Araştırmacı-tarihçi Cezmi Yurtsever, yıllardır süren PKK terörüne karşı arşiv belgelerinde yazılı olan bilgilerin bu ülke yurttaşları için ibretlerle dolu olduğunu söyledi. Osmanlı'nın işgali yıllarında omuz omuza mücadele vererek Türkiye'nin bağımsızlığına kavuşmasını sağlayan Güneydoğu Anadolu yöresindeki Türk, Kürt ve diğer toplulukların düşmana karşı birlikte verdikleri mücadeleyi yansıtan çok sayıda belge bulunduğunu belirten Yurtsever, "Günümüzde aynı yörede yaşayan insanlar arasında ırkçılık, ayrılık tohumları ekerek, Türk ve Kürtler arasında iç savaş ortamı çıkarmak isteyenlerin Osmanlı arşivinde bulunan belgelere kulak vermesini ve ders almalarını isterim" dedi. Yurtsever'in ortaya çıkardığı Osmanlı arşivinde HR.SYS.2542-6/1-2 kod numarasıyla yazılı bulunan, Mardin yöresinden Osmanlı Sadrazamlık makamına ulaştırılan 15 Kasım 1919 tarihli dilekçe şöyle: "Ezici çoğunluğu Müslüman ve Osmanlı devletine sarsılmaz bir şekilde bağlı olan Maraş, Antep, Urfa ana topraklarımızın düşman devletlerin işgali, anlaşma hükümlerine ve uluslararası hukuka aykırı olduğu ve boşaltılması gerektiği daha önce arz edilen mitingde hazır bulunan 25 bin kişi adına işgalci devletlerden rica edilmişti. Ne yazık ki bütün ricalarımızın dikkate alınmadığı görülüyor. Dayanılmaz olan bu duruma son verilmesini, tekrar itilaf (işgalci) devletler temsilcilerinin dikkatine ve adaletine arz ediyor, heyecanla cevap bekliyoruz." Osmanlı arşivinde bulunan Diyarbakır çıkışlı 4 Kasım 1919 tarihli BOA.HR.SYS.2542-10/15.16 kod numaralı belgede ise bölgede yaşayan Türkmen ve Kürtlerin düşmana karşı kararlı mücadelesi şöyle açıklanıyor: "Diyarbakır vilayetinin işgali için hiçbir sebep yoktur ve hiçbir bahane gösterilmemiştir. Zaman zaman gelip geçen Amerikalılar ile İngiliz ve Fransızlar da şahittir. Osmanlı topluluğundan hiçbir şekilde ayrılmak istemeyen bu vilayette işgalci Fransızların ne tarihi ne coğrafi ne de ekonomiye dayalı en ufak bir hakkı yoktur. Bu vilayette Türk ve Türkmen gibi hükümetlerin çoğunlukla rıza ile ve kan dökmeksizin 4.5 asırdan beri tasarruf sahibi olan Osmanlı hükümetine karşı ayrılığın makul ve meşru bir iddia doğru değildir. Diyarbakır'a ait söylentilerin gerçekleşmesine de ihtimal verilmemektedir. Fransızlara karşı halkın her türlü vasıtayla karşı koyup engel olacaklarını arz ederiz. Bununla beraber yeniden mücadele ve karışıklıklara meydan ve imkan kalmaması için siyasi teşebbüslerde bulunulacaktır. " Osmanlı arşivinde Garzan yöresi Kürt aşiretlerinin, Maraş'ta yaşanan düşman zulmüne karşı 4 Mart 1920 tarihli ve HR.SYS.2544-14/11-12 numaralı dilekçelerinde ise şu ifadelere yer veriliyor: "Topların acımasız mermileri Türk ve özellikle Müslüman olan ana kuzularının, bu vatanın öz evlatlarının masum başlarında cehennemi andıran gürültüyle patlamaktadır. Oymağıyla, sekenesiyle birlikte şirin kasabalarımızı bir avuç kül haline getiren zalim ihtirasların sebebi acaba sadece Müslüman olduğumuzdan mı? Maraş yanıyor. Alevlerin arasından yükselen kadınlarımız ve genç kızlarımızın içimizi parçalayan feryatları, mukaddes makamlarımızda yankılanıyor. İmdat isteyen bu feryatlar Garzan muhitinde bütün aşiretleri ayağa kaldırmıştır. Cehennemi andıran zulümlere acilen bir son verilmesini rica ediyor, sebep olanları da şiddetle protesto ediyoruz."