İstanbul'da ikamet eden bir kişi, garanti kapsamında aldığı telefonu yetkili servise gönderdi. Arızalı telefon yasal süre içerisinde teslim edilmeyince, bir süre sonra gönderilen telefonu kabul etmeyen müşteri, yetkili servis hakkında dava açarak, telefonun bedelinin iadesini istedi. Mahkemenin kabul ettiği davada son sözü söyleyen Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 4077 Sayılı Tüketici Yasası'na göre; ayıplı maldan imalatçı, üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve kredi verenlerin sorumlu olduğunu, yetkili servisin ise sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, mahkeme kararını bozulmasına hükmetti.

Son zamanlarda kullanımının yaygınlaşmasıyla akıllı telefonlarda zaman zaman meydana gelen arızalar tüketicilerin tepkisine sebep olurken, Yargıtay, konuyla ilgili emsal nitelikte karar verdi. Yargıtay, ayıplı maldan yetkili servisin, satıcı veya acente durumunda olmadığından, yasal olarak ayıplı maldan sorumluluğu olmadığına hükmetti. İstanbul'da ikamet eden B.Ş., 18 Şubat 2011'de garanti kapsamında bir telefon aldı. Bir süre sonra arızalana telefonunu yetkili servise gönderen B.Ş. isimli bayan, telefonun 20 iş günü olan yasal sürede teslim edilmediğini belirterek konuyu yargıya taşıdı. Yasal süre bitiminden sonra yetkili servisin kargo ile gönderdiği telefonu almayan B.Ş., Bakırköy 2. tüketici Mahkemesi'ne "4077 Sayılı Tüketici Kanunu'na aykırılık" iddiasıyla yetkili servis hakkında dava açtı.

Davalı yetkili servisin avukatı, davanın reddini talep ederken mahkeme, 2 Aralık 2013 günü açıkladığı kararla, tüketicinin haklı olduğuna hükmederek telefon bedelinin iadesine karar verdi. Mahkeme kararı üzerine devreye giren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kararın kanun yararına bozulması talebiyle dosyayı Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne gönderdi. Daire, mahkeme kararının bozulmasına hükmetti. Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 4077 Sayılı Tüketici Yasası’nın 4’üncü maddesine göre ayıplı mal ve hizmetlerden kimin sorumlu olacağının açıkça düzenlendiğine dikkat çekilen Yargıtay kararında, şu ifadelere yer verildi: "Yasaya göre; imalatçı üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Yine aynı yasanın 13'üncü maddesi gereğince arıza nedeniyle tüketicinin malın yenisiyle değiştirilmesi isteğinden satıcı, bayii, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müştereken ve müteselsilen sorumludur. Yetkili servisin sorumlu olacağına dair hiçbir düzenleme mevcut değildir. Görüldüğü gibi satın alınan malın yetkili servisi maldaki ayıptan dolayı tüketiciye karşı yasal olarak sorumlu tutulmamıştır. Somut olayımızda davalı taraf yetkili servisi olup satıcı veya acente değildir. Yasal olarak ayıplı maldan dolayı sorumluluğu yoktur. Bu davalı aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma talebinin kabulü ile gerekmiştir."

Geçtiğimiz sene resmen yürürlüğe giren 6502 Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a göre de ayıplı maldan yetkili servisin sorumlu olmadığına dikkat çeken Bursa Barosu avukatlarından onur Kavilcioğlu, "Yargıtay'ın kararı yerindedir. Garanti kapsamında alınan bir telefon yasal süre olan 20 iş günü içerisinde tüketiciye teslim edilmeli. Ayrıca garanti süresince telefon birden fazla telefondan kaynaklanan arıza sebebiyle yetkili servise giderse tüketici ürünün yenisiyle değiştirilmesini veya bedelini iade isteyebilir. Önceki yasada dört sefer olarak düzenlenmişti. Tüketiciler, ayıplı malın bedelini yetkili servis değil satıcıdan isteyebilir." dedi.