Eski AK Parti Milletvekili ve Anayasa Hukuku Profesörü Zafer Üskül, AK Parti'nin 2007 seçim kampanyası sırasında hazırlattığı anayasa taslağında, klasik parlamenter sistemin cumhurbaşkanını istediğini bildirdi. Üskül, "Şimdi nereden çıktı bu 'başkancı' sistem?" diye sordu.

Zafer Üskül, Taraf gazetesinde yayınlanan, 'AK Parti'nin Taslağında Cumhurbaşkanı' başlıklı yazısında söz konusu taslakta kabul edilen metne yer verdi. Üskül'ün yazısı şöyle:


"AK Parti'nin 2007 seçim kampanyası sırasında bir anayasa taslağı hazırlattığı bilinmektedir. AK Parti,Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığında bir bilim kurulundan, bir anayasa taslağı hazırlamasını istemişti. Bu taslak, seçim sonrasında yaygın bir şekilde tartışıldı.

Seçimden sonra, AK Parti, Ergun Özbudun Taslağı'nın 11 milletvekilinden oluşan bir kurul tarafından gözden geçirilmesini istedi. Bu kurul, madde madde ele aldığı taslağı, hem madde metinlerinde hem de gerekçelerde yaptığı bazı değişiklikler ve eklemelerle geliştirdi.

AK Parti milletvekilleri grubunun oluşturduğu metin, bu grubun Ergun Özbudun heyetiyle, 14-16 Eylül 2007 günlerinde Sapanca'da yaptığı toplantıda son şeklini aldı.

Ancak, anayasa taslağının bu son hâli hiçbir zaman açıklanmadı, bu nedenle de tartışılmadı.

AK PARTİ, NASIL BİR CUMHURBAŞKANI TASARLAMIŞTI?

Özbudun Taslağı, parlamenter sistemi kabul eden bir anlayışla hazırlanmıştı ve cumhurbaşkanını da parlamenter sistemin cumhurbaşkanı olarak düzenlemişti.

Cumhurbaşkanı seçilebilmek için 40 yaşını doldurmuş olmak, yüksek öğrenim yapmış olmak, Türk vatandaşı olmak, milletvekili olma ya da milletvekili seçilmek yeterliliğine sahip olma şartları aranıyordu. Bu açılardan, önceki anayasalardaki düzenlemeler aynen benimseniyordu.

Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisiyle ilişiğinin kesileceği ve milletvekili ise, TBMM üyeliğinin sona ereceği hususu da yenilik taşımıyordu.

Yenilik, seçimin TBMM tarafından değil halk tarafından yapılmasıdır.

Parlamenter sistemde cumhurbaşkanının seçimi için yaygın olarak kabul edilen sistem, cumhurbaşkanının parlamento tarafından seçilmesidir. Özbudun taslağı, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngörmüştür. Bu seçimin temelinde, daha önceleri cumhurbaşkanı seçimlerinde yaşanan sıkıntılar kadar 2007 seçimleri öncesinde, "367" tartışmaları nedeniyle cumhurbaşkanı seçiminin yapılamamasının da etkisi vardır.

ÖZBUDUN TASLAĞI'NIN, ADAYLIK VE SEÇİM USULÜ KONUSUNDA SUNDUĞU SEÇENEKLER

İlk seçenek, o sırada referanduma sunulan anayasa değişikliğinde yer alan metindi: Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir.

Cumhurbaşkanı beş yıl için seçilir ve ikinci kez seçilebilir. Aday gösterilebilmek için 20 milletvekilinin imzası gerekir. Ayrıca, son seçimlerde oylarının toplamı yüzde 10 barajını geçen siyasi partiler de ortak aday gösterebilirler.

İkinci seçenekte, benzer niteliklere sahip kişilerin beş (ya da yedi) yıl için halk tarafından seçilebileceği, bir kişinin en fazla bir (ya da iki) kez seçilebileceği, seçimin iki turlu olarak yapılacağı, yirmi milletvekilin yanında 200.000 yurttaşın da aday önerebileceği öngörülüyordu.

AK PARTİ TASLAĞINDA KABUL EDİLEN METİN:

Cumhurbaşkanı

Nitelikleri ve tarafsızlığı
Madde 78- (1) Cumhurbaşkanı kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir.
(2) Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir.
(3) Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi, yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir.
(4) Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.
Görüldüğü üzere, AK Parti anayasa taslağı, tarafsız ve partiler üstü bir cumhurbaşkanı istemektedir.
Cumhurbaşkanı seçimini düzenleyen madde, seçim tekniğini öngörmekte, cumhurbaşkanının niteliğini etkilememektedir.

CUMHURBAŞKANI ANDI

Cumhurbaşkanlığı andını düzenleyen maddede, 1982 Anayasa'sı, Özbudun Taslağı ile AK Parti Taslağı'nın metinleri arasında özde önemli farklılık yoktur. 1982 Anayasa'sı metni sadeleştirilmiştir.
AK Parti Taslağı'nın metni şöyledir:
Ant İçmesi
Madde 80- Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi huzurunda aşağıdaki şekilde ant içer:
"Cumhurbaşkanı sıfatıyla; insan haklarına, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine, Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; Devletin bağımsızlığını, vatanın ve milletin bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma; Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma Türk milleti huzurunda namusum ve şerefim üzerine ant içerim."
Bu antta Özbudun Taslağı ile AK Parti Taslağı arasındaki fark, bazı ifadelerin yerlerinin değiştirilmesinden ibarettir.

CUMHURBAŞKANININ GÖREV VE YETKİLERİ

Cumhurbaşkanının görev ve yetkileriyle ilgili düzenleme, parlamenter sistem içinde cumhurbaşkanının yerinin belirlenmesi bakımından son derece önemlidir.
Bu konuda, düzenleme yapılırken, 1982 Anayasa'sında cumhurbaşkanına verilen yetkilerin çok fazla olduğu değerlendirmesinden hareket edilmiş ve cumhurbaşkanının yetkilerinin, klasik parlamenter sistemde cumhurbaşkanının sahip olması gereken yetkilerle sınırlı olması gerektiği hususu esas alınmıştır.
1982 Anayasa'sının muğlâk ve tartışmalara yol açan düzenlemesinin aksine, cumhurbaşkanının tek başına kullanabileceği yetkiler sınırlı biçimde sayılmış, hükümeti cumhurbaşkanı karşısında güçlendirecek şekilde, hangi kararnamelerin cumhurbaşkanınca imzalanacağının belirlenmesi, birkaç istisna dışında, kanun koyucuya bırakılmıştır.
Özbudun Taslağı'yla AK Parti Taslağı arasındaki tek fark, AK Parti Taslağı'nda cumhurbaşkanına, sınırlı af yetkisinin (g) fıkrasıyla eklenmesinden ibarettir.
AK Parti metni şöyledir:

Görev ve yetkileri

Madde 81- (1) Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder.
(2) Bakanlar Kurulunun Genel Kurmay Başkanı, vali ve büyükelçilerin atanmalarına ilişkin kararnameleri Cumhurbaşkanınca imzalanır. Bunların dışında hangi kararnamelerin Cumhurbaşkanınca imzalanacağı kanunla belirlenir.
(3) Cumhurbaşkanının tek başına kullanacağı yetkiler ve yerine getireceği görevler şunlardır:
1. a) Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşması yapmak,
2. b) Türkiye Büyük Millet Meclisini gerektiğinde toplantıya çağırmak,
3. c) Kanunlar ve kanun hükmünde kararnameleri yayınlamak,
ç) Kanunlar tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine, kanun hükmünde kararnameleri ise Bakanlar Kuruluna geri göndermek,
1. d) Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak,
2. e) 54'üncü maddeye göre Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimlerinin yenilenmesine karar vermek,
(54. madde, hükümetin kurulamaması haliyle ilgilidir.)
1. f) Seçimlerde geçici Bakanlar Kurulunu atamak,
(54. maddeye göre seçimlerin yenilenmesi kararı verilmesi halinde.)
1. g) Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak,
ğ) Başbakan atamak. 76'ncı maddenin beşinci fıkrasında öngörülen durumda Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisinin gösterdiği adayı Başbakan olarak atar.
(76. madde, Gensoru önergesiyle Bakanlar Kurulunun düşürülmesini, TBMM'nin üye tam sayısının salt çoğunluğuyla yeni bir Başbakan seçmesine bağlamaktadır.)
Görüldüğü gibi, AK Parti Anayasa Taslağı, yetkileri sınırlanmış, klasik parlamenter sisteminin gerektirdiği bir cumhurbaşkanı öngörmektedir.

DİĞER HUSUSLAR

Cumhurbaşkanının sorumluluk ve sorumsuzluk hâli düzenlenirken, bir eksikliğin giderilmesi dışında bir yenilik öngörülmemiştir. Yenilik, cumhurbaşkanının kişisel suçlarından doğan sorumluluğu karşısında ne yapılacağı konusundadır. Bu konuda, cumhurbaşkanı, milletvekilleri gibi yasma dokunulmazlığı hükümlerine tabi olacaktır.
Cumhurbaşkanına vekâlet konusunda da bir yenilik sözkonusu değildir.
Özbudun Taslağı'nda da, AK Parti Taslağı'nda da Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne ve Devlet Denetleme Kurulu'na yer verilmemiştir.
Sonuç olarak, AK Parti, 2007 yılında, halk tarafından seçilmekle birlikte yetkileri son derece sınırlanmış, klasik parlamenter sistemin cumhurbaşkanını istemiş ve bununla ilgili gerekli anayasal düzenlemelere, hazırladığı ve AK Parti organlarında kabul gören taslağında yer vermiştir.

Şimdi nereden çıktı bu 'başkancı' sistem?"