Bu cuma yine bir sürü  Cuma kutlama mesajları gelecek telefonlarımıza, maneviyat yüklü, günahsız, ayet ve hadislerde dolu,içimize su serpen mesajalar... Kopyalayıp yapıştırıp biz de onlara göndereceğiz... Ama kimse küstüğü kişinin kapısını çalmayacak, bir yetim bulup sevindirmeyecek, başını okşamayacak... Ne zamandır uğramadığı komşusunun kapısını çalmayacak. Kayınvalidesinin elini öpüp, Cuman mübarek olsun Annecimm demeyecek... Bu Cuma bir önceki cumadan farklı olsun diye düşünüp farklı birşeyler yapmayacak.  Kur'an yine raflarda bizi bekleyecek. Kılınmamış kazaya kalmış namazlar da öyle... Bir gün önceden ikisinde namazından sonra tevbeye kapanıp, Perşembe gecesinden tertemiz olup, madden ve manen cumayı tertemiz karşılamak varken, bir de bakıcaz bir diğer Cuma gelecek. Kimse doldurup çoluğunu çocuğunu arabasına kenarda kalmış bir mahalleye gidip, kendine bir kardeş aile bulmayacak. Ya da bir Suriyeli kardeşinin çadırına misafir olmayacak... Âhir zaman cumaları işte böyle sönük ve ruhsuz geçecek... Mezarlıklar kimsesiz, hastaların gözü kapıda, yaşlılar yalnız... En az yirmi ailenin yaşadığı apartmanlarda, yapayalnız kalmış insanlık... Ummadığımız  bir anda çalan kapıya şaşırdığımız, bir komşu bize selam verse acaba niye diye merak ettiğimiz, hep karşılıklı hep menfaate dayanan ilişkiler çıkmazından çıkıp, sadece Allah rızası için selam alıp veremediğimiz  Cumalar... Âhir zaman Cumaları... Hakkını veremediğimiz dini değerlerimizden biri... Her hafta kapımızı çalıp, binler sevap fırsatlarıyla gelip, eli boş dönen Cumalar... Bir kardeşinin Cuma gününü hayırlayana cennetimin kapısını açarım gibi bir müjdeyle şereflenmiş, adı Bayram, sonu hüsran Cumalar... Bir mesajla kutlanan, kopyala yapıştır, hazır mesajlı Cumalar...  Âhir zaman Cumaları, hem öksüz, hem yetim, kimsesiz, yalnız Cumalar...