Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesiyle anılan kaçak ve ruhsatsız Urla villalarıyla ilgili olarak mahkeme karar verdi. Haklarında yıkım kararı bulunan villaları kurtarmak için 1. derece sit olan bölgeyi 3. derece site çeviren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü kararının yürütmesi durduruldu.

17-25 Aralık sürecinde internette yayımlanan ses kayıtları sebebiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesiyle anılan, İzmir’in Urla ilçesine bağlı Zeytineli köyü Hacılar Koyu’ndaki, işadamı Latif Topbaş ve Boyacı ailelerine ait kaçak ve ruhsatsız villalarla ilgili bir mahkeme kararı çıktı. İl Özel İdaresi tarafından haklarında yıkım kararı bulunan villaları kurtarmak için Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, villaların bulunduğu yaklaşık 20 hektarlık araziyi 1. derece sit alanından çıkararak 3. derece sit alanı kapsamına almıştı. Değişiklik kararını İl Genel Meclisi eski Başkanı Serdar Değirmenci, eski ve yeni CHP’li milletvekilleri Alaattin Yüksel, Rıza Türmen ve Musa Çam ile çevreci avukatlar yargıya taşımıştı. İzmir 2. İdare Mahkemesi’nin verdiği kararı TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, Değirmenci ve çevreci avukatlar, bir basın toplantısıyla açıkladı. Mahkemenin, villaların bulunduğu bölgeyi 1. derece sit alanı kapsamından çıkararak 3. derece sit alanına çeviren düzenlemeyi iptal ettiği duyuruldu.

Grup adına konuşan TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Başkanı Özlem Şenyol Kocaer, kararın olumlu bir gelişme olduğunu söyledi. Hacılar Koyu ve çevresindeki 1. derece doğal sit olarak tescilli arazilerin statüsünün değiştirilip, “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” olarak tescil edildiğini hatırlatan Kocaer, “Haklarında yıkım kararı bulunan kaçak villalara yasal kılıf sağlamak amacıyla verilen, İzmir 1 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu'nun 28.11.2013 tarih ve 200 sayılı kararının iptali ile yürütmesinin durdurulması amacıyla İzmir 2. İdare Mahkemesi’nde dava açmıştık. Bu davaya ilişkin sürecin olağanüstü baskı koşullarında yol aldığı, konuyla ilgili herkesin malumudur. Kapalı kapılar ardında yürüyen baskıları ise tahmin etmemek mümkün değildi.” dedi.

Yargı süreciyle ilgili bilgi veren Kocaer, “Bugün İzmir 2.İdare Mahkemesi’nin, dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verdiğini ilan etmek için karşınızdayız. İzmir 2. İdare Mahkemesi’nin, 07.07.2015 tarih ve 2014/572 E. sayılı kararında, incelenen alanların tarım, insan yerleşimi, hayvancılık ve spor etkinlikleri faaliyetlerinden dolayı insan kaynaklı etkilere yoğun bir şekilde maruz kaldığı, bu alanlarda meydana gelen sistematik etkilerden dolayı floristik, faunistik ve ekolojik yönlerden geri döndürülmesi mümkün olmayan sonuçların ortaya çıktığı gözlemlenerek, ekolojik yaşam dengesinin sağlanabilmesi amacıyla dava konusu parsellerle çevresinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, uyuşmazlığa konu taşınmazların içinde yer aldığı alanın bir bütün olarak sahip olduğu coğrafi, jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik, topografik, biyolojik çeşitlilik ve peyzaj özellikleri ile toprak ve arazi yapısı ve doğal bitki örtüsü gibi özellikleri dikkate alındığında anılan taşınmazların 1. derece doğal sit özellikleri taşıdığı, bu sebeple dava konusu taşınmazların sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı olarak belirlenmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna vararak, ’sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı’ kararının yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir.” diye konuştu. Kararın, adında "koruma amaçlı" ibaresi bulunan ancak koruma amacı adına herhangi bir kaygı ve karar taşımayan imar planlarına yönelik de verilmesini ve sonra iptal edilmesini beklediklerini ifade eden Kocaer, “Bu kararı, yurdun dört bir yanında devam eden doğa talanına karşı mücadele yürüten herkese ve özellikle Rize’de ismi yeşil, kendi kara yola, Akkuyu’da Sinop’ta nükleer santrallere, Karaburun köylerinde RES’lere, Cudi’de, Çanakkale’de, Soma’da termik santrallere, Bergama'dan Fatsa'ya ve Artvin Cerrattepe’ye siyanürle altın işletme projelerine karşı onurları ile direnenlere, Ramazan Bayramı arifesinde bir bayram şekeri olarak armağan ediyoruz.” dedi.

Davaya müdahil olan çevre avukatlarından Şehrazat Mercan ise kararın emsal olabileceğini söyleyerek, "İyi ki hukuk var. İyi ki hala mahkemeler var. Bu karar, dokunulamaz denilen bir alan için alındı. Eğer karar iptal edilirse gerekçeli karardan da bunun iptal edilmesini bekliyoruz. Bu villaların yıkılması gerekecek.” ifadelerini kullandı.

Kapatılan İzmir İl Genel Meclisi’nin eski Başkanı Değirmenci de yıkım kararlarını hatırlatarak, “Kitabına uydurma projesi çökmüştür.” dedi.