Türkiye, son dönemde yaşanan cinayetlerle sarsıldı. Suçun neden arttığı ve nasıl bu kadar kolay işlenebildiği tartışılıyor. Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Soner H.Çetin, bu tabloya ilişkin çarpıcı tespitlerde bulundu. Emekli cumhuriyet savcısı ve adalet başmüfettişi de olan Çetin, geçmişe göre hem cezalar hem infaz süreleri arttırılmasına rağmen suçun azalmadığına, aksine daha da arttığına dikkat çekti.

Yrd. Doç. Dr. Çetin, “Cezayı etkin kılan cezanın ağırlığı değil, cezanın mutlaka uygulanacağı beklentisidir. Ne yazık ki cezaların uygulanmasında başarılı değiliz. Ceza kanunlarında çok sık yapılan değişiklikler, cezanın suçların işlenmesine karşı istenilen önleyici etkiyi gerçekleştirmesini güçleştiriyor. Hükmolunan bir ceza, mutlaka etkin şekilde uygulanmalı. Aksine bir tutum ve toplumda oluşan beklenti, cezanın caydırıcı fonksiyonunun azalmasına sebebiyet verir.” diye konuştu. Bu yüzden adalete güvenin sarsıldığına işaret eden Çetin şunları söyledi: “Halk arasında, cezanın etkin şekilde uygulanmayacağına ve bir çıkış yolunun mutlaka bulunacağına yönelik beklenti oluştu. Bu durum, suç işleme eğiliminde olanı teşvik ediyor. Suç işleyen, ‘Yakalanmayabilirim, yakalansam da ceza çekmeyebilirim ya da cezaevinde biraz kalır çıkarım.’ diye düşünüyor. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu kaosun en önemli nedeni olan bu algının mutlaka değiştirilmesi gerekiyor. Ayrıca toplumda bazı suçlar da normalleştirildi, ahlâken meşrulaştırıldı. Örneğin Avrupa’da sağlık çalışanları gerçeği yansıtmayan rapor veremez, çünkü böyle bir davranışın cezasız kalmayacağını bilir. Ülkemizde de aynı anlayış egemen kılınmalı.”

Gediz Üniversitesi Öğretim Üyesi Soner H.Çetin, suça teşvik eden bu algının oluşmasında gereksiz af kanunlarının payı olduğunu da dile getirdi: “Kişi bir suç işlemişse cezasını eksiksiz çekeceğini, toplumun da kendisini kınayacağını bilmeli, bu bilinç toplumsal hafızaya işlenmeli. Bunun için önce adi suçlara bir daha kesinlikle af getirilmemeli ve cezaların istisnasız uygulanması sağlanmalı. Avrupa’da yaşayanların kurallara uymasındaki en büyük sebep, cezanın kararlılıkla uygulanacağına olan inançtır. Bunun yanısıra suçla mücadelede ceza hukukunun son çare olduğu da unutulmamalı. Ekonomik tedbirlerle gelir adaletinin sağlanması, eğitime daha önem verilmesi gibi ceza dışı önlemlere mutlaka öncelik tanınmalı. Medyaya da görev düşüyor, televizyon kanallarındaki dizilerde ve diğer programlarda suç işleyenlerin kahramanlaştırılmasına son verilmeli; suçlu, suçlu muamelesi görmeli.”