Yorulmaz; ”Yalçın ÖZALP Hocamın dizinin dibinde oturup, Ermeni ve Fransızların yaptığı insanlık dışı vahşetleri dinlerken tüylerim diken diken oluyordu. Yüreğimi öyle bir acı kaplıyordu ki, her gece tarifi imkânsız sancılarla uyanıyordum. Hocamın; şehid edilen masum soydaşlarımın yaşadığı o zulüm kokan yılları gür sesiyle yılmadan, yorulmadan, korkmadan ve hiçbir zaman sinmeden anlatmasına rağmen, duymaktan ürken, duymayan sağırlar neredesiniz? Kulak tıkayanlar, geçiştirenler, ticari kaygıyla milli duruşlarını, millî şuurlarını kaybeden zavallılar kimlerle ittifak halindesiniz? Maraşlı Ermeniler karlar altında başlığını atıp gözyaşı döken zavallılar ne âlemdesiniz? “diyerek sözlerine devam etti. Yorulmaz; ”Yalçın Hocamdan dinlediklerimle yüreğim volkana döndü. Bilip de sukut etmek nefsime ağır geldi. Neden susacaktım? Susmak bu saatten sonra bilene zuldür. Konuşuyorsam; Aksakallı Hacı Dedemin kardeşi, Şehid Küçük Alioğlu İbrahim'in adına konuşuyorum. Andırın 'da Yazıcıoğlularından Şehid Jandarma Mehmet'in ellerini ayaklarını bağlayıp, göz çukurlarına ve göbeğine barut koyarak yakan, on yedi gün yanmasını seyreden, yakarken zafer naraları atan Ermeni'ye duyduğum hınçla konuşuyorum. Arasa Hanının kapısında Şehid Üzümsuyu Ahmet Efendi'yi çarmıha gererek gözlerine, ellerine temel çivisi çakarak şimdilerde” sözde soykırım” iddiasında bulunan Ermeni diasporasına meydan okuduğum için konuşuyorum. Şehid Ali Kavaszade Kamil Efendi'yi daha 29 yaşında iken Fındıcak'ta bacağından asıp, derisini yüzerken vicdanı sızlamayan, yüreği katılaşmış, insanlıktan eser kalmamış hayvanlaşmış ve haddini aşan Ermeni'yle Fransız'a haddini bildirmek için konuşuyorum. Şehid Ali Kavaszade Bedevi Ahmet Efendi'yi koltuk altından asarak, göbeğine kadar canlı canlı yakacak kadar insani değerlerden uzaklaşan, yemek yediği çanağı kirleten, zamanında millet-i Sadıka dediğimiz Ermeni'ye geçmişini hatırlatıp, taaa Fransa'dan gelerek Maraş'ımda kanla beslenen Fransız vampirlerin hafızalarını tazelemek için konuşuyorum” dedi.(1) Yorulmaz; ”Yalçın Hocamın bir ömür emek verdiği “Er Gişiler, Hatunlar ve Sübyanların Dilinden Milli Mücadelemiz” adlı eseri bastırıldığı takdirde, Fransa'ya verilecek en güzel cevap olacaktır. Âmâ her ne hikmetse, sebebi hikmeti bilinmez bir sırdır bu kimse de bu işe sıcak bakmaz. Sıcak bakanlarda güzelce kulağı çekilerek uyarılır. Böyle olmasına rağmen bir asra yaklaşan yaşıyla Maraş'ımın Dede Korkut'u Yalçın Özalp Hocam, ne susar nede adım adım gezerek anlatmayı bırakır. En ufak bir yılgınlık yoktur onun gözünde. Sadece hak edene sözü ağırdır. Bunu hak edenler çok iyi bilir. Onlara tadını sormak lazım. Tam yerine gelmişken Kahramanmaraş'ta yerel olarak yayınlanan Manşet Gazetesine ve Mesut Tuğrul kardeşime Büyük Türk Milletinin bir ferdi olarak binlerce teşekkür ediyorum. Manşet Gazetesi adı üstünde milli bir meselemizi manşetine taşıyarak milli duruşunu fazlasıyla gösterdi” dedi. Yorulmaz: ”Fransız İhtilali ile başlayan Fransızların soykırım dosyası tarihi belgeler incelendiğinde, arşivlere inildiğinde görülecektir ki oldukça kabarıktır. Tarihe kara leke olarak düşen katliamları saymakla bitiremeyiz. Vandee Soykırımı, Cezayir soykırımı, Burundi soykırımı, Ruanda Soykırımı ve Vietnam'da 1872.1885.1920.1927.1930 tarihlerinde yapmış olduğu katliamları dünya kamuoyu ne çabuk unuttu. 1920-1954 yılları arasında 500 bine yakın Vietnamlı Fransızlar tarafından öldürülmüştür ”dedi. Yorulmaz: ” Bu insanlık dışı vahşeti gerçekleştiren Fransız parlamentosunun alt kanadı olan Ulusal Meclis, geçtiğimiz ay, 1915 olaylarının “soykırım” olduğunun inkârını suç sayan tasarıyı kabul etmişti. 577 üyeli mecliste 50 milletvekilinin oyuyla kabul edilen tasarı, “soykırımın inkârının” bir yıl hapis ve 45 bin euro para cezasıyla cezalandırılmasını öngörüyorlar ”dedi. CLAUDE FERRARE'DEN NİCOLAS SARKOZY'E CEVAP Bu gece yine uyku tutmuyor gözlerimi. Yılların yorgunluğuna dayanamıyor artık ihtiyar bedenim. Kalkıp evin içinde geziniyorum. Kütüphanemin önünde durup raflarda sıralanmış kitaplara bakıyorum. Bu gecenin geç vaktinde başlayan ruhumdaki sıkıntının fırtınaya döneceğini hissediyorum. Elimi uzatıyor bin bir emekle, özenle ciltlenmiş “Türklerin Manevi Gücü” isimli kitabı alıyorum.”Tercüman 1001 Temel Eser” serisi içerisinde yayınlanan Fransız Akademi Üyesi Claude FARRERE tarafından yazılan ve Orhan BAHAEDDİN tarafından Türkçeye çevrilen kitabı okumaya başlıyorum. Claude kitabına şu sözlerle başlıyor.”Vatandaşlarımın merakını gidermeye karar verdim. Onlara Türkler'i niçin sevdiğimi, Türkler'in düşmanlarını niçin sevmediğimi anlatmaya çalışacağım. Pierre Loti gibi, Pierre Mille gibi, Edouard Herriot gibi, Paul de Cassagnac, Mösyö Ribot, Mösyö Rouillon gibi, daha ne bileyim, meselâ benim gibi insanların Türkler'i niçin sevdiğini bütün Fransa'ya anlatmaya çalışacağım. Ve unutmayalım ki, adlarını saydığım bu insanlar, şu veya bu şekilde birbirlerinden farklı kimselerdir. Ama hepsi de bu konuda anlaşıyor ve bütün güçleriyle haykırıyorlar:”Türkiye'nin bozgunu, Fransa'nın bozgunu demektir; Yunanlılar'ın zaferi, medeniyetin gerilemesi demektir”¦”(1) Bu satırları Kurtuluş Savaşı'nın başında, Yunanlılar'ın Batı Anadolu'yu istilası sırasında yazılmış olması ayrı bir anlam taşımaktadır. Claude bu satırları yazarken günümüz Türkiye'sindeki sözde aydınların başlatmış olduğu ihanet kampanyalarına şahit olsa acaba hangi düşüncelere dalardı. Okumaya devam ettikçe ilginç nüanslarla karşılaşıyordum. Claude 3 Ekim 1913 tarihinden, yani Balkan Savaşı'nın çıkmasından onbeş onaltı gün önce, Paris'in önemli gazetelerinin birinde bir makale yayınlıyor. Claude ”Makalemi aşağı yukarı şu şekilde bir sonuca bağlamıştım: hazırlanan bu kavgada ben, kuvvetliye karşı zayıfın, zalime karşı mazlumun, Hıristiyan'a karşı Müslüman'ın tarafındayım.” (2) BİR YANDA DOST CLAUDE, BİR YANDA SÖZDE AYDINLAR Kitabı okudukça yazarın Türk Milletine karşı duyduğu derin hissiyatın, hayranlığın ve bağlılığının izlerine rastlıyor ayrı bir muhabbet besliyorsunuz. Türklerle ilgili şu düşünceleri de bunu açıkça gösteriyor.”Ama Türkler gerçekten şuurlu millettir. Doğu Hıristiyanlarından, Levanten Ortodokslardan çok daha fazla şuurludur, vicdanlıdır.” (3) Claude'yi okudukça; feryatlarına, samimi bir şekilde çıkışlarına denk geldiğim satırlarda, bu vefalı Türk dostuna karşı hayranlığım bir kat daha artıyordu. Kalemini satan sözde aydınlar aklıma geldikçe gecenin bu geç vaktinde çıldırmak üzereydim. Neyse dedim kendi kendime, hain hainliğini yapacak elbet. Satırlarında vefa kokan kitabını okumaya devam ettim. Claude'nin şu satırlarını “ Peki ya Türkiye? Allah için söyleyin, Fransa'dan hiçbir şey çalmamış olan Türkiye'nin kendi malını korumaya hakkı yok mu? Elbette var,herkese karşı,hatta Fransa'ya karşı.Ve eğer Fransız olmasaydım,Yunanistan'a karşı,İngiltere'ye karşı,hemen hemen bütün Avrupa'ya karşı Ankaralı dostum Kemal Paşa'nın yanında öyle candan savaşırdım ki!..” (4) Okuduğumda her ne olursa olsun bu insana karşı muhabbetim artmaya başladı. Tahlilleri, tespitleri güçlü ve yerindeydi. CLAUDE'NİN GÖZÜNDE TÜRKLER Bir yabancının gözünden İstanbul'umuzla ilgili tarihi tespitleri ise okunmaya değer şaheser satırlar. Türk Milletinin üstün özelliklerini bir bir sıralıyor.” İstanbul'un Türk mahallelerinde ne ağlayan bir kadın sesi duyulur, ne de ağlayan bir çocuk vardır. Hatta ürkek bir hayvan bile göremezsiniz. Türk kedileri insandan kaçmaz. Çünkü onlar hiçbir zaman hayvanlara kötü muamele etmezler. Bütün İstanbul'da dolaşan sokak köpeklerini aptalcasına öldürmek için birtakım alçak serserinin ”“Türk değildiler herhalde- sürgünden gelerek İstanbul'un idaresini ele geçirmeleri lazım geldi. Bu köpeklerin idam hükmünün infazına gelince; bir tek Türk, cellât vazifesi görmeyi kabul etmedi. Bu işi ancak Rumlar'a ,Ermeniler'e ve Levantenler'e yaptırabildiler.”(5) Her hangi bir yoruma gerek kalmadığı kanaatindeyim. CLAUDE'NİN ERMENİLERE BAKIŞI VE ÖZÜRCÜLERİN YAKLAŞIMI Claude'nin Ermenilerle ilgili düşüncelerine bir göz atalım.”Ermeniler'e gelince”¦ O büsbütün berbat bir iş. Aslında Ermeniler Doğu'nun gerçek Yahudileri'dir.-- burada Yahudi sözünü en kötü manasında alıyor ve benden daha fazla Yahudi olmadığını bildiğim sayısız İsrailli dostlarımdan özür diliyorum.””Aslında Ermeniler gerçekten Yahudi sıfatına layık Yahudilerdi. Öylesine vahşi, öylesine kan içici. Ermeniler tarafından ezilen gerçek İsrailliler, Doğu'da resmen açlıktan ölmektedir.”(7) “Artık, Selanik ordusundaki bütün Fransız askerleri Doğu'daki kurbanların Hıristiyanlardan çok Müslümanlar, cellâtların da, Osmanlı'dan çok Ermeniler olduğunu biliyor.”(8) “Ve benim bütün arkadaşlarım, Türkiye'de yaşayan bütün Fransız subayları”¦ Onlar biliyorlar ki, Doğu'daki kavgalarda Türk daima haklıdır, düşmanları da daima haksız!” (9) Claude bir Fransız ünlü yazar olarak bu tespitleri yapıyor ve tespitlerini kitaplaştırarak tarih sayfalarına kaydediyor. Kahramanmaraş'ta, Kars'ta, Van'da, Erzurum'da ve Anadolu'nun dört bir yanında en vahşi bir şekilde insanlarımızı katlettiler. Zengezor, Ordubad, Vedi bölgelerindeki insanlık dışı vahşeti,"Ermenistan Gizli Ordusu'nun " (ASALA) 1974”“1985 yılları arasında 45 Türk diplomatını ve onların aile üyelerini öldürdüklerini, Hocalı katliamını yapanları da unuttular. Cemal Paşa'yı, Talat Paşa'yı ve Enver Paşa'yı şehit eden, insanlık dışı yöntemlerle öldürdükten sonra insanlarımızın kulak memelerinden koleksiyon yapıp bununla övünen Ermeni Mamalarını, Ermeni Komitacılarının yaptıklarını hatırlamayıp unutarak Ermenilerden özür dileme kampanyası başlatan sözde aydınlarımızın ise soylarının gereğini yaptıkları kanaatindeyim. Evet, sevgili okuyucularım yorumu sizlere bırakıyorum. Yüce Türk Milletinin bir mensubu olarak sözlerimi Ulu Başbuğ Gazi Mustafa Kemal'in şu sözüyle bitirmek istiyorum.” Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim.” Aynı inanç ve imanla yüce Türk Milletine bağlılığımı bildirir, saygılarımı sunarım. KAYNAK: 1.Özalp Yalçın, Gazilerin Dilinden Milli Mücadelemiz 2. Farrere Claude, Türkler'in Manevi Gücü, Shf:11, Paragraf:1 3. Farrere Claude, Türkler'in Manevi Gücü, Shf:12, Paragraf:1-2 4. Farrere Claude, Türkler'in Manevi Gücü, Shf:18, Paragraf:4 5. Farrere Claude, Türkler'in Manevi Gücü, Shf:21, Paragraf:6-7 6. Farrere Claude, Türkler'in Manevi Gücü, Shf:22, Paragraf:2-3 7. Farrere Claude, Türkler'in Manevi Gücü, Shf:24, Paragraf:1 8. Farrere Claude, Türkler'in Manevi Gücü, Shf:13, Paragraf:2 9. Farrere Claude, Türkler'in Manevi Gücü, Shf:21, Paragraf:1-3