Yerel Mahkeme, unutulan cüzdandaki parayı harcayan kişi hakkında açılan kamu davasında, şikayetçinin olmaması ve kaybolan veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf edildiği gerekçesiyle davanın düşürülmesine karar verdi. Temyiz üzerine davada son sözü söyleyen Yargıtay, dinlenme tesisi lavabosunda bir vatandaşın unuttuğu cüzdandaki parayı harcayan, çeki de bozdurmaya kalkışan kişinin 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanması gerektiğine hükmetti.

Sakarya'nın Sapanca ilçesinde 2011 yılında meydana gelen olayda, şehirlerarası yolculuk yapan bir vatandaş, mola verilen dinlenme tesisinin lavabosunda içerisinde kartvizit, sürücü belgesi, para ve çeklerin de bulunduğu cüzdanı unuttu. Lavaboya gelen kimliği belirsiz bir kişi, unutulan cüzdanı aldı. Kısa bir süre sonra lavaboda unuttuğu cüzdanını almaya gelen vatandaş, cüzdanın olmadığını farketti. Vatandaşın kayıp müracaatı üzerine olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Cüzdandaki parayı harcayan kişi, cüzdandaki çeki tahsil etmek amacıyla gittiği bankada, güvenlik güçlerinde yakalandı. Olayla ilgili Sapanca Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'Hırsızlık' suçundan açılan davada hakim karşısına çıkan sanık, kaybolan eşya üzerinde tasarrufta bulunduğunu belirterek beraatini istedi. Kararını açıklayan mahkeme, Türk Ceza Kanunu'nun 160. maddesi kapsamında kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunu oluşturduğu gerekçesiyle şikayet yokluğu nedeniyle davanın düşürülmesine hükmetti.

KAYBEDİLEN EŞYA OLABİLMESİ İÇİN SAHİBİNİN YERİNİ BİLMEMESİ GEREKİR
Cumhuriyet savcısı kararı temyiz etti. Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesi, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunun hukuki konusunu oluşturan eşyanın kaybedilmiş olmasından söz edebilmek için malın sahibinin eşyanın nerede olduğunu bilmemesi ve eşyanın egemenlik alanından çıkması gerektiğine dikkat çekti.Kayıp olaylarında, eşyaya sahip olma olanağının kalmamış olmasının arandığının, somut olayda mağdur tarafından suça konu cüzdanının, bıraktığı lavaboda olduğunun bilindiği ve lavabodan ayrıldıktan kısa süre sonra unuttuğu cüzdanını almak için döndüğünde cüzdanının yerinde olmadığını fark ettiği hatırlatıldı. Yargıtay kararında, "Sanığın elde ettiği cüzdanın, içinde bulunan kimlik ve ehliyet sayesinde mağdura ait olduğunu bildiği anlaşılmakla; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nun 142/1-b maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, eylemin nitelendirilmesinde hataya düşülerek aynı yasanın 160. maddesinde düzenlenen kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunu oluşturduğu gerekçesiyle şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir." denildi.

5 YILA KADAR YARGILANMALI
Yargıtay kararında dikkat çekilen TCK'nın 142/1-b maddesinde "Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşyanın çalan kişinin iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur" ifadesi yeralıyor. Yerel mahkemenin davanın düşürülmesinde yasal dayanak gösterdiği TCK 160. maddesinde ise şu ifadeler yer alıyor: "Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyedliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır."