Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Muhittin Acar, Türkiye’de yargıda bağımsızlık, yansızlık ve dürüstlüğün sağlanması gerektiğinin altını çizerek, "Bu üçü olmazsa bugünde karşılaştığımız ve geçmişte de tartıştığımız ‘yargı kimin arka bahçesi’ tartışması devam eder." dedi.

Hukuk Etik siyaset Araştırmaları (HESA) söyleşilerinde Prof. Dr. Muhittin Acar ‘Şeffaf devlet ve temiz toplum’ konusunda HESA merkezinde konuştu. Aynı zamanda şeffaf yönetim uzmanı olan Acar, yargıda bağımsızlık, yansızlık ve dürüstlüğün olması gerektiğinin altını çizerek, sadece yargı bağımsızlığının yetmeyeceğini dürüstlük ve yansızlık ilkesinin olmadığı yargıda başka problemlerin oluşacağını söyledi.
Prof. Dr. Acar, "Bu üçü olmazsa Bugünde karşılaştığımız ve geçmişte de tartıştığımız ‘yargı kimin arka bahçesi’ tartışması devam eder. Bu da yetmez bizim yargıda dürüstlüğü de sağlamamız lazım. Yani Şeffaflık ve hesap verilebilirlik konusunda siyasiler ve bürokratlar için çıtayı yükseltiyoruz ama yargı mensupları içinde yükseltmemiz lazım. Yargıda bunu sağlayamadığımız zamanlarda veya dönemlerde diğer alanlarda şeffaflık ve hesap verilebilirlik sağlanmadığını bilemeyiz hatta soramayız bile. Burada hem bağımsızlığı, hem dürüstlüğü ve yansızlığı talep etmemiz lazım." dedi.

"HESAP VERİLEBİLİR TÜRKİYE KURMAK İSTEYEN İNSANLARIN SAYISI AZ"

Başkalarının haklarını teslim ederek onlara saygı duyarak yaşamak isteyen herkes için demokrasi, herkes için saydam ve hesap verilebilir bir Türkiye kurmak isteyen insan sayısının yetersiz olduğunu belirten Acar şöyle devam etti: "Yargıda yansızlığı dürüstlüğü sağlamamız lazım. Şimdi öyle bir şey olsun ki kim gelirse gelsin oraya gelen onu nasıl kullanabileceğini nereye kadar gidebileceğini bilsin. Oraya gelemeyende ne kadar ötelenebileceğini bilsin. Artık vicdanlar burada devreye giriyor. Demokratik vicdan diye bir kavramdan bahsetmek lazım. Şimdi siz ne yapıyorsunuz seçme hakkını atama hakkını geri alama hakkını taksim etme hakkını her şeyi tek kişiye bağlıyorsunuz bunun demokrasiyle ve adaletle ilgisi yok. Bugün biz gittik arkasından başkası geldi o geldiğinde de bu devam edecek. Çok ciddi bir sorun bu. Piyasa mekanizmaları içerisinde de bu böyle." ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin ilginç zamanlardan geçtiğini belirten Acar, bu zamanlarda değerler ve adalet duygusunun savrulduğuna dikkat çekti. Acar, "Türkiye seçime gidiyor. Bazı partilerin seçim kampanyalarında özellikle ben HDP’ nin seçim bürolarının taşlandığı haberini gazetelerde görmek isterdim. Çünkü o atılan taş HDP’ ye atılan taş değil seçimlere sandığa atılan ta. Bunu devleti yönetenlerin HDP’ lilerden daha fazla önemsemesini beklerdim. Bugün seçim bürosu basan yarın bir gün bunların sesini keselim ya da imha edelim demeye başlar bu demokrasi sorusunu hep beraber düşünmemiz lazım." diye konuştu.