Sizleri, empati yapmaya davet ediyorum. Düşünün, bulunduğunuz kamusal alanda bir grup, bölücü eylemler gerçekleştiriyor, terör sloganları atıyor, gözünüzün içine baka baka, üstünüze geliyor, güç gösterisi yapıyor. Duvarlara, masalara ‘’Biji Serok Apo’’,PKK burada,’’Ege faşizme mezar olacak’’ şeklinde sloganlar yazılıyorlar ve idareciler kılını kıpırdatmıyorsa siz olsanız ne yapardınız?
     2. soru. Marjinal sol ve terör sempatizanlarının illegal eylemleri bu kadar görmezden gelinirken bunun sorumluları kimlerdir?
     Sizler bu soruları düşüne  durun; yorumlarınızı yazabilirsiniz.
     Fırat Yılmaz Çakıroğlu…
     Ege Üniversitesi’nde Tarih bölümü son sınıf öğrencisi, bölüm birincisi; davası için baş koymuş bir babayiğit. Hayalleri vardı. Bu sene mezun olup, Tarih bölümünden yüksek lisansa girecek, hayalinde akedemisyen olup, genç nesiller yetiştirmek vardı. İdealistti.
     Olmadı, olamadı izin vermediler. İçinde ki bayrak aşkı, bölücülere verdiği mert mücadele, kalleş bir saldırıyla son buldu.
     Ne yazık ki; Fırat’ın şehit edilmesi kadar üzüntü verici gelişmelerde var.
     Bazı malum kanallar olayı ‘’karşı görüşlü öğrenci kavgası ‘’olarak sunarken Fırat’ın nasıl şehit edildiğini anlatmadılar.PKK ‘dan bahsetmediler. Siyasiler olaya sessiz kaldı, yada göstermelik tepki verdiler. 
     PKK’lılar ölünce sosyal medyayı yıkan sözde aydınlar, şarkıcılar, çevreciler, hepimiz Charlie, hepimiz ermeniyiz diyen hayalperestler ortada yoksunuz.
     Manşetleri çarşaf çarşaf yalan haberlerle süsleyenler olayı niye görmediniz? Nerdesiniz…
     Fırat’ın tek suçu…
     Hak yolda bayrağına bağlı, vatanını sevmesiydi.
     Tek suçu…
     Bölücülere, Siyonistlere, faşistlere, emperyalistlere karşı kalkan olmasıydı.
     Tek suçu…
     Tüm engellere, tüm zorluklara rağmen, kimselerin görmediği, duymak istemediği, sesini çıkarmadığı olaylara tepkisiz  kalmamasıydı.
     Tek suçu…
     Ülkücü olmasıydı.
     Rahmetli, Ülkücü bir amcam vardı. Bir gün, ya,amca bu sizlerin çektiği çile ney? diye sorduğumda…
     -Yeğenim! ‘’bizler seyrek sakal gibiyiz, kestikçe gürleşiriz. Allah’ın izniyle, bu beden bu Vatan’da olduğu sürece; İslam’a, Vatan’a, bayrağa kimse el uzatamaz’’ derdi. Amcamın dediği gibi, Fırat’ta o sakaldan bir tanesi. Bir Fırat gider, on Fırat gelir. Allah Rahmet Eylesin. Mekanları Cennet olsun.