Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, 7 Haziran seçimlerinde alınması gereken önlemlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Araştırmaya göre vatandaşın seçime olan güveninin azaldığını kaydeden Tezcan, “2007 seçimlerinde seçim güvenliği yüzde 70 oranında. 2011 seçimlerinde yüzde 57‘ye, 2015 yılında yapılan araştırmayla yüzde 48'e düştüğünü görüyoruz. Halkın yarısından fazlası seçimin güvensiz olduğuna inanıyor. Yüzde 48 ancak 'seçim güvenlidir' diyor. Yüzde 52’si 'bu seçim güvenli bir seçim değildir' diyor.” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, seçim güvenliği ile ilgili CHP genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Tezcan, Türkiye’de seçim güvenliğinin birinci problem haline geldiğini ifade etti.

“Güven kaybının en temel sorumlularından birisi Yüksek Seçim Kurulu’dur. Seçim güvenliğinin olmaması konusunda otoriterleşen rejim seçim güvenliğini tehdit eden en önemli risktir.” diyen Tezcan, şöyle devam etti: “Son dönemde iktidarın hükümetin ona ek olarak hükümetin çok yoğun ve etkili biçimde otoriterleşen sistemi hayata geçiriyor olmaları seçim güvenliğini dibe vurmasına neden olmuştur. En az onun kadar sorumlu olan seçimin adil dürüst güven içinde yürütülmesiyle sorumlu olan YSK’nın görevini layıkıyla yerine getirememesidir. Güvenoyu yüzde 48’lere inmişse herkesten önce anayasanı 79. maddesi gereği seçimi adaletle, görevlendirilmiş, YSK dönüp süreci tahlil edip kendi pozisyonu bir kere daha gözden geçirmek zorundadır.”

Adana’nın Seyhan ilçesinde Cumhurbaşkanı ile siyasi partinin miting alanı konusunda tartışma yaşadığını hatırlatan Tezcan, “YSK miting alanının düzenlenmesi gerektiği yönünde karar verdi. Anayasa’nın 79. maddesi gereği YSK’nın yapması gereken şey doğrudan doğruya' Cumhurbaşkanı miting yapamaz kampanya döneminde miting yapma hak ve yetkisi siyasi partilerde ve adaylardadır' demesi gerekirken bu kararında dahi yer düzenlemelerini 'ilçe seçim kurulları yapsın' diye karar vermiştir.” dedi.

Tezcan, konuşmasına şöyle devam etti: “Seçim kampanyası süreci boyunca Cumhurbaşkanı'nın Anayasa tanımayan gölgesi YSK’nın üzerine düşmüştür. YSK ne yazık ve hazindir ki bu gölgenin altında ezilmiştir. YSK’nın ettiği yemine sadık kalarak bağımsız, tarafsız bir yargı organı olduklarını hatırlamamışlardır. Cumhurbaşkanı'nın hukuka ve Anayasa'ya aykırı tutumu ne yazık ki YSK’yı ürkütmüş ve etki altında bırakmıştır. Artık bu seçimlerde sandığa dört gün kala şunu ifade etmek zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Seçimler Türkiye’de yargı, gözetim, bağımsız yargı denetimi altında yapılmıyor. Bunun altını çizmek zarureti hasıl olmuştur. Bu nedenle seçim güvenliği doğrudan doğruya siyasi partilerin ve seçmenin sürece etkili ve aktif müdahalesine muhtaç hale gelmiştir. Seçim güvenliğini azami sağlamak ve acz içindeki YSK’nın yapmadığı görevlerin yarattığı boşluğu da doldurmak üzere sürece sahip çıkmaya, oy kullanmaktan oy döküm anına kadar etkili ve aktif şekilde millet iradesine çıkmaya davet etme ihtiyacı ortaya çıkmıştır.”

Seçimde kullanılan elektronik sistemin güvenli olmadığını dile getiren Tezcan, “Elektronik ortamda yapılan işlemler hileye çok açık işlemlerdir, hilenin gizlenmesine müsait işlemlerdir. YSK, bu konuda etkili önlemleri alması gereken en önemli kurum tam tersine etki altında kalan bir kurum olduğu için elektronik işlemlerin yapılması sürecinde hileli müdahalelerin riski artmıştır.” diye konuştu.

YSK, ENDİŞELERİN GİDERİLMESİ İÇİN DÖRT ÖNLEMİ ALMAK ZORUNDA

Yüksek Seçim Kurulu’nun verileri siyasi partilerle paylaşma konusunda ciddi endişe ve tereddütler içerisinde olduğunu savunan Tezcan, bu endişelerin giderilmesi için şu önlemlerin alınması gerektiğini söyledi: “1-Taşıma sürecinde sandık oy torbalarının mutlaka siyasi parti temsilcilerinin araca alınması gerekiyor. Oy torbaların taşınması sürecinde partileri bunun dışında tutamaz. 2-Oyların teslimi sırasında siyasi partileri okulun binanın kapısına kadar geldikten sonra temsilciler binanın kapısından içeri sokulmayıp sadece sandık başkanın alındığı uygulamalar çok yaygındır. Her seçimde ciddi kavgalar verilmektedir. YSK hızlı bir şekilde bütün ilçe seçim kurullarına oyların binanın içinde teslim yerine kadar siyasi parti temsilcileriyle götürülmesi önlemini almak zorundadır. 3-Sandık sonuçlarının sandıklara işlenmesi, sandıkların bilgisayara işlenmesi çok sayıda monitöre o bilgisayarlarda girmekte. Bir kişinin 20 tane monitörü kontrol etmesi mümkün değildir. Veri girişleri, sandık sonuçları girerken siyasi parti temsilcilerinin bilgisayara girişleri denetleme imkanını YSK sağlamak zorundadır.
4-Bu girişler yapıldıktan sonra memur üyelerin sonuçları çek ederek yeniden sandık sonuçlarıyla kontrol edilmesi uygulamasını hayata geçirmek zorundadır.”

Tezcan, “Bu dört adımda saydığımız işlemleri yapmadığı sürece bütün bu süreçleri denetime açmadığı sürece YSK, başından bu yana yer alan töhmetten kurtulamayacaktır, töhmet altındadır.” dedi.