Yozgat Barosu Başkanı Avukat Mehmet Şimşek, “İç Güvenlik Paketi ile yapılan düzenlemelerle tüm illerdeki valilere, tüm ilçelerdeki kaymakamlara olağanüstü hal yetkileri verilmekte, ülkemiz tamamen olağanüstü hal rejimine geçmektedir." dedi.

Baro Başkanı Mehmet Şimşek, yaptığı açıklamada, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanan ve kamuoyunda 'İç Güvenlik Paketi' olarak bilinen tasarıda yer alan bazı hükümlerin Anayasa'ya, demokratik hukuk devleti ilkelerine ve hukuka aykırı bulunan düzenlemelere ilişkin görüşleri kamuoyu ile paylaştıklarını belirtti. Şimşek, mevcut hali ile paketin yasalaşmasının bireyin 'hukuk güvenliği' ve 'özgürlüklerini' zedeleyeceğini vurguladı.

"MOLOTOF KOKTEYLİ ZATEN TÜRK CEZA KANUNU’NA GÖRE SİLAH KABUL EDİLMEKTEDİR"

Molotof kokteylinin zaten hali hazırda Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre silah kabul edildiğinin altını çizen Şimşek, "Hiçbir vatandaşımızın Molotof kokteylinin silah sayılmasına karşı çıkmadığı ve molotof kokteyli atılmasını onaylamadığı ve onaylamayacağı ortada iken tasarıya karşı eleştiride bulunanların, Molotof kokteyli atılmasına rıza gösteriyormuş gibi gösterilmesi ve bu yönde bir algı yaratılmasını da anlayabilmiş değiliz." dedi.

Molotof kokteylinin, zaten halihazırda Türk Ceza Kanunu’na göre silah kabul edildiğini ifade eden Şimşek, şöyle devam etti: "Devlet, devlet olmasının doğal gereği kamu güvenliğini ve kamu düzenini elbette sağlamalıdır. Devletin, vatandaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamak asli görevidir. Bu görevi de yerine getirirken gerekli tedbirleri almak ve Anayasal çerçevede yasal düzenlemeleri yapmak zorundadır. Kişi hak ve hürriyetlerini tesis etmek ve onları korumak da yine hukuk devletinin temel görevlerindendir. Dolayısıyla, devletin, kamu düzen ve güvenliğini sağlarken, kişi hak ve hürriyetlerini koruması, bu koruyucu tedbir ve önlemleri alırken de temel hak ve hürriyetleri ihlal etmemesi gerekir. Kısacası, güvenlik ile özgürlükler arasındaki dengeyi sağlaması gerekir. Yalnızca Anayasal ve yasal düzenlemelerle sınırlanabilen kişi hak ve hürriyetlerinin, bu sınırlandırma işlemleri yargısal denetime tabidir. Mevcut tasarının bazı hükümleri ile bir kısım yargısal hak ve yetkiler idareye devredilmektedir.”

Demokrasinin gelişmesine katkı sağlamak, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve bu yolda gerekli çağrı ve uyarılarda bulunmanın, Avukatlık Kanunu’nun 76 ve 95'inci maddeleri gereğince baroların asli görevlerinden olduğuna dikkat çeken Şimşek, “Bu görev anlayışımız doğrultusunda, 123 maddeden oluşan 'İç Güvenlik Paketi'nde yer alan bazı hükümlerin Anayasa'ya, demokratik hukuk devleti ilkelerine ve hukuka aykırı bulunan düzenlemelere ilişkin görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşıyor, mevcut hali ile paketin yasalaşmasının bireyin 'hukuk güvenliği' ve 'özgürlüklerini' zedeleyeceğini hatırlatıyoruz. Tasarının hazırlanma amacı her ne kadar terörle mücadele ile kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanması olarak açıklansa da tasarının içerdiği bazı hükümler itibariyle hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, yaşama hakkı, kişi hürriyeti ve güvenliği, özel hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığı, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, çalışma hakkı ve ödevi, olağanüstü hal ilanı yetkisi, yargı yetkisi, kanuni hakim güvencesi ile mahkemelerin bağımsızlığı ilkeleri olmak üzere Anayasa’nın toplam 15 maddesine aykırılık içerdiği, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesinde yer alan kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, 6. maddesinde yer alan adil yargılanma hakkı, 10. maddesinde yer alan ifade özgürlüğü ve 11. maddede yer alan toplanma özgürlüğü haklarını sınırlandırmaya yönelik düzenlemeler getirildiği anlaşılacaktır.” ifadelerini kullandı.