Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, “IŞİD’in ne de onun işbirlikçisi AKP’nin Müslümanlıkla, İslamiyetle bir alakaları yoktur. Yoksulun, yetimin hakkını yemek asla İslamiyetle bağdaşan bir durum değildir.” dedi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, partisinin eğitim programına katılmak üzere Muş’a geldi. Grant Otel Konferans salonunda düzenlene eğitim programının açılış konuşmasını yapan Yüksek, eğitim programı hakkında ve partisinin misyon ile vizyonu hakkında detaylı bilgiler verdi. Kobani ve Şengal’de ki IŞİD saldırılarını yeniden gündeme taşıyan Yüksel, AK Parti hükümetini sert bir dile eleştirdi. IŞİD’in yürüttüğü davanın İslamiyet’le hiçbir alakasının olmadığının altını çizen Yüksel, şunları söyledi: “IŞİD’in yürüttüğü bir İslam davası değildir. Yada ona ortak olanlar, AKP gibi diğer güçlerin bir İslam davası değildir. İslamiyet AKP’nin yaptığı gibi hırsızlık, yolsuzluk değildir. Eğer böyle olsaydı dünyada tek bir Müslüman kalmazdı. Öyle değildir, çünkü. Onun için ne IŞİD’in ne de onun işbirlikçisi AKP’nin Müslümanlıkla, İslamiyetle bir alakaları yoktur. Yoksulun, yetimin hakkını yemek asla İslamiyetle bağdaşan bir durum değildir. Dolayısıyla orada Kürt halkı insanlık adına, insanlığın tüm değerleri adına mücadele ediyor.”

Kobani’ye yardım için koridor açılmasını talep ettiklerini hatırlatan Yüksek, “AKP hükümeti biliyorsunuz insani koridorun açılmasına izin vermedi. Her gün neredeyse onlarca, yüzlerce IŞİD çetesi Akçakale’yi kullanarak Kobani'ye giderken biz Afrin’den Cezire Kantonundan yine PYD’lerin sınırı kullanarak gelip Kobani’de kardeşlerine yardımcı olmalarını istedik hükümetten. Aylardır bu koridor talebini karşılamış değil. Ama her gün Akçakale’den yüzlerce IŞİD çetelerinin geçmesine izin veriyor.” dedi.

Kobani’nin düşmesi için AK Parti hükümeti’nin her türlü çabayı sarf ettiğini iddia eden Yüksek, “Bir koridor açmayan hükümet yüzü kızarmadan gelecek Kürtlerden oy isteyecek, bu vicdan mıdır? Hem Kobani’nin düşmesi için bu kadar uğraşacaksınız. Kobani’den bu tarafa göç edenler için diyeceksiniz ki biz yüz binlerce Kobaniliye kucak açtık, bütün dünyaya bunu söyleyeceksiniz, ülke ülke dolaşıp bunu söyleyeceksiniz, biz orada 200 bin insanı barındırıyoruz yardım edin diyeceksiniz. Avrupa Konseyinden milyarlarca Euro alacaksınız, hepsi yalan, hepsi hikaye. Hiçbir kardeşimize baktıkları yok, biz kendimiz bakıyoruz. Yetmiyor bir de bizim baktığımız kamplarda elektriğini, suyunu ve yemeğini kesiyor ayıptır ayıp. Savaş ortamında çoluk çocuğunu terk etmiş yada kaybetmiş gelip orada bu soğukta, karda kalan insanların elektrik, suyu ve gıdasını kesmek insanlık ayıbıdır. Bu barajları açıp Türkiye’deki siyasal dengeyi bozması bir ana muhalefet gücü haline gelebilmesidir, temel stratejimiz budur.” ifadelerini kullandı.

Cizre olaylarında AK Parti Hükümeti’ni suçlayan Yüksek, “Bu oyunu oynamak istediler bozduk, en sonunda AKP hükümeti kendi polisiyle bütün bu katliamları gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Haftalarca manipülasyon yaptı, haftalarca toplu halkı yanıltmaya çalıştı. Ama en sonunda biz kendi parti yönetimlerimizi ve yapılanmalarımızı olması gerektiği bir şekilde olması gereken noktada davranmasını sağlayarak bu oyunun ortaya çıkmasını sağladık.” şeklinde konuştu.