İzmir'de 19 Ağustos 2014 tarihinde emniyet mensuplarına düzenlenen operasyonuyla ilgili 32 sanıklı davaya devam edildi. Mahkemede ifade veren Emniyet Amiri Tarkan Kolik, fotokopi evraklardan suçlandıklarını söyledi. Şark görevi için Van'da bulunduğu tarihlerdeki evraklardan yargılandığını mahkemede anlatan Kolik, "İzmir'e geliş tarihim dikkate alınmadan tüm evraklardan sorumlu tutulmuşum. 2010 yılında ben Van'daki depremle mücadele ediyordum. Şark görevim bitti, İzmir'e geldim. Bana, Van'da görev yaptığım 2010'un hesabını ver diyorlar." dedi.

Tutuksuz sanıkların ve avukatlarının katıldığı duruşmanın öğleden sonraki oturumunda İzmir eski İstihbarat Şube Müdürü Taner Aydın, savunmasını tamamlamasının ardından avukatların sorularını cevapladı. İddianamede müşteki olan bazı emniyet mensuplarının avukatı olan Emrullah Aksakal, İzmir'de dinlenen kişilerin seslerinin kaydedilip edilmediğini, dinleme yapılan bilgisayarlarda USB girişi olup olmadığını sordu. Dinlemelerde kullanılan bilgisayarların İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından gönderildiğini ve USB girişleri olmadığını anlatan Aydın, ses dosyalarının alınmadığını, seslerin TİB tarafından 10 gün içinde otomatik olarak silindiğini söyledi. Av. Aksakal, iddianamede dinlendiği iddia edilen emniyet müdürleri Derya Kılıç ve Muhittin Yıldırım'ı dinleyip dinlemediklerini sordu. Her iki emniyet müdürünü de dinlemediklerini belirten Aydın, "Emniyet Müdürü Derya Kılıç'ı dinlemediğimizi hatırlıyorum ama Mehmet Emin Kılıç'ı dinleyip dinlemediğimizi hatırlamıyorum." dedi. İstanbul Gazi Mahallesi'nde 1998 yılında vurularak gazi olan Emniyet Müdürü Muhittin Yıldırım'ı tanıdığını anlatan Taner Aydın, "Net olarak söyleyebilirim ki Muhittin müdürü dinlemedik." sözleriyle dinleme iddialarına cevap verdi.

'İSTİHBARATIN EVRAKLARI, MAHKEMEYE GÖNDERİLMEZKEN STAR'A VERİLDİ'

Yargılanan bazı polislerin avukatı Ali Aksoy da 30 ilde istihbaratın yaptığı dinlemelerin dışarıya sızmasının mümkün olup olmadığını, bugüne kadar başka bir evrakın çıkıp çıkmadığını sordu. Av. Aksoy, mahkemeden aynı soruların Emniyet Genel Müdürlüğü'ne sorulmasını da talep etti. Bu soruya Aydın, "13 Mart'ta Star'da yayımlanan listeler, İstihbarat Daire Başkanlığı'nın listeleridir. İzmir'de 2013 yılında denetleme yapılmıştı, denetlemeyi dört kişi yaptı. Star'da yayımlanan liste, bu kişilerin elinde vardı. Bir de bu belgeler İstihbarat Daire Başkanlığı'nın arşivinde var. Bu evraklar mahkemeye bile gönderilmezken Star'a verildi. Doğruyu ortaya çıkarmak isteyen bir daire başkanı, bu evrakı namus olarak görüyorsa önce kendisi müfettiş ister, soruşturma açardı. Bu evrakların yayımlanmasıyla ilgili suç duyurusunda bulunmamıza rağmen hiçbir işlem yapılmadı." şeklinde cevap verdi. Aydın, daha önce istihbarat evraklarının Hrant Dink olayında basına sızdığı bilgisini de verdi.

'DÖNEMİN BAŞBAKANI, BİR BAKANIYLA İLGİLİ BİLGİ İSTEDİ'

İstihbarat daire başkanlarının zaman zaman Başbakan'la doğrudan görüşmeler yapabildiğini, İstanbul'da görev yaparken dönemin başbakanının, bir bakanıyla ilgili bilgi talebinde bulunduğunu da anlatan Aydın, o çalışmayı kendisinin yaptığını aktardı.

'FOTOKOPİ EVRAKLARDAN SUÇLANIYORUZ'

Yargılanan polislerden Tarkan Kolik de suçlamaları ve suçlamalara dayanak kabul edilen evrakları kabul etmediğini, kendilerine gösterilen evrakların fotokopi olduğunu söyledi. Şark görevi için Van'da bulunduğu dönemden yargılandığını hakimlere anlatan Kolik, "İzmir'e geliş tarihim dikkate alınmadan tüm evraklardan sorumlu tutulmuşum. 2010 yılında ben Van'daki depremle mücadele ediyordum. Şark görevim bitti, İzmir'e geldim. Bana İzmir'de, Van'da görev yaptığım 2010-2011'in hesabını ver diyorlar." diye konuştu. Eski İstihbarat Şube Müdürü Ramazan Karakayalı ve mevcut İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen'le birlikte görev yaptığını ve şubede yaşananları anlatan Kolik, "Ya bizden olursunuz insanlara karalama yaparsınız, yapmazsanız hakimin karşısında başınızın çaresine bakarsınız diye insanları arada bıraktılar." dedi. Gözaltına alındıkları operasyondan önce İzmir'de Başbakan'ın mitingi olduğunu, eylem yapacak kişileri gözaltına aldıklarını, dördüncü gün de operasyon yapılarak yakalandığını kaydeden Kolik, "Evimizin etrafını çevirmişler. 'Film mi çeviriyorsunuz?' diye sordum. Ben kaçmak istesem, dün göreve başlamış TEM polisi yıllarca arasa bulamaz." diye konuştu. İlk operasyonda tutuklandığını da hatırlatan Kolik, rekor miktarda uyuşturucu, bonzai yakaladığı suçlu kişilerle birlikte F tipi cezaevinde yatmak zorunda bırakıldığını ifade etti. Ortada usulsüz dinleme olmadığını kaydeden Kolik, tamamen kanuni dinlemeler yaptıklarını ancak algı oluşturulmak istendiğini söyledi.

Duruşmaya, yarın devam edilmek üzere ara verildi.