Adana Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, yargının sorunlarının her geçen gün artığını söyledi. Yargının, iktidar mücadelesinin, rejimi dönüştürebilmenin ve üstünlerin hukukunun hakim olması için kullanılan bir araç haline getirildiğini savunan Çıtırık, Türkiye’de her türlü mesajın yargı üzerinden verilmeye devam edildiğini vurguladı. Avukatlık mesleğinin hala ‘olsa da, olmasa da olur’ mantığı ile şekli bir unsur olarak görüldüğünü ileri süren Çıtırık, meslektaşlarına yönelik sözlü ve fiili saldırıların sürdüğünü anlattı.

Bu sıkıntıların parmak çoğunluğu ile ‘ben bu şekilde istiyorum’ diyerek, torba yasalarla çözülmeyeceğinin ortaya çıktığını belirten Çıtırık, yargının meselelerinin daire sayılarını artırmakla da halledilemeyeceğini kaydetti. Avukatlar Haftası dolayısı ile Adliye Sarayı’ndaki Mahmut Esat Bozkurt Salonu’nda düzenlenen toplantıda konuşan Çıtırık, “Yargını sorunlarını çözmek istiyorsanız kuvvetler ayrılığı ilkesine, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanacaksınız. Hukukun üstünlüğünü içinize sindirmeseniz parmak üstünlüğüne dayalı çoğunluğunuzla ve bugün için taşımış olduğunuz çeşitli sıfatlarla avukatlık mesleğini ve yargıyı baskı atında tutmanın bir anlamı bulunmamaktadır.” dedi.

2015 yılı Adalet Bakanlığı bütçesinin 8 milyar 600 milyon olarak öngörüldüğünü ifade eden Çıtırık, bu rakamın 3.5 milyarının mahkemeler, 3 milyarının ise cezaevi giderleri ile birlikle personel için harcanacağını açıkladı. Aştırma ve geliştirmeye yönelik her hangi bir harcamanın yapılmayacağına dikkat çeken Çıtırık, “Avrupa Konseyi Etkin Yargı Komisyonu’nun 2012 verilerine göre üye ülkelerde kişi başına mahkeme ve savcılık harcamaları 53 Euro iken Türkiye’de bu rakam 16 Euro’da kalmıştır. Avrupa’da adli yardıma kişi başına 8 Euro, Türkiye’de 1.1 Euro harcandığı görülmekte. Hakim başına dosya sayısı ise 200 ile 780 şeklinde belirlenmiş. Adalet Bakanlığı avukatlarla ilgili her türlü soruşturmaya izin veriyor. Ancak (bakanlıkta) avukatlarla ilgili bağımsız bir bölüm yok. Daha çok cezaevleri ve adliye yapımıyla ilgilenen bakanlık araştırma–geliştirme harcamalarına gerekli payı ayırmıyor.” diye konuştu.

31 Mart günü uğradığı terör saldırısında şehit düşen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’a Allah’tan rahmet dileyen Çıtırık, şunları söyledi: “Terörü asla bir yöntem olarak kabul etmiyoruz. Ancak olayların sonrasında gerçekleşen ve güvenlik zafiyetinden kaynaklanan sorunun, sorumlularını belirleme yerine, sorumlu olarak avukatlık mesleğinin gösterilmesi ve avukatları günah keçisi ilan eden zihniyeti kınıyorum. Avukatlar adliyenin giriş çıkışından ve adliyenin güvenlik sorunundan sorumlu değildirler. Bu sorumluluk kimlere verilmiş ise öncelikle bunlarla ilgili gerekli soruşturmalar başlatılmalı. Eğer ulaşabildiğimiz kanıtlar içerisinde mesleğe yönelmiş bir şey varsa bunun ortaya konulması olması gerekir. Sistemli bir şekilde gerek kaçak sarayın sakini, gerekse de başbakan tarafından ve bunların emrindeki medyanın mesleğimize yöneltmiş haksız eleştiri ve kara propagandayı doğru bulmadığımı ve bir kez daha kınadığımı belirtmek isterim.”

İç Güvenlik Yasası’nın ‘kaçak sarayın sakini’ tarafından onaylandığını hatırlatan Çıtırık, “Kaçak saray sakinin onaylamış olduğu bu paket TBMM sunulurken de Başbakan tarafından toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin hedeflendiği zaten dile getirilmişti. Paket ile toplumsal muhalefeti dile getirenlerin, farklılıkların baskı, zulüm ve yıldırma ile açık faşizmin ilan edildiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Türkiye iç güvenliğe 2006 ile 2014 yıları arasında harcadığı 6 milyar 651 milyon lira, 22 milyar 262 milyon TL’ye çıkmıştır. 2016’ da bu rakamın 26 milyarı bulması beklenmekte. İdare ve kolluğa veriler yetkilerle ülkede her türlü keyfiliğin, gözaltı, kayıp ve faile meçhul cinayetlerin bir kez daha yaşanmamasını dilemekteydik. Siyasi partiler ve baroların İç Güvenlik Paketi’nin neden yasalaşmaması gerektiği konusunda yaptığı uyarlar dikkate alınmamış.. Hedefledikleri ve özledikleri yönetim anlaşışını hakim kılmak için İç Güvenlik Paketi’ni yürürlüğü girdi. Hepimiz artık birer olağan şüpheliler durumundayız.”

Çıtırık’ın konuşmasından sonra meslekte 25 yılını dolduran avukatlara plaket verildi.