Aydın’ın Nazilli ilçesinde doğuştan engelli olan 60 yaşındaki Fatma Sirekoğlu, ilerlemiş yaşına rağmen terzilik yaparak hasta iki çocuğunun ilaç masraflarına destek oluyor. Fatma Teyze ayrıca çocukluğundan beri büyük özlem duyduğu okuma yazmayı da öğrenerek sertifikasını İlçe Kaymakamı İbrahim Küçük'ün elinden aldı. 
Aydın’ın Nazilli ilçesine bağlı Bozyurt Mahallesi'nde, doğuştan sağ ayağı olmayan ve protez bacakla yaşam mücadelesi veren Fatma Sirekoğlu, Cumhurbaşkanı ve eşi tarafından başlatılan okuma-yazma seferberliği kapsamında okuma yazmayı öğrendi. Evine gelen İlknur öğretmen sayesinde yeniden doğduğunu ifade eden Sirekoğlu, okuma-yazma bilmeyenlere de çağrıda bulundu. 
İlerlemiş yaşına ve büyük engeline rağmen hayata küsmeyen Fatma Sirekoğlu, Nazilli’ye 5 kilometre mesafedeki evine gelen İlknur öğretmenin verdiği 80 saatlik kursu başarıyla tamamlayarak belgesini İlçe Kaymakamı İbrahim Küçük'ün elinden aldı. 8 yıl önce eşini toprağa veren ve uzun yıllardır da kas erimesi olan iki çocuğunun ilaçlarına destek olabilmek amacıyla terzilik yaparak hayatını sürdüren Fatma Sirekoğlu, yoğun terzilik mesleğinden artan zamanında okuma-yazmayı da öğrenerek ilçedeki evinde eğitim gören tek engelli kursiyer olarak örnek oldu. 
60 yaşında ilk kez harflerle tanışan Sirekoğlu, okuma yazma öğrendiği için çok mutlu olduğunu ifade ederek, "Okuma-yazma öğrendim ve diplomamı aldım. Öğretmenime, devletime çok teşekkür ediyorum. Bundan sonra gazete, kitap okuyacağım. Minibüse bineceğim zaman nereye gideceğini bilebileceğim. İnternete girebileceğim. Çok çok teşekkür ederim. Cahillik çok zor. Herkes okusun” dedi. 

"Fatma Hanımın azmiyle zoru başardık” 
Sirekoğlu'na okuma yazmayı öğreten öğretmen İlknur Albayrak, "Fatma Hanımla okuma-yazma seferberliği çerçevesinde tanışıp birlikte çalışmaya başladık. Kendisi doğuştan ayağından rahatsızlığı olduğu için okula gidememiş. Protez kullanıyor. Bu yüzden kendisine bir öğretmen verilerek evine gelinmesini uygun bulundu. Ben kendisine okuma-yazmayı öğretmek için elimden geleni yaptım. Başlangıçta harflerin yazılışında, okunmasında falan biraz zorlandık. Uzun yıllar geçmiş olmasından dolayı bazı zorluklar yaşadık. Fakat kendisi çok azimli olduğu için okuma-yazma konusunda zorlukları aştık. Fatma Hanım okula hiç gitmemiş, okuma-yazmayı kendisi öğrenme fırsatını hiç bulamamış. Sıfırdan başlayarak kalemi ilk defa eline alan bir öğrenci gibi harfleri ilk kez yazmaya başladı ve bütün harfleri yazabiliyor. Bütün harfleri tanıyabiliyor. Herkese örnek teşkil edebileceğini, yaşının ileride olmasının önemli olmadığını kendileri gösterdiler. Herkes okuma-yazmayı öğrenebilir. Bu mutluluğu tadabilir. Yenilikleri takip edebilir. Çevresi ile iletişimi okuma-yazma ile daha fazla kurabilirler” dedi. 

“Fatma Teyze tek örneğimiz” 
Fatma Sirekoğlu’nun Nazilli’de bu konuda ilk örnek olduğunu ifade eden Kaymakam İbrahim Küçük ise şöyle konuştu: 
"Cumhurbaşkanımız ve eşlerinin başlatmış olduğu Türkiye genelindeki okuma-yazma kursları kapsamında ilçemizde de vatandaşlarımız okuma-yazma kurslarımıza devam ediyor. Halen devam eden kurslarımız da var. Fatma Teyzenin kursu ise ilçede bir ilk. Öğretmen arkadaşımız Fatma Teyzenin evine kadar gelip evinde kursunu verdi. Çünkü çocukluğundan beri bir engel durumundan dolayı okula gidememiş. Şu anda bizim kurslarımıza gelemiyor. Biz de bu hizmeti ayağına kadar getirdik. Halk Eğitimi Merkezimiz Müdürümüze, tüm çalışanlarımıza ve öğretmen arkadaşımıza çok teşekkür ediyorum. Aynı zaman bu kursun sembol isimlerinden bir tanesi olduğu için bir örnek oluşturduğu için Fatma Teyzeye çok teşekkür ediyorum. Umarım bu başkalarına iyi bir örnek olur. Onların azmini, çalışma şevkini ve öğrenme isteklerini artırır diye düşünüyorum. 300 civarında kursiyerimiz vardı. Bunların işte 150’nin üzerindeki şu ana kadar belgelerini aldı. Diğerleri de yakın gelecekte alır. Nazilli’de okuma-yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 3 ile 4 arasında bir değişim gösteriyor. Bizim amacımız 3-4 yılda bunu sıfıra indirgemek. Önemli olan, bizim genç kesimden, arkadan gelen yeni nesilden okuma-yazma bilmeyen kişiye izin vermememiz. Yani önemli olan okuma-yazma bilmez bir kesim üretmememiz. Bunu sağladığımız zaman bunu 3-4 yılda eritebileceğimizi düşünüyorum. Bizim için okuma-yazma konusunda herhangi bir engel söz konusu değil. Vatandaşlarımız eğer bize gelemiyorsa biz onların ayağına kadar öğretmenimizi gönderiyoruz. Gerekirse Fatma Teyze örneğinde olduğu gibi evinde de kendisine eğitim-öğretim hizmeti verebiliyoruz. Devletimiz bu konuda gerçekten güçlü ve istekli. Biz de tüm emeği geçenlere teşekkür ediyoruz."