Büyük Birlik Partisi (BBP) Kayseri milletvekili adayı Hüseyin Döngel, Cumhurbaşkanının danışmanı Mustafa Varank’ın medyaya yönelik sansürle ilgili açıklamalarına tepki gösterdi. Döngel, “Mustafa Varank, medyaya düşen açıklamalarına rağmen o makamda hala oturuyorsa bize kimse bu ülkenin bir hukuk devleti olduğundan ve hukuk sisteminin işletildiğinden bahsedemez. Söyleyemez.” dedi.

Partisinin aynı zamanda MKYK üyesi olan Hüseyin Döngel, “Bugün hukuk sistemi tartışılır hale gelmişse, adalet dağıtmıyorsa yargı gücünün sorgulanması gerekir.” diyerek uyarılarda bulundu. Döngel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne yazık ki ülkemizde siyaset ve idare, yargıya müdahale ederek, yargının siyasallaşmasının yolunu sonuna kadar açmış, keyfiliğe pirim vermiştir. Zaten geçmişten günümüze sorunlu olan, tarafsızlık ve hukuk ülkesine göre tam olarak işlemeyen yargımız AKP hükümetlerinin 2. ve 3. dönemlerinde rayından çıkmış, 'Ben' hukukuna ve yargısına dönüşmüştür. Yargının tarafsızlığına gölge düşürülmüştür. Yargı içinde de bir kutuplaşma ve kamplaşma meydana getirilmiş, hakim ve savcıların delillere ulaşması ve delillere göre karar vermeleri engellenmektedir. Kuvvetler ayrılığı prensibi işletilmemekte, dolayısıyla yasama ve yargı kendilerinden beklenen, kamu yararı için yasa yapma, yürütmeyi denetleme rollerini yerine getirmekten hayli uzaklaşmıştır. Hukukun üstünlüğü ilkesi yerine üstünlerin hukuku tesis edilmiş, hak mağduriyetleri tavan yapmıştır.”

"UYDURMA SUÇ MİKTARLARI AKILLARA ZİYAN DURUMA ULAŞTI"

BBP’li Hüseyin Döngel, Türkiye’de uydurma suç miktarı ve çeşitliliğinin akıllara ziyan duruma ulaştığı uyarısında bulundu. Döngel, “Adalet mülkün temelidir, ama geç kalmış adalet, adalet değil zulüm dağıtır. Yargıyı her şeyin üstünde tutmaz, iktidarın sopası haline getirirsek, yargı toplumun vicdanı olmaktan çıkar. Yargı evvel dönemlerde de siyasi ve ideolojik yapılanmaların müdahale ve kontrol alanı olmuştu. Ama bugünki yaşananlarla müdahale girişimlerinin ötesine geçilmiş yargı mekanizması çökertilmiş ve yargı siyaset argümanı haline dönüştürülmüştür. İktidar gücünü elinde bulunduran iktidar sahipleri yargıyı, rakiplerini susturma, sindirme, eleştiri alanlarını bertaraf etme, kendinden olmayanların hak ve özgürlüklerini kısıtlayarak hatta yok ederek etkisiz hale getirme aracı olarak kullanmaktadırlar. Toplumun vicdanı olan yargıyı işgal edenlerin kimlik ve anlayışları ne olursa olsun hakkın, hukukun, adaletin bekçisi olan yargıdan üstün olamaz. Siyaset ahlakının yozlaştırılması, hukukun işletilmez hale sokulması devletin temeline dinamit koymaktır. Bir devleti çökertmenin en kestirme yolu hukuk sitemini çökertmektir. Hukuk ilkeleri üzerine oturmayan, adalet dağıtmayan bir ülke, devlet olmaktan çıkar. Hepimizin ihtiyacı olan, hepimizi bir arada tutan ve ülkeyi yaşanır kılan tek şey hukuktur, yargı sisteminin adam gibi işletilmesidir.” diye konuştu.

"YARGI GÜCÜNÜN SORGULANMASI GEREKİR"

Hukuk sistemi tartışılır hale gelmiş ve adalet dağıtmıyor ise yargı gücünün sorgulanması gerektiğini kaydeden BBP Kayseri milletvekili adayı, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün yargı her alanda iktidarın sopası haline getirilmiş ve bu aracı herkes istediği gibi kullanıyor. Her alanda baş gösteren keyfilik, baskı ve ötekileştirme dolu söylem ve uygulamalar ülkede kol geziyor. Eğer hukuk sistemi işletilmiş olsaydı Cumhurbaşkanı danışmanı Mustafa Varank, KanalTürk, Bugün ,Samanyolu TV gibi iktidarı eleştiren yayın kuruluşları ile ilgili bu açıklamaları yapabilir miydi? Herkes benim gibi ben de herkes gibi düşünmek zorunda mıyım? Bu bir tek tipleştirme projesidir, 'ben' hukukudur. Mustafa Varank, medyaya düşen açıklamalarına rağmen o makamda hala oturuyorsa bize kimse bu ülkenin bir hukuk devleti olduğundan ve hukuk sisteminin işletildiğinden bahsedemez. Medya alabildiğine özgür olmalıdır. Muhalif medyaya, veya iktidarın millet, devlet yararına uymayan icraatlarını ifşa eden medyaya sansür uygulamak iktidarın muhalif basından korkmasının işaretidir. Medyayı susturarak milletin gerçekleri öğrenmemesi için yapılan girişimlerdir. Basından halkın beklentisi iktidar memnuniyeti değil objektif haberciliktir. Eğer medya kuruluşlarından hukuk dışı yayın yapanlar varsa bunun yolu talimatlarla bu yayın kuruluşlarının yayınlarını engellemek değil yargıya sevk etmektir.”