3. derece site çevrilmişti. Değişiklik kararına karşı CHP milletvekili, odalar ve çevreci avukatlar dava açmıştı. İzmir 2. İdare Mahkemesi de davayı kısa süre önce karara bağlayarak, villaların bulunduğu bölgeyi 1. derece sit alanı kapsamından çıkarıp sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanına çeviren düzenlemeyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Karara, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile villaların sahipleri adına müdahil Oğuzhan Boyacı itiraz etti. Bir üst mahkeme olan bölge idare mahkemesi, itirazı değerlendirerek kararını verdi. Mahkemenin, yürütmeyi durdurma kararına yapılan itirazı oy çokluğuyla reddettiği öğrenildi. Kararda, vill ve cami gibi yapıların bulunduğu parseller için yürütmeyi durdurma kısmen kaldırıldı. Yapılaşmanın bulunmadığı diğer parseller için itiraz reddedildi.

Mahkemenin kararında, “Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için ihtiyaç duyulan bilirkişi incelemesi sonucu, bölgenin bir kısmının (1605, 1607, 1608, 1609, 1610, 1611, 1612, 1613, 1614, 1640 ve 1819 sayılı parseller) antropojenik etkilere yoğun bir şekilde maruz kalması nedeniyle floristik, faunistik ve ekolojik yönlerden geri döndürülmesi mümkün olmayan sonuçların ortaya çıktığı ve kesin korunacak hassas alanlar ve nitelikli doğal koruma alanları kapsamından çıktığı yolunda ortaya çıkan bilirkişi gözlem ve kanaatinin, İzmir 1. İdare Mahkemesi'nin anılan kararına dayanak alınan bilirkişi incelemesinin üzerinden geçen zaman da dikkate alındığında, işbu davada verilecek karara esas alınabilecek nitelikte bilimsel gözlem ve verilere dayalı olduğu sonucuna varılmıştır. Buna göre 1605, 1607, 1608, 1609, 1610, 1611, 1612, 1613, 1614, 1640 ve 1819 sayılı parseller yönünden yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yürütmenin durdurulması yolunda verilen karar kısmında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle itirazın 1606, 1615, 1616, 1617, 1618, 1619, 1620, 1621 ve 1622 sayılı parseller yönünden kısmen reddine, 1605, 1607, 1608, 1609, 1610, 1611, 1612, 1613, 1614, 1640 ve 1819 sayılı parseller yönünden kısmen kabulüne, yürütmenin durdurulmasına dair mahkeme kararının bu parseller yönünden kaldırılmasına ve 2577 sayılı yasanın 27/2. maddesinde yer alan koşullar birlikte gerçekleşmediğinden 1605, 1607, 1608, 1609, 1610, 1611, 1612, 1613, 1614, 1640 ve 1819 sayılı parsellere dair yürütmenin durdurulması isteminin reddine, oy çokluğuyla karar verildi.” ifadesi yer aldı.