Eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın son kitabında Muhsin Yazıcıoğlu'nun içinde bulunduğu helikopterin düşmesini 'Bir kazayı suikaste çevirdiler, cinayete çevirdiler’ şeklindeki iddialarına ailenin avukatı ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun bacanağından sert tepki geldi.

Yazıcıoğlu ailesi avukatlarından Kemal Yavuz, Devrimci Karargah Örgütü'ne yardım etmek suçundan 4 yıl cezaevinde yattıktan sonra geçen yıl tahliye edilen eski emniyet müdürü Avcı’nın delillerden haberdar olmadığını ve dosya üzerinden sürekli manipülasyon yapıldığını söyledi. Avcı’nın açıklamalarını hukuk adına facia olarak değerlendiren Yavuz, "Bu dosyanın malzeme olarak ‘Bir kazayı suikaste çevirdiler, cinayete çevirdiler’ gibi sanki olmayan bir şey söyleniyormuş gibi bir yorum yapması bir istihbaratçıya yakışan bir hal değildir. Helikopterin düşürme ihtimali açıkça ortada iken bunun bir kaza olduğunu söylemiş olması hukuk adına bir faciadır, bunu kabul etmeniz mümkün değildir, sayın Hanefi Avcı'ya yakıştıramadığımız bir yaklaşım. Kendisi bir tarafta yer almış olabilir, başka bir tarafı bu dosya üzerinden eleştirmeye hakkı yok. Başka deliler varsa eleştirsin, bu dosyayı bilmeden bu dosya üzerinden hüküm kurarak bir tarafı eleştirmeye hakkı yok. Biz başından itibaren söylüyoruz bu dosya tarafların birbirlerine karşı kullanacakları bir malzeme değildir. Ama bakıyoruz birinin diğerine karşı kullandığı malzeme olarak sürekli gündeme geliyor, dosya üzerinden manipülasyon yapılıyor, biz buna izin vermek istemiyoruz, tepkimiz buna dair." dedi.

'DOSYANIN EHEMMİYETİYLE, İÇERİSİNDE BULUNAN DELİLLERLE KİMSENİN İLGİLENDİĞİ YOK'

Dosyada yer alan delillerle kimsenin ilgilenmediğini savunan Yavuz, birilerinin sürekli davayı kendi lehine kullandığını ve malzeme yaptığını kaydetti. Yavuz şöyle konuştu: "Eski Emniyet müdürlerinden Hanefi Avcı'nın basına yapmış olduğu açıklamayı üzülerek öğrendim. Hanefi beyin bu kanaate nereden vardığını da anlayabilmiş değilim. Bu dosyanın üzerinden çeşitli sinema filmleri yapıldı, başka yayınlar yapıldı bunların tamamı birinin diğerine karşı kullandığı bir malzeme olarak bu dosya ortaya çıkıyor. Yoksa dosyanın ehemmiyeti, içerisinde bulunduğu delillerle kimsenin ilgilendiği yok. Hanefi bey gelse delilleri bizimle paylaşsa; ‘Evet bu kazadır bana göre, şu deliller sebebiyle ben bunu böyle söylüyorum’ dese biz bunu takdirle karşılarız. Ama bunu bir kitabın yayınında sanki dosyadaki bütün deliller, onca olay yok sayılarak sabotaj olduğu sabit olan bir olayı getirip bu şekilde kazaydı cinayete dönüştürdüler diye birine karşı kullanıyor olması bizi ilgilendiren."

'AVCI DA HER ŞEYİ CEMAATİN ÜZERİNE YIKMA MODASINA KATILDI'

Avcı’nın açıklamaları ve kitaptaki bilgilerin dosya içerisindeki delillerle uyuşmadığını dile getiren Yavuz: "Muhsin Yazıcıoğlu'nun şehadet süreci ile ilgili gelişmeleri, dosyadaki delilleri çeşitli çevreler diğerine karşı kullanıyor. Biz başından itibaren bu dosyanın bu şekilde birinin diğerine karşı kullanması konusunda hassasiyetimizi var. Sayın Hanefi Avcı'nın da günümüzde modaya uygun olarak her şeyin cemaat üzerine yıkılması konusunda bir yaklaşım sergilediği düşüncesi hasıl oldu. Çünkü söylediklerinin dosya kapsamındaki delillerle uyuşan bir tarafının olmadığını çok rahatlıkla ifade edebilirim." diye konuştu.

'MUHSİN YAZICIOĞLU OLAYI BİR KAZA DEĞİLDİR SUİKASTTİR'

Yazıcıoğlu olayının kaza değil suikast olduğunu kaydeden Yavuz, "Dosyadaki delillere bakıldığı takdirde gerek oradaki 8 kişinin tutuklanması konusundaki deliller itibariyle gerekse bu olayın kaza olmayıp bir sabotaj olduğuyla ilgili delillerin hiçbirinden haberdar olmadan biri kaza hükmü veriyor, bu kaza hükmünü verebilmesi için en azından bir bilgisinin olması gerekir. Kendisi emniyet müdürlüğü yapmış, istihbarat alanında da başarılı bir geçmişi var ama buna rağmen bu olayı sadece bir yapıya karşı var olan husumeti sebebiyle bir değerlendirmede bulunuyor. Muhsin Yazıcıoğlu olayı bir kaza değildir suikasttir." ifadelerini kullandı.

'DELİLLERDEN HABERDAR OLMAYAN BİRİNİN ‘KAZAYI SUİKASTE ÇEVİRDİLER’ YORUMU YAPMASI YAKIŞIKSIZ'

Delillerden haberdar olmayanın birinin olayla ilgili yorum yapmasını yakışıksız bulan Yavuz, "Çeşitli fezlekelerde gerek Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Malatya’ya gönderdiği fezlekelerde gerekse Malatya'nın birçok tespitlerinde bu olayın organizeli bir suç örgütü tarafından sabotaj olarak gerçekleştirildiği gerek hava hareketlerinden gerek bütün yolcular da karbonmonoksit bulunmasıyla ve gerekse olaydan sonra yaşanan birçok olaylarla birlikte anlaşılmıştır ki; bu örgütlü bir yapı tarafından gerçekleştirilen bir sabotajdır. Bununla ilgili bir tartışma yok, dosyadaki delillerden haberdar olmadan ‘Bir kazayı suikaste çevirdiler, cinayete çevirdiler’ gibi sanki olmayan bir şey söyleniyormuş gibi bir yorum yapması bir istihbaratçı yakışan bir hal değildir." şeklinde konuştu.

'HANEFİ AVCI, SOMUT DELİLİ YOK EDEN ÖRGÜTLÜ YAPININ SUÇSUZ OLDUĞUNA NEREDEN KANİ OLUYOR'

Avcı'ya, somut delili yok eden örgütlü yapının suçsuz olduğuna nasıl inandığını soran Yavuz, "O tutuklanan kişilerin neden tutuklandığı malum. Tutuklanan kimseler neden tutuklandı? Birincisi bir grup Cumhurbaşkanının ‘Keçiler mi söktü?’ dediği helikopterdeki yegane somut delil olan GPS cihazlarının sökülmesiyle ilgiliydi, bu şahıslar bunları söktüler, bunları söktüklerinde de organizeli bir yapı tarafından söktürüldüğü de sabit. Netice itibariyle dosyada var olan tape kayıtlarında açıklıkla ‘Bir yakan ekip var, birde söken ekip var, onlar söktüler, bizde yaktık’ diye açıkça ikrarları var. Dolayısıyla burada böyle en somut delili yok eden ve örgütlü yapıdan aldıkları talimat çerçevesinde en somut delili yok eden yapının suçsuz olduğuna nereden kani oluyor Hanefi Avcı, bu anlaşılabilir bir durum değil." sözleriyle yüklendi.

DOSYA ÜZERİNDEN HÜKÜM KURARAK BİR TARAFI ELEŞTİRMEYE HAKKI YOK

Avcı’nın dosya üzerinden bir takım hükümlerle bir tarafı eleştirmeye hakkının olamadığını vurgulayan Yavuz şunları kaydetti: "Tutuklamalarla ilgili söylenebilecek hiçbir şey yok dosyada, yeterince delil var. Bu deliller ortada iken ve karbonmonoksit sabitken, hava hareketliliği ile ilgili yukarıdaki jetlerin helikopteri düşürme ihtimali açıkça ortada iken bunun bir kaza olduğunu söylemiş olması hukuk adına bir faciadır, bunu kabul etmeniz mümkün değildir, Biz başından itibaren söylüyoruz bu dosya tarafların birbirlerine karşı kullanacakları bir malzeme değildir. Ama bakıyoruz birinin diğerine karşı kullandığı malzeme olarak sürekli gündeme geliyor, dosya üzerinden manipülasyon yapılıyor, biz buna izin vermek istemiyoruz, tepkimiz buna dair."

'TERÖR ÖRGÜTÜNE YARDIM SUÇUNDAN CEZASI ONANMIŞ BİRİNİN OLAYIN KAZA OLDUĞUYLA İLGİLİ KİTAP YAZMASI MANİDAR'

Muhsin Yazıcıoğlu’nun bacanağı Dr. Rafet Arslanoğlu ise terör örgütüne yardım suçundan cezası onanmış birinin 6 yıl sonra kitap yazmasını manidar bulduğunu söyledi.

Avcı’nın insanları kazaya ikna için kitap yazdığını aktaran Arslanoğlu: "Silahlı bir terör örgütüne yardım suçundan Yargıtayca cezası onaylanmış bir şahsın Muhsin Başkanın şehadetinin üzerinden 6 yıl geçtikten sonra birdenbire bu olayın kaza olduğuyla ilgili kitap yazması oldukça manidar. Ne oldu da Hanefi Avcı birdenbire bu olayın kaza olduğuna insanları ikna etmek için yazı yazdı. Bugüne kadar Hanefi Avcı ne bizden, aileden ne de adli makamlardan dosya ile ilgili, dosyanın içeriği ile ilgili hiçbir belge ve bulgu istememiştir. Bu suikast Muhsin Yazıcıoğlu şahsında Türk milletine, Türk devletine yönelik yapılmış bir suikasttır. Dolayısıyla bu işin kaza olduğuna ikna etmeye çalışanların kimlerle bağlantısı olduğu, kimlere hizmet ettiği de açıkça ortadadır." diye konuştu.

"SAVCININ MÜTALAASINDAN HABERİN VAR MI"

Avcı’ya savcının mütalaasından haberin var mı? diye seslenen Arslanoğlu, şunları söyledi: "Ben Hanife Avcı’ya seslenmek istiyorum, kendisi kitabında iddia etmiş ki; ‘Helikopterin kaza kırım heyeti iftira atarak içeride tutuklu kaldılar’ bu kaza kırım heyeti, sivil havacılıktan gelen kaza kırım heyeti sökülen cihazın çalındığını, kaybolduğunu savcılık tarafından uzun bir müddet gizlediğinden kendisinin haberi var mı? Savcının bizzat mütalaasında bunların bundan dolayı şüpheli konuma getirildiğinden haberi var mı? Neye dayanarak bunların kaza olduğunu söylüyorsun?"

Hanefi Avcı, geçtiğimiz günlerde İzmir Kitap Fuarı'nda bir haber ajansına: "Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu bu ülkenin önemli bir değeriydi. Ama öldürülmesiyle ilgili elde hiçbir emare yoktu, bizim bilgimiz kaza olduğuydu. Cinayetle ilgili bir emare olmamasına rağmen onlar bunu sürekli cinayete, suikasta bağlamak suretiyle kimlere ne yapabilirim diye çok zorladı. Hatta epey bir insan tutukladılar, ucundan kenarından görevi ihmal etmiş insanları. Bunun gibi birçok olayı kullanmaya kalktılar. Malatya olayını çok kötü kullanmaya kalktılar. Malatya Olayı'nı inceleseniz korkunç bir vahamet vardır. Orada insanlar 5 yıla yakın yattı, hiçbir alakaları yok. Yarı deli adamın verdiği bir ifade, olmayan bir teşkilattan bahsediyor, burada akademisyenler, emekli insanlar, emekli subaylar çok haksız yere yargılandılar." değerlendirmesinde bulunmuştu.