Bursa'da, ev telefonundan arayan sahte savcının 'terör örgütü' yalanına inanmayan vatandaş, istenilen parayı banka kanalıyla değil elden teslim etmek istedi. Bursa Adliyesi önünde sahte savcıyla buluşmak için sözleşen vatandaş, polisle işbirliği yapınca dolandırıcıyı yakalattı. Mahkeme, 'nitelikli' dolandırıcılıktan sanığı mahkumiyete çarptırdı. Yargıtay ise olayda sadece tanıtım olduğunu, üniforma ve kimlik kullanılmadığına dikkat çekerek, telefonda görüşme yaparken kendilerini polis veya Cumhuriyet savcısı olarak tanıtmalarının, dolandırıcılık suçunun hile unsurunu oluşturacağı, kamu kurumunun maddi varlığının olayda kullanılmadığından olayın 'nitelikli' değil 'basit' dolandırıcılık olduğuna hükmetti.

Bursa'da geçen sene meydana gelen olayda, bir vatandaş, kayınvalidesini ziyareti sırasında çalan ev telefonuna cevap verdi. Cumhuriyet savcısı olduğunu söyleyen telefondaki kişi, "Banka hesabınız terör örgütü mensupları tarafından kullanılıyor. Gerekli işlemler için para yatırmanız gerekiyor, hemen bankaya gidin ve hesap numarasına para yatırın." dedi. Bunun üzerine daha önceki konuyla ilgili yapılan haberler ve uyarılardan haberdar olan vatandaş dolandırılmak istendiğini anladı. Sahte savcının 'parayı bankaya yatırın' demesine rağmen vatandaş, parayı elden teslim etmek istediğini söyledi. Bunun üzerine sahte savcıyla vatandaş Bursa Adliyesi önünde görüşmeye mutabık kaldı. Bu esnada Bursa Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Müdürlüğü uzmanlarını da bilgilendiren vatandaş, sahte savcıyla buluştuğu esnada polis operasyon yaptı. Karşısında polisleri gören telefon dolandırıcısı kaçmak istedi. Yaşanan kısa süreli kovalamaca sonrası polis, parayı almaya gelen sahte savcıyı yakaladı.

SADECE TANITIM YETMEZ, ÜNİFORMA VE KİMLİK KULLANILMASI ŞART

Şüpheli hakkında Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Dolandırıcılık' suçundan dava açıldı. Mahkeme, telefonda savcı olarak tanıtan sanığın nitelikli dolandırıcılık olayına karıştığı iddiasıyla mahkumiyet kararı verdi. Sanık avukatının temyizi üzerine dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 15. Ceza Dairesi, yerel mahkeme kararını bozdu. Kararda, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 158/1-d bendinde belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesinin nitelikli hâl kabul edildiği hatırlatıldı. Kararda şu ifadelere yer verildi: "Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır."

SANIK BASİT DOLANDIRICILIKTAN CEZA ALMALIYDI

Bursa Adliyesi önüne parayı almaya gelen sanığın polisleri görünce kaçtığına vurgu yapılan Yargıtay 15. Ceza Dairesi kararında, "Sanığın zor kullanılarak yakalandığı, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı ortadadır. Bu şeklinde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin, telefonda görüşme yaparken kendilerini polis veya Cumhuriyet savcısı olarak tanıtmalarının, dolandırıcılık suçunun hile unsurunu oluşturacağı anlaşılmaktadır. Olayda kamu kurumunun maddi varlığının olayda kullanılmadığından, 5237 Sayılı TCK'nın 157/1. maddesinde tanımlanan basit dolandırıcılık suçunun oluştuğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar verilmiştir." denildi.

BASİT DOLANDIRICILIK VE NİTELİKLİ DOLANDIRICILIĞIN SUÇU NE KADAR?

TCK'nın 'dolandırıcılık' suçunu kapsayan 157. maddesinde, "Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir." ifadesi yer alıyor. 'Nitelikli dolandırıcılık' suçunu kapsayan TCK'nın 158. maddesinde ise şöyle deniliyor: "Dolandırıcılık suçunun; kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi hâlinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur."