Hür Dava Partisi( HÜDA-PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Meclis’te gündeme gelen iç güvenlik paketi için 6-7 Ekim olaylarının bahane olarak kullanıldığını söyledi. Yapıcıoğlu, "Bu bahaneyi, bu kozu hükümetin eline kim verdi? Yoksa bilinçli ve anlaşmalı olarak mı yaptınız? Ya da içinize sızmış MİT elemanları mı yaptı? Eğer öyleyse MİT mi serhıldan gerçekleştirdi? Hangisi?" dedi.

HÜDA-PAR Diyarbakır İl Kongresi, Seyrantpe Kapalı Spor Salonu’nda yapıldı. Salona, 6-7 Ekim olaylarında öldürülen kişilerin fotoğrafları asıldı. Kongreye katılan HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğulu, çözüm sürecinde devletin anadilde eğitim hakkını bile tanımadığını söyledi. Kürt meselesini çözmek için görüşenlerin samimiyetine kaç kişinin inandığını soran Yapıcıoğlu, şunları ifade etti:

"Çözümden anladıkları şey farklıdır. PKK’nin elindeki silahı bıraktırmak olarak bakıyor meseleye. Her gün bir PKK yöneticisi silah bırakmak gibi bir gündemlerinin olmadığını söylüyor. Bazı taslaklar medyada yayınlanıyor. Ne var içinde? PKK ve siyasi temsilcileri kendi örgütsel taleplerini Kürt halkının talepleri diye kabul ettirmeye çalışıyor. Bu nedenle de farklı kesimlerin çözüm sürecinde muhatap kabul edilmesine şiddetle itiraz ediyor. Hatta kendi dışındaki bütün Kürtleri hain ilan ediyor. Susturmak, kendisine tabi kılmak, o da olmazsa imha etmek istiyor. Peki devlet ne yapıyor? 'Ey Kürt kökenli vatandaşlar, geçmişte bazı hatalar yapılmış olabilir, geçen geçti, biz önümüze bakalım. Haydi gelin barışalım. Bakın daha önce Türkçe bilmeyen anne, cezaevindeki çocuğuyla Kürtçe konuşması yasaktı. Bu yasağı biz kaldırdık' diyor. İyi Allah razı olsun. Ne büyük bir lütufta bulunmuşlar. Ayıptır, yapmayın. Adi suçlardan cezaevine giren Kürdün annesi eskiden de oğluyla Kürtçe konuşabiliyordu. Siyasi nedenlerle ve siyasi, ideolojik kararlarla cezaevine kapattığınız kişiler için bu yasak söz konusuydu. Kürt olduğu için veya camilerde Kur’an dersi verdiği için ağır cezalara çarptırılan Kürtler artık anneleriyle Kürtçe konuşabiliyormuş. Onlardan özür dileyerek cezaevlerinden çıkaracaklarına, anneleriyle Kürtçe konuşmalarına izin verdikleri için teşekkür bekliyorlar. Başka ne diyorlar, 'Bakın TRT 6 açıldı. İsmi de değişti, TRT Kurdi oldu. Daha ne istiyorsunuz? Anadilde eğitim hakkı mı dediniz? Öyle bir hak yoktur. Böyle zararlı fikirleri kim aklınıza sokuyor. Hepimiz Müslümanız ve Müslümanlar kardeştir. Böyle şeyler isteyip de kardeşliğimizi bozmayın' diyorlar."

Meclis’te tartışılan ‘İç Güvenlik’ paketini de değerlendiren Yapıcıoğlu, 6-7 Ekim olaylarına değindi. Hükûmetin, 6-8 Ekim Kurban Bayramı katliamından sonra kamu düzeni sağlanmadan sürecin yürümeyeceğini söylediğini belirten Yapıcıoğlu, "Şimdi de 6-8 Ekim’deki olaylar bir daha yaşanmasın diye bu paketi getirdik diyor Sayın Başbakan. Kurban Bayramı'ndaki vahşet manzaraları ehli vicdanı galeyana getirdi. Toplumda bir infial oluştu. Halkın tepkisi ve basını konuyu işlemesi sonucunda vahşetin azmettirenleri mahcup bir edayla 'Biz böyle olsun istememiştik' dediler. Hatta daha sonra HÜDA-PAR’a saldırı olabileceğini bilseydik, gider parti binalarının önünde bekler, onları korurduk' dediler. Bu sözleri duyduğunuzda gözleriniz yaşardı mı? Sonra çark ettiler, eski nakaratlarını tekrar ettiler ve bize IŞİD’in Türkiye şubeleri dediler. '6-8 Ekim görkemli bir serhıldandır' dediler. Karar verin artık; siz nesiniz? Biz kimiz? Bizi çetelerinize hedef olarak gösterirken mi yoksa parti binalarımızı korumak istediğinizi söylerken mi doğru söylüyorsunuz? Sizin gerçek yüzünüz hangisi? Öldürdüğünüz veya ölümüne sebebiyet verdiğiniz 52 kişi kimdi? Bunların iki büst bir bayrak kadar değeri yok mu? Öldürülenler Kürt değil miydi? Ya evi, arabası, dükkanı yakılanlar?" şeklinde konuştu.

Olaylar olduğunda, seyreden Hükümet'in, tam iki hafta sonra o şehitleri konuşmaya başladığını ve taziye telefonları açmaya başladığını anlatan Yapıcıoğlu, şimdi de polisin yetkilerini artıran İç Güvenlik Paketi için 6-8 Ekim olaylarının bahane olarak kullanıldığını söyledi. Yapıcıoğlu, "Bu bahaneyi, bu kozu hükümetin eline kim verdi? Yoksa bilinçli ve anlaşmalı olarak mı yaptınız? Ya da içinize sızmış MİT elemanları mı yaptı? Eğer öyleyse MİT mi serhıldan gerçekleştirdi? Hangisi?" İfadelerini kullandı.